- Killed someone -

285 33 33
                                    

01.07.2020

Kim Taehyung.

Taehyung'u betimlemek oldukça zordu aslında. Yine de saatlerce düşünüyor, onu anlatacak, tarif edecek kelimeleri arıyordum.

Denk gelince cümlelerim kendinden dökülüyor ve daha da ileri gidiyordum.

Onu dakikalarca, saatlerce ve günlerce anlatabilirdim.

Biliyorum, elbette bir gün birine âşık olacaktı fakat o zamana kadar benimle kalmasını diliyordum.

Dokunamasam da yakınımda olmasını. Kalan tek sigarayı paylaşmayı. Dudaklarının sardığı beyaz katmanı kendi dudaklarıma tattırmayı. Yüzüme yaklaşıp dumanını tapabileceğim et parçaları arasından üflemesini istiyordum.

Beni kirletmesini, yerle bir etmesini ve mahvetmesini fakat yine beni toparlayanın o olmasını istiyordum.

Bunu fazlasıyla arzu ediyordum lakin utanç ve reddedilecek olmanın verdiği kesinlik yüzünden cesaret edemiyordum.

Şimdi evimin oturma odasında, olsalar bile yüzündeki güzelliği saklayamayan yaralar ile uğraşıyor, acıtmamaya dikkat ediyordum.

Her pamuk darbesinde derin sesi ile inliyor ve acı çekişini gizlemiyordu. Ne kadar bundan hoşlanmasam da Kim Taehyung'a ait boğuk ses içimde bir şeyleri kımıldatıyor, birbirine çarptıyor ve kasıklarımda son buluyordu.

Kimi kandırıyordum, bundan deli gibi hoşlanıyordum.

Yüzündeki yaraları hallettiğim vakit bir miktar gerilemiş, dağılmış tutamları alnına serpilirken bedenine göz gezdirmiştim.

Bitkin görünsede sürekli bunu dile getiriyorum lakin güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemişti.

Odadaki sessizlik kendini korurken bittiğine kanaat getirmiş, malzemeleri toparlamaya başlamıştım. Hepsini yerleştirdiğim vakit ayaklanmış, hemen döneceğime dair bir şeyler söylerken odama doğru ilerlemiştim.

Tişörtü yer yer kan lekeleriyle bezenmişti. Bu yüzden temiz bir şeyler vermek istiyordum lakin gidecek mi kalacak mı pek emin değildim. Muhtemelen bu saatte kavga etmişti ve gidecek başka biri yoktu.

Bu sebepten ötürü bir tişört ve eşofmanı almış tekrardan olduğu yere yönelmiştim. Başı geriye doğru yaslanmış ve tişörtünün bolluğu sebebiyle tüm boynu açılmıştı. Arada yutkunuyor ve adem elması ritmik bir şekilde hareketleniyordu.

Dudaklarımı ıslatıp olduğu yere yürürken bedenine yaklaşmış, elimdekileri uzatarak normal tutmaya çalıştığım sesimle başı bana dönmüştü.

"Üstün mahvolmuş, istiyorsan bunları giy."

Titrek bir nefes verirken kıyafetleri almış masanın üzerine bırakarak üzerindeki tişörtü çıkarmıştı. Rahatsız olmaması adına bakışlarımı etrafta gezdirirken ayaklanmış, fermuar sesini duymam ile pantolonunu çıkardığını tahmin etmiştim. Fazla gergindi ve bunu hissetmemek mümkün değildi.

Bir süre daha o hâlde dururken soğuk parmaklarıma değen sıcaklık ile irkilmiş, parmakları ellerime dolandığı vakit bedenimi yanına çekmişti.

Oturmamı sağladıktan sonra bana dönmüş, bir kaç saniye yüzüme bakmasıyla bile kalp atışlarım hızlandığını hissetmiştim. Dudaklarını birbirine bastırmış, ne diyeceğini bilemez bir şekilde parmaklarımı daha sıkı kavramıştı.

"Birlikte uyuyalım mı Jeon?"

Duymaya alışık olduğum ses tonunun beklemediğim şekilde mırıldanması ile bir süre durmuş, ardından pekâlâ kelimesini ağzımda yuvarlamıştım.

Ayaklandığı vakit tuttuğu elimi bırakmamış, koridora doğru ilerlemişti.

"Odan nerede Jeon?"

"Devam et, solda."

Kafa sallamış, odama girdiği vakit kısaca etrafa göz atmıştı. Duvarlarda asılı olan çizimler, odamı kaplayan kütüphanem, yazdığım bazı makaleler ve fotoğraf makinemle birlikte sadeydi. Memnun mırıltısını işitirken yatağa doğru ilerlemiş, üzerindeki örtüyü çekip yerleşmiş, eliyle yanını işaret ettikten sonra kendimin duyabileceği kesik bir nefes bırakıp kafa sallamıştım.

İşaret ettiği yere uzanırken üzerimizi örtmüş, ikimizin bakışları da tahmini olarak tavanda gezinirken, göz ucuyla kusursuz yüz hatlarına bakmıştım. Dudaklarını aralamış, başı bana dönerken vücudunu da çevirmişti.

Bir süre bana bakmış, bende başımı olduğu tarafa çevirmiştim.

"Sana geldim. Kimse seni tanımıyordu. Tanıdığım hiç kimse senin hakkında bir şey bilmiyordu. Kimse birbirimizi tanıdığımızı bilmiyordu. Sana bir şey sormalıyım Jeon. Hapishane kaçağı olduğumu söyleseler ihbar eder miydin? Yüzümü haberlerde görsen beni saklar mıydın?"

Söylediklerinden en ufak şey anlamıyordum. Surat ifadesi daha önce hiç görmediğim bir şekile bürünmüştü. İrisleri irileşmiş ve bana o saf duygu ile bakmıştı.

Korku.

Kim Taehyung ilk defa bana boşluk, merak veya teşekkür ile bakmıyordu. Kim Taehyung ilk defa korku dolu bir ifadeye sahipti.

"Jeon?"

Emin olmak ister gibi soyadım tekrar dudaklarından dökülürken ne yapacağımı bilemez bir şekilde ona doğru dönmüş ardından başımı iki yana sallamıştım.

"Evet, korurdum. Ne olursa olsun korurdum."

Üst dişleri gerginlik ile alt dudağına geçerken yutkunmuş, bakışları bakışlarımı bulmuş ve dudaklarının titrediğine yemin edebilecek seviyedeyken aralayarak donup kalmamı sağlayan cümleyi dökmüştü.

"Jeongguk, ben birini öldürdüm."



_

Umarım bölümü beğenirsiniz, geç yazdığımı biliyorum fakat ilerleyen zamanlar bölümler uzayacak, geçiş gibi düşünebilirsiniz.

Karşılık olarak oy verebileceğinizi umuyorum.

Keyifli okumalar.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cigarette / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin