Jungkook yola çıkmak için hazırdı. Çıkışa doğru gitmişti. Taehyung onu orda bekliyordu.
Taehyung'un bir yaramazlık peşinde olduğu belliydi. Jungkook'a tuhaf bakışlar attı, Jungkook buna karşılık olarak kollarını açtı. Taehyung koşarak onun kucağına atladı ve boynuna sarıldı.
"Bu gün gitmen şart mı?"
"Hadi ama bunu konuştuk. Uzun kalmıcam hemen yanına geri dönücem."
"İyi tamam."
Taehyung trip atıyordu, Jungkook sürekli yoğundu bu yüzden ona çok fazla zaman ayıramıyordu.
Aralarında vedalaştıktan sonra Jungkook yola koyuldu.
Az yolu kalmıştı, oturup dinlenmeye karar verdi. Biraz daha yürüdükten sonra Saray'a vardı. Orda kimse yoktu, terkedilmiş bir ortamdı. Jungkook şüphelenmeye başladı. Sonunda olayı anladı. Taehyung'u kaçırdıklarını tahmin etmişti.
Bu düşünceyle Jungkook bir anda yere yıkıldı şok olmuştu. Hemen çöktüğü yerden kalktı ve yeni Saray'ın nerde olabileceğini düşünmüştü. Aklında bir yer vardı, orası olduğuna emindi.
Hızla oraya doğru yola koyuldu. Koşarken gözünden akan yaşlara ve kalbinin acısına hakim olamıyordu.
Tahminleri doğru çıktı Saray karşısında duruyordu, peki şimdi ne yapıcaktı?
Aklına bir anda bir fikir geldi. Yakınlarda eskiden vampir diyarından sürgün edilmiş güçlü vampirlerin olduğu gizli bir yer vardı. Oraya gidip onlardan yardım isteyecekti.
Oraya doğru koşmaya başladı sonunda onların yaşadığı yere varmış ve onları bulmuştu. Gözlerinden akan yaşlarla olanları onlara anlattı ve onlardan yardım istedi. Şanslıydı yardım isteği geri çevrilmemişti. Hemen Saray'a doğru yola koyuldular.
Saray'ın kapısının önüne geldiklerinde herkes ayrı bir yandan tırmanıp içeri atladılar hepsi çok havalı duruyordu. Jungkook'un az önceki masum çaresiz duruşu yerini havalı bir vampir kral duruşuna bırakmıştı.
Onlar içeri girdiğinde herkes şok olmuştu iblisler onlara saldırmaya çalıştı ama onlar ortalığı yıkıp geçiyordu. Saray'ın en üst penceresinden aşağıya bakan Taehyung onları gördüğüne çok mutlu olmuştu.
"Jungkook!"
Jungkook yukarı baktı.
"Taehyung, seni kurtarıcam!"
Taehyung mutluluktan ağlamaya başlamıştı. O orda bir kaç gün Jungkook olmadan bekleyeceğini düşünüyordu ama Jungkook onu bir kaç saatte bulmuştu.
Jungkook'un yukarıya ulaşması gerekiyordu. O yukarıya doğru koşarken diğer vampirler savaşmaya devam edicekti.
Saray çok karşılıktı, Jungkook bir türlü gideceği yeri bulamıyordu. Bu onun çok sinirini bozmuştu. Bir pencere bulup aşağı baktı, yaşayan kimse yoktu. Vampirler de ölmüştü. Jungkook onların ölümünde kendisini suçlu hissetti. Onların bu yardımından sonra başarısız olamazdı. Yoluna tek devam edicekti.
Odaya ulaşmıştı kimse yoktu, Taehyung dışında. Jungkook onu görünce ağlamaya başladı. Taehyung çok üzülmüştü ama hastalığı üzülmemesini gerektiriyordu. Bu yüzden yerde baygın yatıyordu. Jungkook hemen onun yanına koştu.
"Taehyung, bana bak lütfen. Taehyung!"
Taehyung kendine gelmemişti. Jungkook onu kucağına alıp aşağı indirmeye çalıştı. Yoluna kimse çıkmamıştı. Tamamen aşağıya indiklerinde Taehyung kendine gelmişti.
"Jungkook?"
"Taehyung, hadi gel burdan bir an önce çıkmamız lazım."
Jungkook, Taehyung'u buldu ve ona ulaştı. Peki onu kurtarabilecek mi??🤔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞ "Taekook"
VampireVampirleri ve insanlar arasında yaşanan bir savaş döneminde Taekook'un ilişkisi nasıl olucak ve nasıl başlıcak?