Okuyucu sayısı çok az.. hatta hiç yok diyebilirim :d Bu bölümü bana fikir veren arkadaşım İrem'e ithaf ediyorum desteği büyük.. Ahahahah evet arkadaşımın adı da İrem, karakterimizin adı da İrem :D
tabii bana destek olan biricik Feyha ve Doğa'ya da teşekkürler ;* ♥Yorum ve oy az olduğundan dolayı bir dahaki bölüm için en az 4 oy istiyorum.. yoksa cidden yayımlamayacğım sadece 4 oycuk..
Büyük bir rakam değil bence, çok görmeyin emeğe saygı olsun bari, okuyucu sayısı çoğalmıyor yoksa.. birde son kısımdaki notu hikayeyi bitirdiğinizde okumayı unutmayın çok önemli♥ neyse bu sanırım en uzun açıklama oldu..
Keyifli okumalar;Kısa sürede yanımıza geldi, ve kulağımaa...
●○●○●○●○
Berk, sözlerini kulağıma söyledikten sonra yanımızdan o havalı adımlarıyla uzaklaştı, ego kralı!
Bu sırada dudaklarını bastırarak gülmesini engellemeye çalışan bir adet Tuğçe ve Pelin gördüm...
" bak sırıtmayın yaa! Zaten şu pislik Berk 'e sinirliyim bide sizden çıkartmayayım hıncımı"
"Ayy tamam İrem yaa" dedi Tuğçe hala sırıtırken.
Pelinse " ay kanka abarttın boşver " dedi..
Şimdi siz merak ediyorsunuz bu Berk bana ne dedi.. Zannettiğiniz gibi güzel şeyler söylemedi. O katıksız odundan güzel sözler çıkmaz!
Ego kralı beyefendi, 'Kibarcık t-shirtimi çekiştirme, nazik davran ve sakın kirleteyim deme' dedi. Sanki ben ona yalvardım tshirtini bana ver diye.. hayvan yaa!
Tuğçe ve Pelin hala sırıtırken öğretmen içeri girdi.. Ders edebiyattı. En nefret ettiğim ders. Gerçi benim nefret etmediğim ders yok, ama notlarım nasıl oluyorsa iyi işte..
En arka sırada oturan Can'ı sırasından kaldırdıktan sonra Mertle birlikte aslında Can'ın olan ama Can'ı kışkışladığımız sıraya oturduk.
Hoca her zaman ki gibi ders anlatmaya başladı..
Mert'se fısıltı ile sorularını ağzıma tıktı...
"İrem şu Berk va-" dedi Mert
"hıı bizim Berk. Ne olmuş Berk'e" diyerek Mert'in sözünü kesmiş bulundum.
"Sözümü kesmezsen anlatacağım ne olduğunu" dedi
Ben bu sefer cici kız moduna geçerek sözünü kesmedim, sadece devam etseneee bakışlarımı attım..
"İşte bu Berk denilen çocuk senden mi hoşlanıyor? Yoksa bana mı öyle geliyor?" Dedi
" Mert sende mi yaa?!? Tuğçeyle Pelin yedi başımın etini bari sen ye-"
"çocuklar susun artık, ders başından beri konuşuyorsunuz birazını da eve saklayın" dedi öğretmen alaylayıcı bi o kadarda azarlayıcı ses tonuyla.
Ben yere doğru utanga bir şekilde bakarken, Mert'e göz ucuyla baktığımda öğretmene ölümcül bakışlar atıyordu.
Hoca herzaman ki gibi hiçbirşey olmamış gibi dersi anlatmaya devam etti .. bla bla blaaa.. bblaa.. derken ders bitti..
Birkaç dakika daha sınıfta oyalandıktan sonra hep birlikte yani, Tuğçe, Pelin , Mert ve ben kantinin olduğu kata indik.
Her zamanki oturduğumuz masaya oturduk.. Bizim okulda popilerlerin bir masası yok ama biz çoğunlukla bu masaya oturduğumuz içinde kimse de oturmuyor..