Dört-Parçaların Yerine Oturuşu

165 28 103
                                    

Ben Howard-Keep Your Head Up

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben Howard-Keep Your Head Up

•••

LİLY EVANS GİYDİĞİ paçavramsı eşofman altı ve pekte üstünü kapatmayan penyenin içinde rahatsız derecede rahattı açıkçası. Diken üzerinde davranmanın belirli bir karşılığı olsa da -ki bu genelde iyiye delalet ederdi, bazen aradığın şey bu olmuyordu.

Ve kadın, yaptığı saçma at kuyruğu ve üşümesini asla engellemeyen paçavralarla gayet özgür hissediyordu. Fakat tek sorunu, Severus'un evinin pencerelerinin yeterince sağlam olmamasından dolayı içeriye dolan soğuk havaydı. Evet, Lily Evans'ın yaşadığı tüm olaylardan sonra tek odak noktası sorun buydu. Oldukça ses çıkaran parkelerin üzerine parmak ucuyla bastı Lily, Bella'nın kızmayacağını umarak sandalyesine astı yeşil hırkayı geçirdi üstüne. Umudu, Bella uyanmadan giyinip çıkmaktı zaten. Severus'a bir veda edip sorumluluk sahibi haline geri bürünmeliydi.

Yavaşça beyaz, üzerinde lekeler olan kapıyı açtı Lily, odadan çıkana kadar parmak uçlarında yürümeye devam etti, ardından yavaşça bastı ayaklarının üzerine. Bir nefes verdi, kimseyi uyandırmadığını umarak, fakat bu evde uyku saatleri çok değişik işlerdi.

Lily, koridoru geçip salona vardığında -bunun için pekte adım atmamıştı, mutfak tezgahında bir karartı gördüğünü hissetti. Mutfağa bakmasıyla yerinde sıçradı kadın, bir eliyle kalbini tuttu ve gözlerini kapayarak derin bir nefes verdi. "Rodolphus, beni korkuttun." Dedi sesli bir fısıltıyla. Rodolphus, tezgahta oturmuş konservelerden birini kaşıklıyor gibi görünüyordu, üstünde bir uyku mahmurluğu olduğundan olsa gerek, Lily'i pekte kale almıyordu.

Rodolphus'la karşılaşmasının ardından o hırkayı giydiği için tebrik etti kendini, kimsenin karşısına öyle çıkmak istemezdi. Düşüncesiyle daha sıkı sarıldı koyu yeşil hırkaya. "Severus ne zaman uyanır acaba?" Dedi çocuğa doğru. Rodolphus, konserveye daldırdığı kaşığı bir kez daha yaladı ve elindeki tenekeyi yanına bıraktı. Bunların hepsini yavaş yavaş yaparken Lily şaşkın bakışlarla izliyordu onu. "Şey evet, birazdan çıkacak." Dedi Rodolphus, Lily'i unutmuş ve bir anda aklına gelmiş gibi. Lily başını salladı çocuğa, gidip salonda oturmak ya da burada dikilmek arasında gidip geliyordu, onu düşüncelerden çıkaran ise Severus'un açılan oda kapısı oldu. Lily'nin suratına bir gülümseme yayıldı, sabahın erken saati olduğundan duygularında büyük bir karmaşa yaşadığı söylenebilirdi.

Severus'u da aynı kendi gibi, rahat kıyafetler içinde beklerken lacivert boğazlı bir kazak ve siyah kumaş pantolonuyla gördüğünde şaşırmıştı, ne diye sabahın bu saatinde giyinik olurdu ki insan?

Lily de aynı tuhaf bakışları alıyordu kendine, bu saçma ortamı bozmak adına gülümsedi Lily. "Günaydın!" Dedi neşeli bir sesle, Severus'a sorsanız baharın sesi derdi buna. "Günaydın." Dedi Severus, daha sakin ve derin bir sesle, hafifçe gülümseyerek. "Çıkıyor musun?" Dedi Lily, eliyle Severus'u göstererek. Bir eliyle hala hırkasının önünü tutuyordu. "Evet," dedi Severus. "İş görüşmem var." Sesindeki umutsuzluk belli oluyordu her halinden, Lily başta anlam veremedi buna. Sonra kendi derdine döndürdü konuyu. "Beni de beklesen olur mu? Birlikte çıkarız." Dedi Lily, Severus bunu söylemesiyle gerildi kısaca. Kalbi pır pır etti, başını salladı ardından. "Tabii." Dedi hızlıca. Lily güldü ve hızla yatak odasına ilerledi, içeri girdiğindeyse aynı sessizliği korumaya çabaladı, kıyafetlerini aldı ve odanın köşesinde giyinmeye başladı.

 I𝐍𝐅I𝐍I𝐓𝐘, 𝘚𝘩𝘰𝘳𝘵 𝘚𝘵𝘰𝘳𝘺 » 𝘈𝘭𝘵𝘦𝘳𝘯𝘢𝘵𝘪𝘷𝘦 𝘜𝘯𝘪𝘷𝘦𝘳𝘴𝘦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin