Yıllar Sonra
"Ah, sizi kızlarla tanıştırayım." Jungkook'un sözleriyle nihayet ayılabilmiş ve boğazımda oluşan yumruyu yok etmek için yutkunmaya çalışmıştım, ama nafileydi.
"Ben gidiyorum." Jimin'in konuşmasıyla tüm bakışlar ona dönmüştü, herkes ne olduğunu öğrenmek istercesine ona bakıyordu.
Jimin tam arkasını dönmüş gidecekti ki, "Nereye gidiyorsun Jimin, daha dersin başlamasına yarım saat var?" diye bir soru yöneltti kumral saçlı ve oldukça havalı bir görünüme sahip olan çocuk.
Jimin, yöneltilen soru ile tekrardan yüzünü bize dönmüştü. Buradan bile çene hatlarının ne kadar gerildiğini görebiliyordum. Beni tekrar gördüğü için mi bu kadar sinirliydi?
"Jongin ile yapacağımız bir şey vardı, unutmuşum. Bekliyordur şimdi beni, gelip beni dövmeden önce gitsem daha sağlıklı olur." Bunları söylerken gülümsüyordu fakat yüzündeki bu gülümseme tamamıyla sevinçten uzak bir gülümsemeydi.
Bir süre öylece arkasından gidişini izledim. Chaeyoung bir elini omzuma koyup yavaşça beni dürttüğünde bakışlarımı Jimin'den çekip masada oturan bedenlere çevirdim ve yüzüme bir gülümseme yerleştirip boş sandalyeye oturdum.
"Ben Jisoo, memnun oldum." elini uzatan bedene çevirdim gözlerimi. Oldukça naif ve güzel görünümlü bir kızdı ve gülünce dudakları kalp şeklini alıyordu. Elimi onun eli ile birleştirdikten sonra "Jennie, memnun oldum." diye mırıldandım.
Jisoo ile kısaca tanıştıktan sonra sırasıyla adlarının Taehyung, Yoongi, Hoseok, Namjoon ve Seokjin öğrendiğim çocuklar ile de tanıştım. Çok samimilerdi ve bize hiç soğuk yapmamış hemen aralarına almışlardı.
Şuan masada bir muhabbet dönüyordu herkes gülerek sohbete dahil oluyordu fakat benim aklım hâlâ masadan kalkıp giden Jimin'deydi. Onu bu kadar kızdıracak ne yapmış olabilirdim ki. Asıl kızgın olan ben olmalıydım.
"Sence de öyle değil mi Jennie?" gülerek bana bir şeyler anlatan Chaeyoung'a çevirdim bakışlarımı fakat ne dediğini duymadığım için ona sadece anlamaz bakışlar gönderdim.
"Hey, hey. Dünya'dan Jennie'ye. Bizimleysen ses ver Jennie." tek elini yüzüme doğru sallayan Jisoo'ya kaydı bakışlarım bu sefer.
Yerimde rahatsızca kıpırdandım, "Ah, şey ben biraz dalmışım da,"
"Onu görebiliyoruz zaten." diye homurdandı Yoongi. Ona burukça bir gülümseme yerleştirip masadan kalktım.
"Ben hava alsam iyi olacak sanırım, iyi eğlenceler size." Tam arkamı dönüp gidecekken benimle birlikte ayağa kalkan Chaeyoung, kolumu tuttu ve yüzümü ona dönmemi sağladı.
"Hey, sorun nedir? Seninle gelmemi ister misin?"
Elimi, Chaeyoung'un kolumu tutan elinin üstüne yerleştirdim ve 'sorun yok' dercesine sıktım elini.