24/ Yalnız hissetsen bile

4.5K 421 210
                                    

Birbirinden uzak kalmak, birlikte olmanın yalnızca başka bir çeşididir.

Eskiden bu satırı okuduğumda gülüp dursam da şimdi ağlıyordum. Kolay bir yalnızlık değildi bu, kendi yalnızlığım içinde ilk defa kaybolmuştum.

Kalbime saplanan o güzel kehribar gözler şimdi benden epey uzaktaydı. Boşluğumu sıyıran kurşunla hayatımı kaybetmek isterdim.

Çünkü ben ikinci bir hayata alışamadım. Benim tek hayatım Namjoon'un soğuk fakat bir o kadar da cehennemi andıran yuvasıydı.

"Son lokmayı da yemek zorundasın." Yüzümü buruşturarak çorbayı boğazımdan gönderdim. Jungkook geç kalmıştı, gelmek zorunda da değildi zaten. "Biraz uyu." Tepsiyi önümden alıp uzaklaştı.

Yemek yerken de ağlıyordum, çorbaya karışan gözyaşlarımı aldırmadı bile. Artık daha asabiydi, özür dilemedi.

Neden canım böylesine yanıyordu?

Yerimden kalkmaya çalışıp titrek adımlarımı kapıya çevirdim. Dışarıda yağmur vardı, gök gürültüsü her seferinde yediğim kurşunu aklıma getiriyorken tek uyumak istemedim.

"Neden odandan çıktın? Yarana zarar vereceksin." Aşağıdan beni gören Namjoon'a bakıp kafamı iki yana salladım.

"Seninle yatabilir miyim?" Kaşları çatılırken koşar adımlarla yanıma geldi. "Korkuyorum." Aramızdaki mesafeyi kapatırken kollarını küçük bedenime sardı.

"Odama geç geliyorum." Alnıma öpücük koyup uzaklaştığında dediğini yapıp odasına girdim.

Burnuma dolan kokusuyla gözlerimi kapatıp yatağına yavaşça uzandım. Benim odamda olandan daha fazla cam vardı. İçeriye giren beyaz ışığı izliyorken onun çabucak gelmesini diledim.

İlk defa ona yenildim.

Odanın kapısı açıldığında bakışlarımı camdan çekmedim. Yanıma uzanıp kollarını belime doladığında burnumun ucunda duran gözyaşını sildim.

Onunla bu şekilde yatmaktan nefret ediyordum.

Yine geldi gözümün önüne...

Keribar gözlerle er ya da geç karşılaşacağım işte o vakit aramızda olan duvarı kırıp sahibine sımsıkı sarılacağım.

Aklımı meşgul eden Jungkook uykumu getiriyorken enseme değen Namjoon'un nefes alışverişleriyle uykuya daldım.

××

"Nasıl hissediyorsun?" Omzumu silkip meyve suyumu içtim. Benden cevap bekliyordu.

"Acıyor." Kaşlarını kaldırarak önündeki omleti ağzına tıktı.

Sessizlik içinde kahvaltımızı yapıyorken dolan gözlerime sahip çıkmaya çalıştım. Artık Taehyung'u da göremiyordum. Nasıl olduğunu, acı çekip çekmediğini, beni özleyip özlemediğini merak ediyordum.

"Benimle çiçek ekmek ister misin?" Gözlerimin içi parlarken bakışlarımı ona çevirdim. Yıllardır bunu istiyordum fakat meşgul olduğu için bana yardımcı olmuyordu.

"İsterim." Gülümseyip ağzını silip kahve fincanıyla ayağa kalktı.

"Jimin için aldığım kıyafetleri hazırlayın." Hizmetliler aceleyle yukarıya çıkıyorken son yudumunu aldığım meyve suyunu kenara bırakarak yanına gittim.

"Şimdi mi ekeceğiz?" Kafasıyla beni onayladı.

Yukarı çıkıp bahçıvan kıyafetlerini giymiş ardından da bahçede dikilen Namjoon'un yanına gittim.

Police 'Jikook//textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin