Happiness

117 18 12
                                    

Mutluluk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mutluluk

Bugün ilk defa kendimi hiç olmadığım kadar mutlu hissediyordum. Neden bilmiyordum fakat içimde bir yerlerde bir şeyler canlanıyor gibi hissediyordum.

O gün, adının Jimin olduğunu öğrendiğim çocuk ile epey bir vakit geçirmiş, sohbet etmiştik. Daha yeni tanışmamıza rağmen eğlenceli bir kişiliği vardı.

Kaçıncı kupa olduğunu bilmediğim kahvemden bir yudum aldım ve kafamı cama doğru çevirip gökyüzündeki yıldızları izlemeye başladım. Bu gece ay ve yıldızlar hiç olmadıkları kadar daha bir güzel geldi gözüme.

Ne kadar süre öylece gökyüzünü izledim farkında değilim ama Jimin'in yönelttiği soru ile dikkatimi o yöne verdim.

"Çok özele kaçmayacaksa bir şey sormak istiyorum."

Hafif kaşlarımı çattım ve sorması için onay verdim.

"Neden buraya, Paris'e geldin? Anladığım kadarıyla ülkeni seviyorsun ama seni buraya getiren neden ne?"

Sorduğu soru ile yüzümün düşmesine engel olamadım ve bakışlarımı yüzünden çekip tekrardan gökyüzüne çevirdim.

"3 yıl önce ailemi kaybettim, hayata dair ümidim tamamen kesilmişti. Hiçbir şey yapmak istemiyordum yaşamak zor geliyordu. O sıralar arkadaşım çok yardımcı oldu bana. O ve büyükbabam farklı bir coğrafyanın bana iyi geleceğini düşündüler sonra beraber buraya yerleştik. Doğal olarak başlarda alışamamıştım, düşünsene dilini bile bilmediğin bir ülkeye bir anda yolun düşüyor. Ama sonrasında bağlandım buraya. Buranın havası, insanları çok iyi geldi bana. Düzelmeye başladığımı farkediyordum. İşte o gün bugündür buradayım."

Ne zaman aktığını anlamadığım gözyaşımın yanağımı gıdıklamasıyla yavaşça sildim. Daha sonra da bana üzgün bir ifade ile bakan bedene doğru döndüm ve gülümsedim.

"Aslında bu kadar duygusal biri değilimdir, neden böyle oldum bilmiyorum. Gece gece senin de moralini düşürmüşümdür."

Hızlıca kafasını sağa sola sallayıp cevap verdi.

"Aslına bakarsan senin hakkında daha çok şey öğrenmek isterim Jennie."

O an ne diyeceğimi kestiremedim, sadece gülümsemekle yetindim.

Bir süre sessizliğin ardından bu sefer soru soran taraf ben olmuştum.

"Peki, sen neden geldin buraya?"

Omuz silkti ve cevaplamak için dudaklarını araladı.

"Seyehat etmeyi severim, ilk gelişim değil buraya. İlk geldiğimde Paris'i çok sevmiştim, diğer şehirlerden çok farklı gelmişti bana. Beni buraya çeken bir şey var gibi hissediyorum. Kısaca böyle."

fille du mois, jenminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin