1-Ağustos

5 1 0
                                    


1

Ağustos

Ilık bir yaz akşamıydı. Denizden gelen hafif meltem esintileri ve kuş sesleri insana bir dinginlik ve huzur veriyordu. Kasabada bir şenlik havası hakimdi. İnsanlar akşam yemeklerini ve tatlılarını yemek için kasabanın meydanına doğru yürümeye başlamışlardı.

Aylardan Ağustos, saatlerden 21.39 idi. Her şey sıradan her şey olağan bir şekilde ilerliyordu. Yazdan yaza buluşan ve şehrin gürültüsünden kaçan bu insanlar doğayla iç içe geçmiş evleri, restoranları itina ile doldurmuş ve bol kahkaha ile koyu bir sohbetin içine girmişlerdi.

Kasabanın meydanında çok fazla masa ve sandalye vardı. Ve ağaç dallarının aralarına seyyar ampuller yerleştirilmişti. Gece adeta gündüze çevrilmişti. Gündüzleri satıcıların ve kuşların meskeni olan bu meydan gece festival havasına bürünmüştü.

Bu hareketliliğin sebebi her yaz bu kasabaya gelen ve tüm yıl boyunca şehrin tozunu yutmuş olan bu yazlıkçılardı. Ve tüm yıl bekledikleri yaz ayları sonunda gelmiş hatta birazda geçmişti. Buradan yavaş yavaş ayrılmalarına 2 gün vardı. Ve kalan günler çok iyi şekilde değerlendirilmeydi.

Bu yüzden kasabada bir sonraki gece için bir eğlence tertip etmişlerdi. Yemeklerden sonra insanlar tatlılarını yerken ya da ellerinde çocuklar gibi bir külah dondurma taşırken eğlenecekleri bir organizasyon. Günler öncesinden bu iş muhtara kalmıştı. Kasabalılar tarafından büyük saygı gören muhtar işini her zaman iyi yapan biri olmuştu. Kendisine verilen görevi layıkıyla yapmaya çalışan sorumluluklarını bilen biriydi. E bu devirde var mıydı onun gibisi. Herkesin derdine koşan ve büyük bir hoşgörüyle yaklaşan bu insan yapılması gereken bu eğlenceyi de en iyi şekilde organize edecekti tabi ki.

Ve onun en büyük yardımcısı da bir tanecik oğlu Mehmet idi. Muhtar eşini, hayat arkadaşını trafik kazasında kaybettiğinden beri oğluna hem ana hem baba olmuştu. Ve Mehmet akıllı bir çocuktu. Her şeyin farkındaydı. Bu yüzden babasına asla saygısızlık etmiyor yapılacak bir iş olsa öf bile demeden koşuyordu. Zamane gençlerinden değildi yani.

Şenliği planlarken baba oğul kafa kafaya verip düşünmüşlerdi. Nasıl ederlerdi de bu şenliği unutulmaz güzel bir yaz akşamına dönüştürebilirlerdi.

''Bence dönme dolap getirmeliyiz baba'' diye konuştu Mehmet. ''Hani şu çocuklar için olanlardan. Altlarında tekerleklerde var ya hani rahatça getirip götürürler. Sadece çocuklar binebilir ama olsun.'' Olur anlamında kafasına salladı muhtar. Ama bu yeterli değildi. Belki pamuk şeker bir iki de elma şeker tezgahı ile çocukların gönlü hoş tutulabilirdi. Ama yetmezdi. Üstelik büyükleri de düşünmek gerekti. Onlara ne hazırlayacaklardı.

Çuval yarışı nasıl olurdu acaba diye düşündü. Her sene yapılandan biraz farklı olmalıydı. Mesela o kameralar ve yeni çıkan cep telefonları bu sefer şenlikte olmamalıydı. Bu sefer nostaljik olsa nasıl olurdu kabul ederler miydi acaba? En kısa sürede kahvehanelere gelen kasabalılara ve şehirlilere bu fikri iletmişti. Hepsi de çok beğenmişti.

''Ve kostüm yarışması'' dedi muhtar. Yeşilçam yıldızlarının, Karagöz ile Hacıvat'ın kostümlerinin bulunduğu bir yarışma hem kadınlar hem de erkekler için uygun olabilirdi.

Ağızdaki kaşıklarla yumurta ile koşturanlar bir kenarda ip atlayanlar diğer bir kenarda çuval yarışları ve artık daha ne ekleyebilirlerse o gece gerçekten muhteşem olacaktı.

Böyle geçmişti işte birkaç gün. Muhtarın ve oğlunun koşturmalarıyla. Ve yarın gerçekleşecek olan bu şenliğe sadece bir gün kalmıştı. Bugün eş dost ile güzel bir yemek yenmeli ve kendi hayatlarından neler olup bitiyor anlatmalıydılar.

Yeni Sürüm ArkadaşlıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin