Ucube?

33 4 0
                                    

*medyada artık Melis'in kıyafetleri olucak*

Gözlerini ilham verici yeni bir güne araladı Melis. Karnının üstündeki köpeğin başına ufak bir öpücük kondurdu. Yavaşça kalktı ve banyoya yöneldi. Aynada bir süre öylece yansıyan görüntüsüne baktı. "Günaydıın çirkin kııız" dedi kendi kendine sırıtarak. Yüzünü yıkadı ve zorla kabarmış saçlarını taradı. Tepeden at kuyruğu yaptı ve odasına döndü. Pijamalarını çıkarttı ve üstünü değiştirdi. Boy aynasından kendine bakıp gülümsedi. Birden aklına önceki gün kütüphanede kendisini yakalayan çocuk geldi. "ay çiçeği" diye mırıldandı kendi kendine. Kendisini tanımasından korkuyordu. "Ah saçmalama Beril yüzünü görmedi sonuçta." dedi kendi kendine. Biraz olsun rahatladı ama hala Doruk denen bu çocuğun kendisini tanımasından endişeleniyordu. Tonks'u dikkatlice kucağına aldı. Mamasını ve suyunu verip yemesini izledi. Çantasına yürüteç'i ve gerekebilecek malzemeleri koydu. Çantayı sırtına geçirdi. Okul çantasını eline aldı. Mutfakta hızlıca bir şeyler atıştırdı ve dişlerini fırçalayıp son kez aynadan kendine baktı. Kendisinde sevdiği tek şey uzun dalgalı siyah saçlarıydı. Anahtarını eline aldı ve bisikletini almadan binadan çıktı. Okula doğru yürümeye koyuldu.

Okula varınca etrafına bakmadan ilerledi. Merdivenleri çıkarken biri onu durdurdu. 
"Merhaba ben Doruk bir şarkı yarışması yapacağımda katılır mısın lütfen?" Dediğinde Melis dona kaldı. 
Doruk ismini duyduğu anda donakaldı ardından "Ş-şey ben üzgünüm hayır." diye mırıldandı ve merdivenleri çımaya yeltenirken çocuk onu kolundan tuttu.
"Lütfen bu benim için çok önemli Kendi sesime uyan bir ses bulunca ulusal yarışmaya katılacağım." derken küçük bir yalan söyledi Doruk.
"Hayır şey benim sesim çok kötü."
"En azından adını söylesen." dedi Doruk
"Melis" diye mırıldandı ve kolundan kurtulup hızlıca merdivenleri tırmandı. Okula girmeden başka bir kızla konuştuğunu görünce rahatladı. Kız katılmaya oldukça istekli görünüyordu. 11-C'nin yolunu tuttu. Sınıfın önüne gelince derin bir nefes aldı ve içeri girdi. Tüm sınıf ona bakıyordu. Birden alkışlamaya ve ıslık çalmaya başladılar. Beril sınıftakilere dehşet dolu olduğu her haliyle belli  bir şekilde baktı. Tüm sınıf hep bir ağızdan "Yeni kız! Yeni kız! Yeni kız" diye bağırıyordu. İlk gün gördüğü kızlar yanına gelince iyice gerildi.

Kız "Merhaba" dedi sevecen bir sesle ama yüz ifadesinden tiksindiği belli oluyordu. Ardından kulağına eğildi ve... "Çirkinliğini kıyafetlerle kapamaya boşuna uğraşıyorsun ucube." diye fısıldadı. Geri çekilip sinir bozucu bir şekilde gülümsedi. Melis donakaldı.  Bir süre öylece kızın tatmin olmuş ifadesine baktı. "üsteleme Melis. Üstelemezsen sıkılıp gidecekler." diye geçirdi içinden. Ağır adımlarla ortalardaki cam kenarı sırasına geçti. Çantasını açtı. Edebiyat dersi için kitaplarını ve kalem kutusunu çıkardı. Bu dersi seviyordu. Yelda hoca sınıfa adımını attığında tüm sınıf ayağa kalktı. Selamlaştıktan sonra tekrar yerlerine oturdu ardından  ders başladı.

(öğle tenefüsü)

Zil çaldığı anda malzemelerinin olduğu çantayı kapıp sırtına geçirdi. Yelda hoca çıktı ve sabah Melis ile dalga geçen kız yanına geldi. "nereye bakalım ucube." dedi sırıtarak. Melis hiç cevap vermeden sınıftan ayrıldı. Çıkmadan arkasına baktı ve adını bilmediği kızın sinirden resmen tepindiğini gördü. Sırıttı ve kütüphaneye ilerledi. Kapıyı açtı ve içeri girdi. Masalardan birinin başına oturdu. Yürüteci masaya bıraktı. Ne yapacağı hakkında düşünmeye koyuldu. 

[Doruk]
yavaş adımlarla kütüphaneye girdi. Sabah adını öğrendiği kızı görünce sessizce arkasına ilerledi. Yaptığı şeyi izledi. "bence tekerlekleri yağlamalısın Melis." der hafifçe gülümseyerek.

[Melis]
Aniden duyduğu sesle irkilir ve yerinden sıçrar "ödümü koparttın." der elini kalbine götürürken. Oldukça hızlı atıyordu. Güldüğünü görünce kaşlarını çattı. "Gülme." çantasında eşyaların arasından yağı buldu ve tekerleklere sürdü. Güzelce haraket ettiklerini görünce gülümsedi. "teşekkürler." der bakışlarını Doruğa çevirerek. Doruk bunu neden yaptığını sorunca "köpeğim için." dedi ve yağı çantasına kaldırdı. "Bana yardım ettiğin için teşekkür ederim. Borcumu ödememe izin vermelisin. Bu gün köpeğimi yürümeye çıkartacağım biraz alışınca sana bir şeyler ısmarlayabilirim. Çıkışta buluşalım." dedi ve cevap beklemeden sınıfına ilerledi.

(okul çıkışı)
İki çantayı alır ve koşarcasına çıkışa ilerledi. "Gidelim mi?" diye sordu. Olumlu cevap gelince Berilin evine doğru yavaşça ilerlediler. Binanın önüne varınca "sen burada bekle." dedi Beril. Hızlıca kapıyı açtı ve yatan köpeğine bakıp gülümsedi. Yürüteci çantadan çıkardı. Çantaları kenara bırakıp köpeğini kucakladı ve aşağı indi. 

[Doruk]
Karşısında iki sevimli surat görünce sırıttı. Kulaklarına dolan sesle gülümsedi "Yakınlarda bir saha var oraya gideceğiz." diyordu Melis. Hafifçe başını salladı ve küçük köpeği kucakladı. "Adı ne?" diye sordu Doruk. Köpeğin adını duyduğu anda sırıttı. Bakışlarını tatlı köpeğe çevirdi ve "sana Nymphadora diyebilir miyim?" diye sordu gülerek. Berilin ona bakıp güldüğünü görünce gülümsedi. "Binan ne?" diye soran sesi duyunca hafifçe gülümsedi. "Ravenclaw seninki?" Diye sordu. Cidden merak ediyordu. Hufflepuff olduğunu öğrenince gülümsedi. Sahaya varmışlardı. Tel kapıyı araladı. Köpeği dikkatlice yere bıraktı. Melis den nazikçe yürüteci aldı. Bir süre uğraştıktan sonra zorlukla köpeğin canını acıtmadan takmayı başardı. İkisi de aynı anda birkaç adım uzaklaştı. Nefesini korkuyla tuttu. Köpeğin korkulu bir ifadeyle durduğunu görünce nefesini dışarıya üfledi. Melis'in dona kaldığını gördü. Köpeğin yanına ilerledi ve 2 adım atmasına yardımcı oldu. Kahve rengi bakışların ona endişeyle döndüğünü görünce "Başarabilirsin Tonks." diye fısıldadı köpeğe. Başını hafifçe okşadı. Tonks anlamış olacak ki birkaç adım ilerledi. Yavaşça ayağa kalktı ve bakışlarını berile çevirdi. Kızın mutluluktan gözleri dolmuştu. Koşuşturmaya başlayan köpeğe çevirdi gözlerini. Yüzündeki gülümseme eksilmiyordu...

[Melis]
Uzun bir süre oynadılar. Oldukça terlemişti. Saçlarını zorlukla açtı. Beline dökülen saçları kendisini hafifçe gülümsetti. Yanına aldığı tasmayı dikkatlice köpeğe bağladı. Üçü sahadan çıktı ve beraber Melis'in evine ilerlediler. Doruk ikisini eve kadar bıraktı ve iyi geceler dileyip kendi evine doğru yol aldı. Melis hızlıca yukarı çıktı. Anahtarı deliğe sokup hafifçe döndürdü. Annesinin çoktan gelmiş ve koltukta uyumuş olduğunu görünce ses çıkarmadan yukarı çıktı. Tonks'u kendisini bağlayan tasma ve yürüteçten kurtardı. Köpeğini yatağına nazikçe bıraktı ve şefkatle başını okşadı. Üstündekileri çıkardı. Pijamalarını giydi. İştahı yine yoktu. Yavaşça yanına uzandı ve gözlerini yumdu. Sakin bir uykuya daldı. 

[Doruk] 
Soğukta yavaşça yürüyordu. Aklında sadece bir şey vardı... O şey ne miydi? Melis'in köpeğinin koştuğunu görünce sevinçle gülümseyip peşinden koşturmaya başlaması... Küçük bir çocuk gibi olan bu neşesi kendisine fazlasıyla tatlı gelmişti. Yağmurun çiselemeye başladığını hissetti. Adımlarını hızlandırdı. Yağmurun hızlanmasıyla beraber sırılsıklam oluyordu... Evin önüne varınca anahtarıyla kapıyı açtı. Ayakkabılarını kenara bıraktı. Islak bir şekilde banyoya ilerledi. Ilık bir duş aldı ve odasına ilerledi. Pijamalarını üstüne geçirdi. Saçlarını havluya kuruladı. Yatağına oturdu ve ellerini dizine yasladı. Derin bir nefes aldı ve ellerini kıvırcık saçlarının arasından geçirdi. Sırt üstü öylece uzandı. Tavanla zorlu bir bakış yarışmasına girdi. Yaklaşık 15 saniyenin ardından gözlerini kapattı. Tekrar gözlerini açtı. Ayağa kalktı ve odasının ışığını kapattı. Yatağına ilerledi. Baş ucunda duran lambayı fişe takıp açtı. Yatağına uzanıp bir süre telefonuna bakındı. Köpeğini sevme bahanesiyle numarasını almıştı. Hafifçe gülümsedi. Telefonunu baş ucuna bıraktı. Baş ucunda duran kitaba uzandı. İlk sayfasını açtı ve kelimelerin arasında kayboldu... Uzun bir süre sonra kaldığı sayfayı katladı. Kitabı bıraktı ve lambayı kapattı. İstemsizce gülümsedi. Ne olduğunu anlayamıyordu. Yan döndü ve gözlerini yumdu. Bir süre sonra derin bir uykuya daldı...

                                                                           -1050 kelime-

Ay çiçeği kızWhere stories live. Discover now