problème d'enseignant ✧ೃ:. jikook

4 'bodrum

Bu bölümü yazarken çok eğlendim, hoşuma gitti. Umarım siz de seversiniz. Çok okunması yok kitabımın ama yine de okuyanlar düşüncelerini belirtip, satır altı yorumlar yapıp vote verirlerse sevinirim.
Ha bir de yazım yanlışları varsa çok çok çook özür dilerim.
.
.
.
.
.

Dersinden çıkan Jimin soluğu spor odasında bulmuştu.

Bay Jeon'u etraftakilere emir yağdırdığını düşünmüştü ama aksine o da yardım ediyordu.

Jimin'in geldiğini gören Miran "Jimin geldi." diye bağırmıştı.

Jisung hariç hepsi Jimin'e baktı. Bay Jeon elindeli boya kutusunu ve fırçasını bir yere bırakarak Jimin'in yanına ilerledi.

"Hoşgeldin Jimin."

"Hoşbuldum. Ne yapmam gerekiyor?"

"Taemin'e yardım edebilirsin, zor işlerden birini aldı ve tek başına. Ah ve, Tae gelmedi mi?"

"Bugün Tae 'nin dersi yoktu bay Jeon."

"Pekâlâ, bir dahakine gelse iyi olur." Dedikten sonra arkasını dönüp gitti ve kolonları boyamaya devam etti.

Etrafa bakınıp Taemin' i aradığımda ise, elindeki kocaman koliyi tek başına taşırken gördüm. Çantamı gelişi güzel kapının yanına bırakıp hızlı adımlarla Taemin 'in yanına vardım.

Elindeki kocaman kolinin bir tarafından da ben tuttum.

"Çok ağırmış. Tek başına taşımamalısın, bir yerini incitirsin sonra." Taemin Jimin' i sesinden tanımıştı.

Yanakları kızaran Taemin kıkırdadı. "Teşekkürler."

"Sorun değil."

İkili kocaman koliyi sahneye bırakıp derin derin soluklandılar.

Ardından odayı bay Jeon'un sesi doldurdu.

"Gençler biliyorum daha bir ay var ama bir az daha hızlı olamaz mısınız? Spor salonunu ne kadar kısa sürede bitirirsek o kadar iyi, çünkü spor salonu bittikten sonra bahçe de hazırlanacak."

"Ne? Bir de bahçeyi mi yapacağız?"

"Hocam şaka mı yapıyorsunuz siz? Şu an sadece beş kişiyiz. Çoğu kişi yok bile eğer böyle az kişi olmaya devam edersek çok yorulacağız."

"Sakin olur musunuz, diğerleri de katılır elbet. İlk çalışma günü olduğu için bir şey demiyorum ama gelmezlerse ders içi notlarına sıfır veririm. Hem elinizi çabuk tutun burayı bir ya da iki hafta içerisinde bitirmeliyiz."

Herkes hayıflandı ve işlerine geri döndü.

"Daha kaç tane koli var?"

"Dört tane, ama onlar bu iki koli kadar büyük değil."

"Altı koli edecek kadar bunların içinde ne var ki?" Jimin eğilip koliyi açtı. Bu kolinin içerisinde tamamen konfeti kutuları  vardı.

"Bu kadar konfetiye ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum."

"Aynı şekilde ben de. Hem bizim okulumuzda böyle şeyler mi varmış?"

"İnan ben de bodruma inince yeni fark ettim."

"Pekâlâ, hadi gidelim diğer kolileri alalım."  İkili spor salonundan çıkıp bodruma doğru ilerlediler.

"Burası baya karanlıkmış. Işık falan yok mu Taemin?"

"Maalesef yok." Taemin cebinden çıkarttığı telefonundan feneri yaktı.

Kolilerin olduğu küçük odaya girdiklerinde, Jimin koliyi kaldırdığı gibi tozlar havaya uçuşmuştu. İkili öksürmeye başladıklarında Taemin 'in kapı kulpunu tuttuğunda, öksürdüğü için kapının hareket etmesi ile önündeki taşa benzer küçük nesne yerinden oynamıştı. Fakat ikili bunun farkında değildi.