de tout mon cœur

12K 1.4K 419
                                    

tüm kalbim ile

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

tüm kalbim ile

Adım seslerini kapının ardında duyduğunda terlemeye başlayan avuç içlerini üzerindeki siyah keten pantolonuna silerken kapı tıklatıldı, "Girin" diye seslenirken kalçasını arkasındaki masaya yasladı ve kapının açılmasını bekledi. Yardımcısı Jihoon gülümseyerek içeri girdiğinde içine düştüğü hayal kırıklığı ile baktı karşısındaki pembe saçlı oğlana, yerinden uzaklaşırken beklediği kişi olduğunu görmemek daha da gerilmesine sebep oldu Taehyung'un, gelmekten vazgeçmiş olamazdı, değil mi? "Bay Kim, izniniz olursa ben erkenden çıkıyorum." Jihoon'un kelimeleri ona ulaştığında başını salladı, "Tamam, Jihoon. Gidebilirsin." derken, parmakları gözlüğüne gitti ve düzeltti. Arkasını dönerek masaya sabitlenmiş aynada kendine baktı. Koyu yeşil gömleğinin birkaç düğmesi açıktı, kollarını kıvırmıştı ve gözlüğü ile tamamen eğitimci ve resmi havada olduğunu görmek omuzlarını silkmesine sebep oldu.

Arkasında duyduğu ses ile Jihoon'a hala gidip gitmediğini sormak için dönmüştü ki sarı gömleğinin eteklerini kot pantolonunun içine sokmuş, ince belini ortaya çıkarmış, tedirgin bakışları odada dolanan genç ile karşılaştı. Kahverengi tutamlar ikiye ayrılarak alnına  dökülüyor, bakışları kendisi üzerinde durduğunda öyle kaldı. Karşısındakinin wanderlust olduğunu biliyordu, sadece buraya yabancı olmasından değil, bakışları ben oyum diye bağırıyordu ve parlak gözleri kendisi üzerinde durduğunda aradığını bulmuş gibi etrafa ışıltı saçıyordu. Yutkunmayı denediğinde başaramadı, onun güzel olduğunu tahmin ediyordu fakat beklediği bu değildi, onun için tüm kelimelerin yetersiz kalacağını düşünmemişti. Aldığı derin nefeslerin arasında karşısında yavaşça eğilerek selam veren çocuğa yaklaştı, "Jeon Jeongguk." dedi titrek nefesiyle, "Adım, Jeongguk."  Ona sarılma isteği ile doldu Taehyung, kollarını ince beline sarmak ve sarı gömleğinin yakasından görünen boynuna başını yaslamak. Hiçbirini yapamayacağını bilerek gülümsedi, "Sonunda tanıştık." diyebildi sadece.

Oldukça gergin hissediyordu Jeongguk, yeşil gömleğinin içinde esmer teni oldukça göz kamaştırıcı duruyordu ve taktığı gözlükleri ile büründüğü resmi hava yüzünden bayılacağını hissediyordu. Dudakları yukarı doğru kıvrıldığında parmakları ne yapacağını bilemez halde ensesini bulurken, "Sanırım derse geçmeliyiz." dedi Taehyung, kemikli parmakları göz hizasına gelerek odaya girdiği anda fark etmediği siyah kuyruklu piyanoyu işaret etti. Ondna başka bir şeyi gözünün görmemesi nasıl normal olabilirdi? Yan yana uzun pufa oturduklarında hemen yanından gelen toprak, tarçın ve vanilya kokusu ile gözlerini kırpıştırdı, Kim Taehyung ile göz göze geldiğinde gülümsedi ve keşke yapmasaydı, Kim Taehyung'un dudakları içten bir gülümseme ile kıvrıldığında ağlayacaktı, hemen burada ona sarılmak ve başını onun boynuna gizleyerek ağlamak istiyordu.

Bu hissin kendisini bulacağını, kitaplarda bahsedilen karın ağrılarına ve kalbinde sıcaklığa sahip olacağını düşünmemişti hiçbir zaman. Aşk sadece romanlara ve filmlere aitti, başka bir dünyadandı Jeongguk için. "Temel bilgileri bildiğini söylemiştin, benim için bir parça çalar mısın?" Başını sallayarak beyaz parmaklarını tuşların üzerine bıraktığında oldukça gergindi, yanında hemen onu izleyen Taehyung da bakışlarını çekmeyerek hiç yardımcı olmuyordu ona. Beethoven, 14 numaralı sonatı çalmaya başladığında durdurdu onu Taehyung, en başında hata yapmış olma gerçeği ile yüzleşti Jeongguk ve üst dişleri alt dudaklarını esir aldığında bakışlarını Taehyung'a çevirmeye çekindi. "Notaları unut, notalarda hata yapabilirsin fakat sadece bu sonatı dinlediğinde ne düşündüğünü hayal et." dedi Taehyung, hemen yanına yerleşen esmer, uzun ve kemikli parmaklar ile ne yapacağını bilemedi, ellerini hemen çekse nasıl hissederdi Taehyung?

Gözlerini yanındaki bedene çevirdiğinde Kim Taehyung'un profilinin ne kadar güzel olduğunun bir kez daha farkına vardı, gözleri bir noktaya dalmış gibiydi ve tuşların üzerinde ustalıkla gezinen parmaklar arada kendi parmaklarına değiyordu ve sıcak ten, içini ısıtıyordu. Parmakları durduğunda bakışlarını Jeongguk'a çevirdi Taehyung, dudakları hafif aralıktı ve dişlenmekten kızarmaya başlamıştı bile. Üst dişleri onu sevimli bir havaya sokarken, parmaklarını beyaz ten üzerinde gezdirmek istiyordu Taehyung, "Sadece hislerini düşün, notaları ya da doğru yapıp yapmamayı değil." Jeongguk başını sallayarak bakışlarını çektiğinde gülümsedi, genç olanın parmakları tuşların üzerinde gezinirken gerginliğini hissediyor olması için dile getirmesine gerek yoktu, Taehyung onun tatlı çilek ve yazı andıran kokusuna karışan bu havayı hissediyordu. Bir elini Jeongguk'un tuşların üzerinde gezinen ellerinden birinin üzerine koyarak onu durdurdu. "Gergin olduğunu biliyorum ama aklını boşaltmalısın, sadece kendine odaklan, beni unut." Yanındaki bedenin omuzlarını düşürdüğünü gördü Taehyung, onun sorununun ne olduğunu anlıyordu, Jeongguk kendi sorunlarının farkında olabilirdi ama hislerini kontrol etmek konusunda başarısızdı. Yerinden kalkarak arkadaki mini buzdolabına ilerlerken, "Bir şeyler içmek ister misin?"diye sordu Jeongguk'a, onaylayan mırıltılar işittiğinde gülümsedi.

Önüne bırakılan muzlu süt ile kaşlarını çattı Jeongguk, bir şeyler içmek isteyip istemediğini sorduğunda beklediği kendisinin rahatlamasını sağlayacak içkiydi, "Bir içkiyi tercih ederdim." diye mırıldanmadan edemedi. Taehyung'un kısık kahkahasını duyduğunda gözleri onun üzerinde kaldı, "Çalışırken içki içmekten hoşlanmam." dedi Taehyung, elinde tuttuğu küçük pipeti süt kutusuna batırdı. Jeongguk'un kot pantolonunda bulunan yırtıklar oturduğu anda dizlerinin daha fazla görünmesine sebep olmuştu, bacaklarını sıkıca saran ve ortaya çıkan görüntüye bakmamak için oldukça çaba sarf etmesi gerekiyordu Taehyung'un. Dudakları pipeti araya sıkıştırdığında bakışlarını güzel çocuğun hangi yerinde gezdirse bilemiyordu. Ona bakmaya doyamayacaktı ve her baktığında yeni bir şey keşfedecekti, iç çekerek kendi pipetini dudaklarına götürdü. "Kendi hislerini yönetmeyi öğrenmen gerek, Jeongguk." dedi, onun bakışlarını üzerinde hissettiğinde bir bacağını oturdukları pufun diğer yanına atarak tüm bedenini ona çevirdi. "Gergin olduğunun farkındayım, senin kadar ben de gerginim. Parmakların tuşlara değdiği an bütün her şeyi unutman ve yalnızca kendi asıl hislerine odaklanman gerek. O parça ne hissettiriyorsa, sadece o. Sana öğretmem gereken bu fakat benim tek başıma verdiğim savaş, sen bana katılmadığın sürece yetersiz kalır." Jeongguk başını salladı, dudaklarını pipette ayırdığında derin bir nefes aldı Taehyung, "Bu başka derslerimiz olacağı anlamına mı geliyor?" diye sordu heyecenla, gülümsediğinde iki ön dişi daha belirgin oluyordu ve kapıdan girdiği anda onu etkisi altına alan aurasına katılıyordu sevimliliği. Başını sallayarak onu onayladı, "Evet, olacak." dedi sesini sabit, heyecanını belli etmeyecek şekilde çıkarmaya çabalayarak.

|instagram|

|instagram|

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


vante

bana böyle bakarak istediğini yaptırabileceğine inanıyor

1,438.934 beğeni, 247.283 yorum

wanderlust

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


wanderlust

"... ve biz bekliyoruz zavallılığımızla, sınırlanmışlığımızla ve ruhumuz ürkek tesellileri özlüyor. "

genç werther'in acıları, von goethe

je fonds danstes yeux' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin