bhancang
öncelikle, beni affettiğin için çok teşekkür ederimçünkü kalan üç ayımı seninle küs geçirmek istemezdim|
sana yeni kavuşmuşken nasıl vazgeçeceğim yongbok..?|
dışarı çıkıp, bir şeyler yapmak ister misin?
çilek dudaklarım hâlâ aynı mı kontrol de edersin? ;D
feelelix
ondan önce sana bir şey itiraf etmem gerekhatta iki
@fleixeel hesabı benimdi kendim seninle konuşmaya cesaret edemiyordum bu yüzden fake bir hesap açtım
ikincisi ise..
sanırım hâlâ senden hoşlanıyorum
görüldü 14:51
feelelix
neden görüldü atıyorsun?bhancang
ÇÜNKÜ EVİN İÇİNDE BAĞIRARAK DANS EDİYORUM|üzgünüm.. şaşırdım biraz ama ben de senden hoşlanıyorum
ayrıca fake hesabın önemi yok, haklısın..
her konuda
özür dilerim
şimdi, seni almaya gelebilir miyim?
sadece evet ya da hayır demen yeterli
feelelix
hayırbhancang
oh..|peki
pazartesi okulda görüşürüz o zaman..
feelelix
ya, chriskırıldın mı?
bhancang
kalbim aciyo...|kirilma sesi sana gelmistir diye dusunuyodum|
hayır, önemi yok
ama
neden..?
feelelix
çünkü ben seni almaya geldimsizin evin yakınlarındaki bir pastanedeydim
sen dışarı çıkalım deyince de birkaç şey alıp kapınıza geldim
ama pazartesi görüşmek istiyorsan eve gidebilirim :Dd
bhancang
ilişkimizdeki baskın taraf ben olmalıydım|evden de alınır olduk|
sikilmesek bari|
bad boy gibi ':Dd' atıyor|
gitmesem mi|
HAYIR HAYIR GİTME
ÇIKIYORUM HEMEN
feelelix
sikmeyeceğim korkma|parka geçiyorum
iletildi 15:09
***
bang chan'ın eli, felix'in yumuşak saçlarında mekik dokurken felix'in kafası sert göğüsteydi. tek eli erkek arkadaşının bacağındayken, diğer eli büyük elin arasındaydı.
ikisininde gözleri kapalıydı.
hava sıcaktı ama bang chan uzun kollu boğazlı kazağını gitmişti, ilik kanseriydi ve vücudunu morluklar kaplıyordu. bunu felix'ten saklamalıydı, üzülmesini istemiyordu fakat sonra aklına onu ebedi bir üzüntünün içine bırakacağı geliyordu.
onu terketmek istemiyordu, yeni kavuşmuşken bırakmak istemiyordu ama belki de mecburdu.
felix'in saçlarına sayısız öpücük kondurmuştu. dudaklarını ıslatıp, öptükten sonra saçlarının dudaklarına yapışmasını seviyordu. bang chan felix'in kokusuyla, felix ise aldığı kremalı çörekler ile ziyafet çekiyordu.
"ben ölürsem ne yaparsın?" dedi bang chan, tedirgin sesiyle. "ölümcül bir hastalığa yakalanmış olsam ve tedavi olmama rağmen hiçbiri etki etmese.. seni bırakıp gitsem, ne yaparsın yongbok?"
felix, çatmış olduğu kaşları ve duyduğu ilk cümleden sonra dolan gözlerini erkek arkadaşına çevirdi. yutkunamamıştı. arka cebine sıkıştırdığı not defterini ve küçük kurşun kalemi çıkardı, boş bir sayfa açtı ve kalemini sayfanın üzerinde gezdirdi.
'ne saçmalıyorsun chris? ne hastalığı?'
bang chan sustu, sevgilisinin dolu gözlerinden akan yaşlar yavaşça yanaklarından boynuna doğru süzüldü.
"yongbok ben.. ilik kanseriyim." dedi kısık bir sesle. "doktorlar tedavi için geç kaldığımı söyledi.. benim, hatta bizim üç aylık bir süremiz var."
felix başını iki yana salladı. kabullenmek istememişti, ağlayamıyordu bile.
'şaka yaptığını söyle.'
bang chan, kalemi ve defteri aldı. ilk defa konuşmamış, yazı yazmıştı.
'özür dilerim, vişne.'
bahsettiği vişneli dudaklara uzun bir öpücük kondurdu ve koyu kahverengi banktan kalktı. yaklaşık bir hafta önce felix'in onu kütüphanede bıraktığı gibi, o da felix'i parkta yalnız başına bıraktı.
•••
bolumleri zor yaziyom
cunku
bang chan'i kanser hayal etmek cok kotu bir his arkadaslar
aglamak istiyom
ama
aklimda cok guzel bir kurgu var
ins kafamda kurdugum kadar guzel bir sey cikar ortaya
sizi seviyom ama kimse beni sevmiyo uhuhuhuhu :'{
ŞİMDİ OKUDUĞUN
four leaf clover | chanlix
Fanfictionfelix, gözyaşlarını dört yapraklı yoncanın üzerine akıttı. top; bang chan, bottom; felix.