Pembeli çocuk yanındaki arkadaşının dediklerine takılmadan dolabından giymek için kıyafetleri çıkarttı.
"Jimin, sana yeni kıyafetler almalıyız."
"Benim yeterince kıyafetim var Taehyung!"
"Ama baksana, hepsi pastel tonunda şirin şeyler. Animelerdeki kızların giydiği kıyafetler gibi."
Mavi saçlı arkadaşı ayağa kalkıp pembeli çocuğun çekmecesini açtı.
Açtığı gibi gözlerini pörtletti ve eline yavaşca aldığı şey ile şaşkınca arkadaşına baktı." Etek? "
Pembeli arkadaşının elindekini hızla çekip aldı ve geri çekmecesine yerleştirdi.
" Niye dolabımı karıştırıyorsun!" Diye söylendiğinde mavili hala arkadaşının eteği olduğuna şaşırıyordu.
"Onları giymiyorsun değil mi?"
"Hayır, sadece hoşuma gidiyorlar."
"Ah Tanrı'm!" Mavili genç elleri ile gözlerini ovaladı, ardından yatağın üzerindeki ceketi alıp üzerine geçirdi.
"Git hazırlan, geç kalmak istemiyorum." Ardından odadan çıkınca pembeli olan da üzerini değiştirip arkadaşının peşinden gitti.
_
Kampüse giriş yaptıkları anda Tae söylenmeye başlamıştı.
"Yine geldik şu lanet toplumun içine."
"Taehyung, her sabah bunu diyorsun. Bıkmadın mı?"
"Bıkmadım. Eğw, şunlara baksana ne kadar da meraklılar erkeklerin peşinde dolaşmaya."
Okulda olan bir kaç kızı gösterip yüzünü buruşturdu. Pembeli gözlerini devirip arkadaşına aldırış etmeden onu geride bırakarak dersliğinin olduğu kata çıktı.
İlk dersi edebiyattı ve her zaman derse katılan biri olmuştur. En sevdiği derslerden birisiydi. Genç çocuk kitap okumayı ve yazmayı severdi.
Genellikle yazılarında içini dökerdi, dışa yansıtmadığı, kimsenin bilmediği tarafını bilirdi kalemleri ve kâğıtları.
"Sen neden beni beklemedin!"
Pembeli arkadaşına cevap verme gereği duymadan yanına oturmasına izin verdi.
Derslik sınıfları yavaş yavaş dolmaya başladığında ise gürültü de artıyordu ve yanındaki arkadaşının da söylenmeleri artıyordu.
Cidden bu kadar mı nefret ediyor insanlardan diye düşündü. Ama tabii, arkadaşının yaşadığı şeyleri biliyordu. Atlatılması zor bir şey olduğunu da. Belki arkadaşının yerinde olsa asla atlatamazdı.
İçeriye giren edebiyat öğretmeni ile derslikteki herkes sustu ve pür dikkat başlayan dersi dinlemeye başladılar.
Kampüsteki bazı kızlar edebiyat öğretmenin neredeyse ağzına düşecek gibiler, çoğu zaman. Bazı erkekler ise edebiyat öğretmenini sevmiyor. Herhalde diğer erkeklerden daha iyi görünmesi bunun nedeni.
Jimin ise, o bir az ürküyor açıkçası. Bir öğretmene göre dövmeleri çok fazla, ve ah tabii piercinglerini de unutmamak gerekiyor.
Böyle biri nasıl okula öğretmen olarak alındı hiç bilmiyordu Jimin. Zengindi sanırım ondan. Tabii, zenginler bu dünyaya bir adım önde başlardı. Edebiyat öğretmenleri, bir öğretmenden daha çok sanki bir öğrenci gibiydi. Hani şu yaramaz olan okulu sürekli asanlardan.
Jimin de edebiyat öğretmenini yaramaz bir öğrenci olarak görüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
problème d'enseignant ✧ೃ:. jikook
Fanfiction"Jeon Jungkook, o bir sex tanrısı gibi!"