1

1K 72 22
                                    

Siyah rugan stilettolarımın ayaklarıma çektirdiği eziyetinden kurtulmak için bulduğum ilk masaya atmıştım kendimi.Dayanak olarak kullanacağım bir kol bulamadığım için kalbim biraz burkulsa da hafif bir tebessümle masadakileri selamladım.

"Merhaba hanımlar nasılsınız?"

Hep bir ağızdan hoş bir tebessümle selamıma karşılık vermişlerdi.

"İyiyiz tatlım.Uzun bir aradan sonra tekrardan seni aramızda görmek çok hoş!"

"İyiyiz Sıla'cığım sen nasılsın?

"İyiyiz canım!"

"Teşekkürler, ben de iyiyim.Sizleri görmek de çok hoş."

"Ömer'i yanında göremiyorum seni yalnız bırakmasına üzüldüm doğrusu."

Sıkıntıyla soluyup gülümsemeye çalışarak evin terasında arkadaşlarıyla sohbet eden Ömer'e bir bakış attım.

"Eh şey...uzun zamandır yoktuk arkadaşlarının ısrarlarına dayanamadı çok özlemişler Ömer'i."

"Ne ayıp ama.Yakıştıramadım hiç onlara.Ömer'i alıkoyarak seni burada bir başına bırakmaya ne hakları var!?"

"Aslında beni de aralarına almak istediler ama ben onların aralarına dahil olmak istemedim.Ömer onlar için bir dosttan öte kardeş gibi. Varlığımla aralarındaki samimiyeti de kırmak istemedim.Konuşacak çok şey biriktirmişlerdir."

Ne çok saçmalamıştım.Sıkıntıyla kesik kesik soluyup ellerimle saçlarımı karıştırarak volüm verdim karşımda dikkatle beni süzenlere tatlı tatlı gülümsemeyi de ihmal etmemiştim.

"Kocana karşı ne kadar anlayışlısın Sıla'cığım.Ömer gerçekten çok şanslı senin gibi böylesine ince düşünceli bir kızla evlendi."

Umarım gerçekten de böyle düşündüğü için söylemiştir tüm bunları.Aksi halde bana acınmasına katlanamazdım.

"Peki ya ben? Ben de onun gibi bir kocaya sahip olduğum için çok şanslıyım."

"Elbette öyle."

Tüm bu sohbetler dönerken aynı zamanda da masadaki boş servis tabaklarından birini önüme çekip koca bir dilim pastayı yavaş yavaş da olsa mideme indirmeyi başarabilmiştim.

Gecemin tek zaferi buydu herhalde.

Döndüğümüzden beri saatlerdir ağzıma tek lokma yemek almayışımın aptallığıyla kıvranıyordum.Aslında her şey elbisemin vücuduma yapışık kesimiyle alakalıydı.Göbeğimin çıkacağı düşüncesi korkmama sebep olmuştu.Şimdi ise umurumda değildi.

Telefonumun titreşmesiyle masadakilerle sohbetimi kesip vedalaşarak ayrıldım yanlarından.Ayaklarımı dinlendirip karnımı doyurduğum masaya minnettar bir ifadeyle tekrardan bakıp bir baş selamı vermeyi de ihmal etmemiştim.

Kadına anlamlı bir ifadeyle bakıp terasın salona açılan kapısında beni bekleyen Aslan Ailesine doğru yavaş ama seri adımlarla yürüdüm.

Ömer az evvel bana mesaj atmış yanına gelmemi istemişti.Yanlarına ulaştığımda ise Ömer'in şımarık kız kardeşinden ufak çaplı bir azar işitmiştim.

"Abim terasta sen ayrı bir dünyada! Ne yapıyorsunuz Allah aşkına!?"

Jülide'nin sitemiyle birlikte gergince gülümseyip göz ucuyla Ömer'e baktım.O da gergin bir ifade takınmıştı.Tüm bu olan bitenlerden boğulduğuna yemin edebilirdim.

Mesafeli Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin