o

2K 211 225
                                    

gitmiş oldukları doktor bang chan'ın acilen hastaneye yatmasını istemişti. doktor kim seokjin, gerekli olan iliği bulmak için elinden geleni yapacağını söylemişti. işinde oldukça başarılıydı ve felix'e söz vermişti, bang chan'ı kurtaracaktı. ikili şu an onlar için hazırlanmış odadaydı. felix, yatağın yanındaki sandalyede oturuyordu ve bang chan uyuyalı bir buçuk saat oluyordu.

bang chan gözlerini yavaşça aralarken, felix'in gözleri kapanmaya başlamıştı. sevgilisinin başını çevirdiğini gördü ve gözlerini zorda olsa açık tutarken öne doğru eğildi, dudakları yavaşça kıvrılırken dilini damağına bastırdı.

"gözlerinden uyku akıyor, neden uyumadın sevgilim?" dedi bang chan, uykulu sesiyle.

felix omuz silkip, başını tamamen eğdi ve dudaklarını yavaşça sevgilisinin dudaklarına bastırdı. fazla beklemeden geri çekildi ve kulağını göğsüne yasladı. gözleri bang chan'a bakıyordu ve hızla atan kalbinin sebebi olmak onu muhteşem hissettiriyordu.

"woojin.." dedi bang chan, fısıltılı sesiyle.

felix yavaşça başını kaldırdı ve arkasına baktı, bu çocuğu ilk defa görmüştü.

"oh, chris." dedi woojin, felix'in kaşları çatılmıştı. yeni gelen çocuk sevgilisine chris demişti ve o hiç itiraz etmemişti. "nasıl bu duruma geldin anlamış değilim, çok güçlü ve serttin oysaki."

söylediklerine gülerken, felix ayağa kalkmıştı. gözleri hafif doluydu ve bang chan'ın hâlâ onu tanıştırmamasına kırılmıştı. dolu gözlerini sevgilisine çevirdi ve dişlerini birbirine sürtmeye başladı.

"ah, şey.. bilmiyorum. bu arada, bu felix." dedi eliyle gösterirken. "arkadaşım."

felix'in kaşları çatılmıştı ve dudakları aralıydı. seslice yutkundu ve başını sallayıp, sessizce odadan ayrıldı. henüz iki dakika önce ona 'sevgilim' diye hitap etmişti ama tanıştırırken bunu söylemeye çekinmişti.

felix bahçeye çıktığında duvara dayalı bir banka oturmuş ve gözyaşlarını akıtmaya başlamıştı, bang chan'ın kendisinden utandığını düşünmeden edemiyordu.

yutkunarak ayağa kalktı ve hastanenin arkasına doğru koştu. odası birinci kattaydı ve orayı zıplayarak görebilirdi, madem onu arkadaşı olarak tanıştırmıştı woojin denen çocuk ile arkadaştan daha fazlasıydılar.

odanın camına vardığında odanın hemen altında bulunan bankı farketmişti ve hızlıca üstüne çıkmıştı. kötü bir şey görmemek için tanrı'ya yalvarırken, derin bir nefes aldı ve gözlerini odaya çevirdi. woojin adlı çocuk kapıya yönelmişti, çıkacağını düşünüyordu fakat kapıyı kilitlemiş ve anahtarı küçük dolabın üzerine bırakmıştı. felix şaşkınla bakmaya devam ederken, woojin bang chan'a yaklaşmış ve kucağına oturmuştu.

felix derin nefesler alırken, bang chan hareketsizce duruyor ve woojin'i izliyordu. banktan hemen indi ve hastane girişine doğru son hızıyla koştu, gözyaşları akmaya başlamıştı. önünde duran boş kağıda yedek anahtarı istediğini yazdı ve anahtarı alıp odaya doğru koştu. bulanık gördüğünden dolayı kapıyı zorla da olsa açmış, woojin'i aynı yerinde gördüğünde başını iki yana doğru sallamıştı. yaşlar akıtan gözleri bang chan'ı bulduğunda hafifçe gülümsedi ve arkasını dönüp yavaşça yürümeye başladı. bang chan'ın sesi tüm koridorda yankılanırken, felix aldırmadan yürümeye devam etmişti. binadan çıktı ve bahçeden çıkmak için adımlarını sürdürdü.

arkasından gelen adım seslerine aldırmadan yürürken, kolundaki büyük eller durmasını sağlamıştı. arkasını döndüğünde bang chan'ı görmeyi bekliyordu fakat gelen kişi o değildi, doktor kim seokjin'di. kızaran gözleriyle onu izlerken, derin ve titrek bir nefes vermişti.

"onu bırakıp gidemezsin, felix. senden başka kimsesi yok burada." felix alayla gülümsedi, dişlerini birbirine bastırıyordu. boğazı ve burnu yanıyordu, derin bir nefes verdi.

"artık var." demişti bir hışımla. "duydun mu beni? artık ben yokum, başkası var!"

bağırmasıyla gözyaşları daha da hızlanmıştı, kolunu doktordan kurtardı ve burnunu çekti.

"tam düzeldik derken başka bir şey çıkıyor, kötü şeyler yaşamamak için birlikte olmamamız gerekiyor." diyerek arkasını döndü ve adımlarını hızlandırdı.

konuşmuş olması bile onu mutlu edemiyordu. dün gece ona 'tamamen sana aidim.' demişti fakat, yalan söylemişti. odaya girmiş olmasaydı, ona ait olmayacaktı.

•••
buradan nasıl döneceğim hakkında hiçbir fikrim yoKWMFLSFMSLFNALFMSLFMSLFNSLDMSLFMSFKEN

yeter bu kadar dram amına koduğum dediğinizi duyar gibiyim.d

aklımda iki final var, ikisi de mutlu son fakat hangisini yapmalıyım bilmiyorum.

belki de aniden karar değiştirip kötü bir final yapabilirim. 🤷‍♂️

okuduğunuz için teşekkürler, yorumlarınızı ve vote'larınızı bekliyorum. 🥰

four leaf clover | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin