look at me

133 12 30
                                    

╭✧∭✧∭✧𝙙✧∭✧∭✧ ╮

╰✧∭✧∭✧𝙙✧∭✧∭✧ ╯

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

╰✧∭✧∭✧𝙙✧∭✧∭✧ ╯

Deniz: Bakışların altında eriyecek bir gün çocuk.

☀️

''Haechan, yavaşla.''

Donghyuck, nefesini toplamak ve kendine gelmek için cevap vermeden önce biraz bekledikten sonra Mark'ı kısa bir şekilde süzdü.

''Sen sadece fazla yaşlısın.''

Dedikten sonra zaten neredeyse kapısının önüne geldiği için tekrardan koşmaya gerek duymadan adımlarını krem renkli binanın kapısına yönlendirdi. Arkasından Mark'ın kafasını onu onaylamaz bir şekilde sallayarak takip ettiğini biliyordu bu yüzden yüzündeki minik gülümseme ile arkasına bir kez bile bakmadan içeri girdi ve kapıyı Mark'ın girmesini beklemeden kapattı. 

''Ah, gerçekten bir çocukla uğraşıyorum.'' Minhyung sessizce nefesi altından söylediği cümleden sonra kapıyı açıp, arkasından gelen diğer hanımefendinin de geçmesi için de bir centilmen olarak tuttu. Kendi yaşlarında gözüken kadın içtenlikle gülümsedi ve ne kadar küçük de olsa hoş bir davranış olduğunu söyleyip teşekkür etti. Mark, sadece teşekkür etmesinin yeterli olacağını düşünse de duydukları da göğsünü kabarttığı için küçük bir şekilde gülümsedi kadın kafedeki herhangi bir masaya geçmeden önce. 

Bu sırada, oldukça sıradan gözüken bir kadın ile sevgilisi Bay Aptal Mark'ın etkileşimini izleyen Haechan, aralarında pek bir şey olmamasına rağmen kadının gevezeliği taklit etmeden duramamıştı. ''Çok hoştu gerçekten bla bla, teşekkür et geç işte.''

Mark, sevgilisine sonunda döndüğünde yüzündeki irite olmuş ifadeyi fark edince kıkırdadı ve elini Donghyuck'un beline atıp biraz kendine çekti. Haechan'dan beklediği gülümsemeyi almak yerine tek kaşını kaldırmış, bir belindeki ele bir de vücudunu saran sevgilisine bakmaya başlayınca elini istemese de çekmek ve Haechan'ın kadının hemen yanındaki bir masaya oturuşunu izlemek zorunda kalmıştı. Sevgilisinin önündeki sandalyeye oturduktan sonra yanlarına gelen garsona siparişlerini biraz zaman alarak söylemiş, garson gittiğindeyse yanlarına gelen Samoyed*'le ilgilenmeye başlamışlardı. 

Mark, köpeğin başını okşamak için her ne kadar elini uzatmış olsa da, köpek önündeki iki adamın arasında bir seçim yaparak Haechan'ın bacaklarına yaklaşmış ve solundaki elin dokunuşlarından çekilmişti. Minhyung, utanarak elini çekip masanın üstüne koydu ve iki elini birleştirdi. Haechan ise bütün dikkatini ayaklarının etrafında dolaşan köpeğe vermiş bir şekilde sandalyesinden kalktı ve daha rahat bir şekilde oynayabilmek için yerde dizlerini göğsü ile birleştirerek oturdu. Köpeğin uzun tüylerini rahatlatıcı bir şekilde sever ve yüzündeki elleri ile arada söylediği 'ne kadar tatlısın' ya da 'acaba seni alıp Mark'ı burada mı bıraksam?' sözleriyle onunla oynarken Mark ise garsonun hala siparişlerini getirmemesi hakkında, ki sipariş vermelerinden 5 dakika ya geçmiş ya geçmemişti, şikayetlerini bildiriyordu. 

you like me, don't you?? | markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin