7/Özgürlük

6K 572 240
                                    

Bu şarkıyı Jikook'a adıyorum 💜

×××

"Bana neden bunu yapıyorsun?" Namjoon'un çok severek sipariş ettiği halı şimdi birkaç ölü bedenle doluydu. Sırf bana vurmamak için adamlarını öldürmüştü. Açıkçası bana vurmasını tercih ederdim fakat bir polis olduğum ve bunları gördüğümde onu tutuklamam gerektiği için mesleğimle oynuyordu. "Seni bu sefer tutuklayacağım." Sinirle bağırdığımda bakışlarım Taehyung'a kaydı. Bizi ayırmak için hazırda bekliyordu çünkü birazdan birbirimize girişecektik.

"Sen benimsin Jimin, yıllardır benimle yaşıyorsun." Kanlı parmaklarını suratımda gezdiriyorken yüzümü buruşturup gözlerine baktım.

"Beni zorla tutuyorsun." Elini ittirip gözümü yerde duran ölü bedenlerde gezdirdim. "Bana sevme şansı bile tanımadın ki?" Sesim kırgın çıkıyordu, yıllardır mesleğime hayatımı adamış, bu mesleğe gelebilmek için ailemi kenarıya atmıştım. "Ailemi öldürdün." Yaptığı hataları suratına vuruyordum, aşktan gözü kör olmuş bu adamın evinde tutsak kalmak, polis olduğum halde özgür bir hayat yaşayamamak ailemi dinlememiş olmamın en büyük günahıydı.

"Eğer buna devam edersen seni cezalandıracağım." Gözlerimi devirip silahına elini götüren Taehyung'a durması için işaret yaptım. Bir polis olarak ondan hukuk yoluyla ayrılmak, tüm dünyaya bu adamın beni zorla tuttuğunu duyurmak istiyordum.

"Yine mi vuracaksın?" Ona bir adım atıp kanlı gömleğini tuttum. O kadar yapılı ve uzundu ki hareketlerim hasar vermiyordu. Onu sadece içinde Jimin olan kalbinden vurabilirdim. "Aşk bu mu Namjoon?" Kaşlarımı çatıp parmaklarını tekrardan yanaklarımda gezdiren Namjoon'a baktım.

Onunla başka şartlar altında tanışsaydık aşık olabilirdim, bana eziyet eden birisine aşık olmam imkansızdı. "Sen aşık değilsin, takıntılısın." Fısıldadığım sözlere karşılık enseme doğru götürdüğü elini boynuma sürükleyip boğazımı sıktı.

Alışmıştım, çift kişilikli hallerine, beni sürekli hırpalayıp ardından hiçbir şey olmamış gibi özür dilemesine. "Devam edersen gidebileceğin bir işin olmayacak Jimin." Hiçbir şey söylemedim.

Sustum, dakikalarca sustum ve bana sarılmasına izin verdim. Ona karşı gelmem bir şeyi değiştirmeyecekti. Biz senelerdir birlikteydik, bu zamana kadar bana ihanet edip mesleğime zarar verecek bir harekette bulunmamıştı.

"Namjoon, sen aptalın tekisin." Ondan ayrılıp Taehyung'un yanına gittim. Yine ağzını tutamıyordu, bir mafya olması onu ekstra cesaretli yapıyordu. "Seni öldürmek istiyorum." Elindeki Yeontan'a öpücük kondurup tekrardan Namjoon'a baktı. "Takıntılı şerefsiz." Bileğimden tutup beni yukarı götüren Taehyung'a itiraz etmedim.

Mafyalar birbirlerine zarar veremiyorlardı, en azından bu mafya olmanın en iyi yanlarından birisiydi. Bugün Namjoon açık açık Jungkook'a savaş açmıştı, ikisinin de bu savaşta eşit olacağına emindim.

"Gidip cesetlerin ve Namjoon pisliğinin ne halde olduğuna baktıktan sonra Yeontan'ı yanından almaya gelirim." Böyleydi, laf söylerdi sonra da gidip kötü işlerinde Namjoon'a yardım ederdi. Bundan şikayetçi değildim en azından Taehyung'un zarar görmeyeceğini biliyordum.

" Onu vurmamaya çalış." Kıkırdayıp aralık olan kapıdan son kez baktı.

" Umarım bunu yapabilirim." Odanın kapısı kapandığında yorgun Yeontan ve en az onun kadar yorgun olan ben koca yatakta tavanı izliyorduk. Gece olmuştu, henüz Jungkook hakkında bir bilgi alamamıştım veya Namjoon onun hakkında hiçbir şey söylememişti.

Gözlerimi kapatıp sımsıkı sarıldığım küçük Yeontan'la uykuya daldım.

××

Jeon Jungkook
Günaydın çiçeğim. (12.09)

Police 'Jikook//textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin