L

675 53 6
                                    

"Seni aşırı seviyorum." Mark, film izlerken bacaklarının arasına oturup sırtını göğsüne yaslayan Haechan'ın saçlarını okşarken mırıldandı.

Haechan, elindeki pizzanın son ısırığını da ağzına attı, lokması biterken gülümsedi.

"Ben de seni çok seviyorum Kanada."

"Hyuck, bu senin." Cebinden çıkardığı kolyeyi çocuğun avcuna bırakırken söyledi.

Haechan, avcuna değen soğuklukla kaşlarını çattı.

"Bu ne?" Avcunu açıp görüş mesafesine sokarken sordu.

Gördüğü zincirin ucundaki yuvarlak halkayla gözleri dolarken hızla arkasını döndü.

Mark'a doladı kollarını, kendisine sarılan büyüğüne sımsıkı sarıldı.

Mark elleri yağlı olan kimseye dokunamazken, Hae'nin o ellerle her yerine değmesini dahi sorun etmiyordu.

"Seni çok, çok, çok seviyorum." Haechan yanağını öpüp, her öpücüğü arasında yeniden yeniden sevdiğini söyledi Mark'a.

Mark sırıttı.

"Böyle bir karşılık alacağımı bilseydim miniğim, çok daha öncesinden verirdim bu yüzüğü sana." Dedi.

Haechan kıkırdadı, Mark'ın sevdiğini bildiğinden beri daha çok kıkırdar olmuştu.

"Taksana." Dedi Mark'a.

Mark, kolyeyi alıp küçüğünün boynuna taktı. Zinciri uzun olduğu için fazla dikkat çekmeyecekti.

Haechan, Mark'ın elleri kendisine değdiğinde hissettiği soğuklukla çocuğun elini tutup baktı.

Yüzüğü gördü.

Gülümsemesi genişlerken Mark'ın dudaklarına kocaman bir öpücük kondurdu.

"Seni seviyorum Mark."

"Seni çok seviyorum Gün Işığım."

Our Love Is Purple (MarkHyuck)✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin