Bu sırada güneyde dağılmış Hordelar soylarını devam ettirebilmek için savaşmaktaydı. Grom Hellscream ve Warsong klanı çatışma kazansa da, Deadeye ve Bleeding Horrowlar'ı Lordaeron güçleri tarafından kuşatılmıştı.
Bu sırada, Alliance tarafından bilinmeyen, büyük bir orc birliği Khaz Modan'ın kuzeyinde konuşlanmıştı. Dragonmaw klanı, Nekros'un öncülüğündeydi. Ejder Kraliçesi Alexstrasza'yı kontrol etmek için Demon Soul kullanıyorlardı. Ejder Kraliçesinin desteğiyle Nekros, Grim Batol'un (bazıları için lanetlenmiş) kalesi Wildhammer'da gizli bir ordu kurdu. Kızıl Ejderlerini ve ordusunu Alliance'ın üzerine yollamayı düşünen Nekros, Azeroth'u işgalinin devamını planlamaktaydı. Planları gerçekleşmedi çünkü Rhonin adlı bir büyücü önderliğindeki küçük bir direnişçi grup Demon Soul'u yok etmeyi başardı. Böylelikle Ejder Kraliçesi Alexstrasza serbest kaldı.
Serbest kalan Alexstrasza'nın ejderhaları Grim Batol'a ve Dragonmaw klanına saldırdılar. Nekros ve klanı Alliance güçlerinin de gelmesiyle ağır bir yenilgiyle karşılaştı.
Orclar'daki Bitkinlik
Aylar geçtikçe daha çok Orc hapsedildi. Sayı arttıkça Alliance yeni kamplar kurmak zorunda kaldı. Masrafları karşılayabilmek için Kral Terenas yeni bir vergiyi Alliance ülkelerine zorunlu hale getirdi.Sinirler gerginken gelen bu vergi, Alliance'ı rahatsız etti. En karanlık zamanlarda insanlar ve müttefikleri ayrılmanın eşiğine gelmişlerdi.
Zaman geçtikçe Orcların kamptan kaçma girişimleri ya da kendi aralarındaki kavgaları büyük ölçüde azalmıştı. Orclar zaman geçtikçe çok daha sakinleşiyordu. İnanması zordu ama Azeroth'daki en hırçın ırk, artık içindeki savaşma arzusunu kaybetmişti. Bu durgunluk Alliance liderlerini yüreklendiriyordu.
Kimileri bunun bir hastalık olduğunu düşünüyordu. Ama Dalaranlı Arch Mage Antonidas başka bir hipotez ortaya koydu. Orc tarihini araştıran Antonidas, onların nesillerce iblis güçlerinin etkisi altında kaldığını öğrendi. Azeroth'a ilk saldırıdan önce de bu güçlerin etkisi altında olduklarını öne sürdü. İblislerin Orcları agresifleştirdiği açıktı.
Antonidas'ın teorisi, Orclardaki bu durgunluğun hastalıktan çok iblisvari güçlerin etksinin azalmasından kaynaklandığı yönündeydi. Olay açık olmasına rağmen Antonidas bu durumu düzeltecek bir şey bulamadı. Birçok büyücü ve Alliance lideri Orcları tedavi etmenin riskli olabileceği konusunda hem fikirdi. Orcları bu durumlarıyla yalnız bıraktılar.
Yeni Horde
Toplama kamplarından sorumlu Aedelas Blackmoore, Durnholde'daki tutsak Orcları gözetliyordu. Bir Orc ilgisini çekmekteydi. Blackmoore, Thrall adında genç bir köleyi yetiştirdi. Blackmoore Orc'a filozofi, savaş teknikleri ve taktiklerini öğretti. Thrall bir gladyatör gibi yetişti. Bu zaman çerçevesinde
kamp şefi Orc'u bir silaha çevirmişti.
Güçlü, çevik Thrall büyüdükçe, esir hayatının kendisi için uygun olmadığını gördü. Büyüdükçe toplama kamplarında hiç tanışma fırsatı bulamadığı kendi halkını tanıdı. Konuşulanlara göre, Orc lider Doomhammer, Lordaeron'dan kaçmış ve saklanıyordu. Sadece bir casus klanı Alliance'ın gözünden uzak kalmıştı.
Thrall kararını vermişti, kaçıp kendi ırkından olanları bulacaktı. Köle olduğu dönemde Thrall toplama kamplarında bulunmuş ve ırkının bitkinliği gözlerinden kaçmamıştı. Bulmayı umduğu efsanevi savaşçıları bulamayan Thrall, hayal kırıklığı içinde yenilmemiş tek Horde şefini bulmaya karar verir, Grom Hellscream.
Hellscream, Alliance karşısındaki mücadelesine devam ediyordu fakat hiçbir zaman tutsak Orcları kurtarmak için bir yol bulamadı. Hellscream'in fikirlerine hayran kalan Thrall, Horde'un savaşçı kişiliğine güçlü bir empati beslemeye başlamıştı.
Thrall kuzeye, efsanevi Frostwolf klanını aramaya gitti. Thrall, Gul'dan'ın ilk savaş sırasında Frostwolfları sürdüğünü öğrendi. Ayrıca, Frostwolf klanının gerçek şefi Durotan'ın oğlu ve gerçek varisi olduğunu öğrendi. Durotan yirmi yıl önce vahşice katledilmişti.
Drek'Thar sayesinde Thrall halkının eski şamanistik kültürünü öğrendi. Bu kültür Gul'dan'ın baskıcı rejimi karşısında unutulmuştu. Zaman içinde, Thrall güçlü bir şaman haline geldi ve Frostwolf klanının şefi oldu.
Gezileri sonunda Thrall yaşlı savaş şefi Orgrim Doomhammer'ı buldu. Orgrim yıllardır yalnız yaşamaktaydı. Doomhammer, Thrall'ın babasının yakın dostuydu. Bu yüzden genç Orc'a destek olup tutsak Orcları serbest bırakmasında ona yardım etmeye karar verdi. Birçok veteran savaş şefinin desteğiyle Thrall halkını serbest bıraktı.
Ama galibiyet uğruna bazı bedeller ödenmişti. Doomhammer savaşta hayatını kaybetti.
Thrall, Doomhammer'ın efsanevi savaş çekicini ve zırhını alarak Hordeların yeni şefi oldu. Sadık dostu Grom Hellscream'den aldığı cesaretle halkının bir daha köle olmaması için çalışmaya başlar.
Örümcek Savaşı
Thrall, Lordaeron'da kardeşlerini kurtarırken, Ner'zhul güç merkezini Northrend'de kurmaya devam etti. Ner'zhul'un sayıca gitgide artan ölüm lejyonu, Icecrown buzullarının üstüne, dev bir kale yerleştirdi. Kıta üzerinde etkisini genişletirken Lich King, gücüne karşı koyan karanlık bir imparatorlukla yüzyüze geldi. Sinsi bir insanımsı örümcek ırk tarafından kurulan kadim Azjol-Nerub Krallığı, elit savaşçılarını Icecrown'a saldırı için yolladı. Ner'zhul'u şaşırtan ise, bu karanlık Nerubluların hem salgın hastalığa hem de Ner'zhul'un telepatik güçlerine karşı bağışık olması, etkilenmemesiydi. Nerublu örümcek efendiler sayıca büyük güçleri komuta ediyorlardı ve Nerubluların neredeyse Northrend'in yarısında tüm yer altını kaplayan tünel ağları vardı. Vurkaç taktikleri Lich King'in işini gereğinden fazla zorlaştırıyordu ancak en sonunda, Ner'zhul savaşı yıpratma taktiğiyle kazandı. Dreadlordların ve sayısız ölü savaşçının yardımıyla Lich King Azjol-Nerub'u istila etti ve tapınaklarını Örümcek efendilerin üstüne yıktı.
Nerublular, Ner'zhul'un salgınına bağışık olduğu halde, Ner'zhul'un büyüyen Necromantic güçleri Spider lordları da aynı ölüler gibi kaldırmasına izin verdi. Bir de üstüne Ner'zhul, Nerubluların mimari anlayışını kendi bina ve yapılarına uygulamaya başladı. Sonunda krallığını önünde engelsiz yönetmeye bırakılan Lich King, dünyadaki gerçek görevi için hazırlanmaya başladı. İnsan topraklarına engin benliğiyle uzanan Lich King, kendisini dinleyecek her karanlık ruha fısıldamaya başladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/28448668-288-k664715.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WARCRAFT 2016
FantasíaHiçbir vakit tam karanlık değil gece, her acının sonunda açık bir pencere vardır. hayal edilecek birşey vardır, yerine getirilecek istek. cömert bir yürek uzanmış açık bir el, canlı canlı bakan gözler vardır. bir hayat vardır,hayat bölüşülmeye hazır...