Katılmalı mıyım?

17 1 0
                                    

Alarmının kulaklarına misafir olan hoş sesiyle uyandı Melis. Saat 11'di. Hafta sonları hariç pek alarm kurmazdı. Güne enerjik başlamak için hoş bir melodiyle değiştirmişti. Diğerleri gibi berbat bir sese dayansaydı bu hem Derin hemde insanlık için kötü oluyordu. Tüm gün suratı asık olurdu ve katlanılamaz olurdu. Huysuzluk bombasına dönerdi ve kendisini mutlu edebilecek tek şey dondurma olurdu. Uzanıp alarmını kapattı ve ayağa kalktı. Banyoya yöneldi. Bir süre boş boş kendine baktı. Kendine geldi ve yüzünü yıkadı. Kabarmış saçlarını nazik bir biçimde taradı. Tekrar odasına döndü ve köpeğinin başına bir öpücük bıraktı. Yatağına oturdu ve devam ettiği kitabı açacakken telefonuna gelen mesaj ile durdu. Elini telefonuna götürdü. Mesaj Doruktan gelmişti. Mesaja hızlıca cevap verdi. 

*Doruk*

Doruk: Beril yarışmaya katılmayı düşünüyor musun?
Derin: Asla sesim berbat benim.
Doruk: Hadi ama. Katılsan ölür müsün?

Derin: Evet, ölürüm.
Doruk: Katılmadığın için sana bir ceza veriyorum. Bu gün bana kahve ısmarlayacaksın. 
Derin: Ah saat kaçta ve nerede?
Doruk: 2'de seni evinden alırım. 

Derin: Tamam. Sonra görüşürüz.

Telefonunu yanına bıraktı. Ayağa kalktı ve kendini resmen sürüyerek dolabının önüne gitti. Giyeceği şeyleri aldı. Yorgunlukla pijamalarını sıyırdı ve kıyafetlerini üstüne geçirdi. Saçlarını tepeden at kuyruğu yaptı. Tonks'un yürütecini taktı ve yatağından indirdi. Mamasını ve suyunu verdi. Mutfağa ilerledi. Dans ederek kahvaltısını hazırlamaya koyuldu. Kahvaltı işini halledip yedi ve saate baktı. Tam bir saati vardı. Odasına döndü Yatağına oturdu ve kitabını açıp okumaya başladı. 

[Doruk]

Melis ile olan mesajlaşması sonucunda gülümsedi. Çoktan kahvaltı yapmıştı. Ayağa kalktı ve banyoya yöneldi. Saçlarını taramaya koyuldu. İyice taradığı halde kıvırcıklığı hiç bozulmamıştı. Hafifçe pek uzun olmayan saçlarına şekil verdi ve odasına döndü. Babası işteydi annesi ise uyuyordu. Heyecanla dolabından bir şeyler aldı. Üstündekileri çıkardı ve aldığı şeyleri giydi. 

Daha buluşmalarına çok vardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Daha buluşmalarına çok vardı. Odasında dört dönüyordu. Neden bu kadar heyecan duyduğu hakkında bir fikri yoktu. Yatağına oturdu ve kenarda duran kitabı alıp okumaya koyuldu. Kitabı kapatıp saatine baktı. Hemen ayağa fırladı. Saat 2'ye geliyordu. Yanına parasını aldı ve kapıya ilerledi. Ayakkabılarını ayaklarına geçirdi. Anahtarını cebine bıraktı. Kapıyı çekip arkasından kapattı. Koşarcasına merdivenlerden indi. Binadan çıktı ve Derin'in evine doğru ilerlemeye koyuldu. Adımlarını hızlandırdı. Binanın önüne vardı. Elini zile uzattı. Zili çaldı ve beklemeye başladı.

[Derin]
Kulaklarına gelen zil sesiyle kitabını kaldırdı. Tonks'un kafasına bir öpücük bıraktı. Anahtarını ve parasını yanına aldığı hayli renkli sırt çantasına bıraktı. Hemen dışarı fırladı. Kapıyı arkasından kapattı. Merdivenleri koşarak indi. Demir kapıyı zorlukla açtığı anda karşısında gördüğü manzara ile yüzüne parlak bir gülümseme yayıldı. "Merhaba Doruk" Dedi gülümsemesi eksik olmazken. "Merhaba Derin" diyen ses kulağına gelince tekrar gülümsedi. Beraber bir kafeye ilerlediler. Taş kaldırımlarda sohbet ederek yürüyorlardı...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 01, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Ay çiçeği kızWhere stories live. Discover now