1.Bölüm: Gezegene Giriş

87 26 0
                                    

Genç kız kardeşinin Kontar adlı bir gezegende olduğunu öğrendiğinden beri oraya nasıl gideceğini düşünüp duruyordu. 3 aydır kayıp olan kardeşinin nerede olduğuna dair iz sürmüştü. Kardeşinin ortadan kaybolması olağanüstü durumlar barındırıyordu. Bu durumlar zaman zaman Akila'nın kafayı yemesine neden olmuştu.

Demir'in kayıtlarının silinmesi, herkesin bir anda onu unutması, kısacası Demir'in Dünya'ya geldiğine dair hiçbir kanıtının olmaması Akila'yı deli konumuna koysa da sonunda bir deli olmadığını sadece bazı doğaüstü olaylara tanıklık ettiğinin farkına vardı.

Artık emindi. Kontar gezegeninin yöneticilerinden Eden Dünya'dan insanları kaçırıp Kontar gezegenine hapsediyordu. İnsanları kaçırmadan önce de onların Dünyadaki yaşantılarını hem onların zihninden hem de sevdiklerinin zihninden silerek ortadaki tüm tehditleri ortadan kaldırıyordu.

Durumun yöneticinin hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığını bilmese de Akila kardeşini unutmamıştı. Yaptığı yoğun araştırmalar sonucunda ise her şeyi öğrenmişti. Kardeşi her şeyi unutmuş sahte hatıralarla yaşamını Kontar adlı gezegende sürdürüyordu.

Bu güne dair Demir nerde, onu nasıl bulacağım, onunla nasıl iletişime geçeceğim gibi sorularla boğuşan Akila bugün Kontar gezegenine nasıl gideceğim sorusuna odaklanmıştı.

Düşünmekten kafayı yemek üzere olduğunun farkında olan Akila hava almak için sahile gitmeye karar vermiş, sahilde biraz yürüyüş yapmaya başlamıştı.

Akila uzun bir yürüyüşün ardından bir banka oturmuş bir yandan denizi izlemeye bir yandan da kardeşini kurtarmanın yollarını arıyordu. Çok geçmeden denizin öbür ucundan yoğun bir ışık yandı. Akila ne olduğunu öğrenmek için ışığa dikkat kesilmiş, ışığın hızlıca büyüyerek ona doğru yaklaştığını görmüştü. Korkuyla ayağa kalkmış denize doğru bir iki adım atmıştı. Derken ışık Akila'yı içine alarak aniden ortadan kayboldu. Akila ile birlikte...

Yoğun ışık Akila'nın gözlerini yakmış onları kapatmasına neden olmuştu. Gözlerini açtığında ise gözlerine inanamayıp defalarca kez onları kırpıştırmıştı. Çünkü artık sahilde değil bir evdeydi. Üzerindeki kıyafetler sahile giderken ki giydiği şort ve tişört değil pijamalardı. En önemlisi de hatırladıklarıydı. Kontar gezegeninde olduğunu Kontar gezegenindeki çocukluğunu, arkadaşlarını her şeyi hatırlıyordu. Adeta iki insanın birleşiminden meydana geliyordu. Birinin doğup büyüdüğü yer Dünya iken diğerinin ise Kontar gezegeniydi. Her şey olması gerektiği gibi olmuştu. Hafızasını kaybetmesi dışında. En azından Akila öyle düşünmüştü.

Sonunda kardeşini bulabileceğini fark ettiğinde ise içinde bir mutluluk peyda oldu. Yapması gereken iki şey vardı biri kardeşini bulmak ikincisi ise onunla birlikte Dünya'ya dönmekti.

Akila saate baktığında gece 1 olduğunu gördü. Hafızasındaki sahte hatıralar sayesinde bugünün Pazar gecesi olduğunu ve yarın işe gitmesi gerektiğini biliyordu. Sabah işe koyulacak kardeşini bulacaktı. Bu işi Eden'den gizli halledecekti. Sabaha kadar bunu düşünüp durmuştu Akila. Sabah olduğundaysa hazırlanıp işe gitmiş gün boyu hasta bakmıştı. Demir'i almak istiyorsa her şeyi hatırladığını kimsenin bilmemesi gerekiyordu. Uyuyan yılanı uyandırmadan istediğini almalıydı. Son bir hastası kalmıştı. O hastanın Eden olması dışında hiçbir problem yoktu. Sahte anılarında Eden'in ona muayene olduğunu hatırlamıyordu.

Alanında başarılı bir psikolog olarak bugünkü hastalarından şu sonuca varmıştı. Kontar halkı halinden memnundu. Sevdikleri alanda onlara bir meslek verilmiş kendilerini fazla zorlamadan çalıştırılıyorlardı. İstedikleri her imkan önlerine seriliyor, barış içinde yaşanıyordu. Akila'nın en çok tuhafına giden şey ise iyilerin ve kötülerin bile barış içinde yaşamasıydı. Demir'in de böyle mi düşündüğünü merak etti Akila çünkü durumun böyle olması onu ikna etmeyi zorlaştırırdı.

Kapının çalmasıyla genç kızın son hastası gelmişti. Eden'in heybetli bedeni kapıdan girdiğinde Akila bu adamla nasıl savaşacağını düşündü. Bu güne kadar gördüğü en güçlü insanlardan biriydi.

Eden Akila'ya bir bakış atıp hastalar için ayrılmış rahat koltuğa uzandı. Söze giren Akila oldu.

"Merhaba. Hoş geldiniz." Eden bir baş selamı vermeyi tercih etti. "Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"

"Huzurlu." Akila madem bir problemi yok neden psikolojik destek alma ihtiyacı hissetti diye düşünmeden edemedi.

"Öyle mi ne güzel. Peki profesyonel bir destek isteğinizin nedenini öğrenebilir miyim? Yanlış anlamayın tabi ki psikoloğa sadece problemi olanlar gelmez ama bu konu insanlarda çok nadir görülen bir durum olduğu için başka bir sıkıntınızın olma ihtimalini göz ardı etmemeliyim."

"Sevdiğim kadın benden nefret ediyor. Kardeşini ondan çaldığımı düşünüyor."

Akila duyduğu sözlerle ne yapacağını bilemedi. Sevdiği kadın kimdi? Ona da mı kendisine yaptığını yapıp kardeşini bu gezegene hapsetmişti. Belki de o kadını bulursa Demir'i alması kolaylaşabilirdi. Bu kadının kim olduğunu bulmalıydı mutlaka.

" Biraz daha açık olur musunuz lütfen? " diye sordu Akila.

" Her şeyi öğeneceksiniz. Sadece biraz zaman."

Eden gitmek üzere ayağa kalktı ve Akila'ya elini uzattı. "Şimdilik bu kadar yeter. Yakında tekrar görüşmek üzere." diyerek Akila'nın elini sıkarak klinikten çıktı.

Akila kardeşinin bulmaya o kadar çok odaklanmıştı ki ufak ayrıntılar gözünden kaçmıştı. Eden'e dikkatini daha iyi vermiş olsaydı eğer Eden'in hayran bakışlarından, kokusunu içine hapsetmek istercesine nefes alıp vermesinden, sesinin titremesinden bahsedilen kızın kendisi olduğunu anlayabilirdi belki ama bu farkındalık şimdilik başka bir zamana ertelenmişti.

Sahipsiz EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin