R

726 49 10
                                    

"Mark, yavaş ol, iz bırakma. Fanlarımız cin gibi bak, anlarlar." Haechan, boynunda kendisini sömüren sevgilisine mırıldandı.

Gerçi yavaş olmasını istediği falan yoktu, fakat iz kalırsa açığa çıkarlardı. Sevdiği Morkli'sinin zarar görmesini istemiyordu.

"Olamıyorum, Hyuck. Tanrım, koyu teninle öylesine güzelsin!" Mark, küçüğün boynundan dudaklarını çekip yüzüne yaklaştırırken mırıldandı.

"Beyaz teninle bana sarıldığın, beni sardığın için güzelim." Dedi Haechan gülümseyerek. Mark'ın yanağını okşadı.

Küçüğün cevabıyla gözleri kararan Mark, bir saniye daha düşünmeden yeniden küçüğünün dudaklarına yapıştı.

Haechan, parmaklarını onun özenle yapıldığı halde birkaç dakika öncesinde bozulmak zorunda kalmış saçlarına yeniden daldırdı, yeniden ve yeniden dağıttı.

Dili, büyük olanın diliyle birleştiğinde bir inleme döküldü boğazından, büyük olanın ağzının içinde hapsoldu.

Odanın kapısı tıklanana dek sürdü dillerinin savaşı, dudaklarının uyumu.

"Çocuklar, diğerleri soruyor, birbirinizi öldürdünüz mü, seviştiniz mi. Hangisi oldu merak ediyoruz? Ona göre müdahale edeceğiz?" Jaehyun seslendi kapının arkasından.

"Hyung, bölme bizi ve git!" Haechan'dan bir süreliğine ayrılıp bağırdı Mark, yeniden yapıştı çocuğun dudaklarına.

Haechan kıkırdadı.

Mark onun gülümseyen şekilli dudaklarına; üste, alta, tek bir yer bile atlamadan peşpeşe kelebek öpücükleri kondurdu.

Sevdiğini sevmek, sevdiğinin seni sevmesi, dünyanın en güzel şeyiydi...

Our Love Is Purple (MarkHyuck)✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin