Elime geçen herşeyi bavula atıp fermuarını çektim. Sırt çantamak da telefon, şarj aleti, cüzdan tarzı şeylerimi koyup sırtıma attım.
Aşağıya inip Ezgiyle birlikte Keremi bekliyorduk. Keremin arabası gelince Ezgi ön koltuğa bende arka koltuğa oturdum. Kerem ezginin dudağına küçük bir öpücük kondurdu.
"Burada saplar var" dedim bıkkın bir sesle.
"Ağlaaaaa" dedi Ezgi.
"Lan sen nasıl bir kankasın" dedim.
"Sevgilisi olan bir kankayım" dedi.
〰️ 〰️ 〰️ 〰️ 〰️ 〰️
Birkaç saat sonra büyük bir otelin önünde durduk. Otel söylendiği kadar güzeldi. Keremin söylediğine göre bu otelde fotoğraf çekimleri olucakmış. Yani etraf yakışıklı mankenlerle dolu olucaktı. Ama benim Burağım var. O, o piç kurularına bin basar.
Lobideki işimizi halledip odalarımızda gittik. Ezgiyle Kerem birlikte, bende yan odalarında tek kalıcaktım.
Odaya yerleşip Ezgilerin olduğu yere gidip kapıyı çaldım. Ezgi kapıyı açıp içeri aldı beni. Öyle yemeğine yetişmiştik. Ezgi ve kerem giyindiğinde odadan çıkıp en alt kattaki yemek salonuna gittik.
Yemeklerimizi alıp dörtlü bi masaya oturduk. Yavaş yavsş yemek saolunu dolmaya başlarken odama çıkmak için yanlarından ayrıldım. Odama çıkıp telefonu elime alıp Burağa yazdım.
Deniz: Ben yeri belirledim arka bahçedeki kullanılmayan çardak
Sanada uyar mı?
Burak: Olur ilk ben bırakırım ( 14.45)
Bıraktım sende bırak(14.56)
Deniz: Bıraktım (15.03)
Ama bu ne ya
Çok belli olurum
Burak: Asıl bu ne
Deniz: O şapka çok güzel en sevdiğim şapkamBunları yarın bütün gün giycez hadi
Bb