0.2

35 4 3
                                    

3|Acıya kucak açman senin acizliğin.

Yanımda telefonla konuşan adamı umursamadan yere attığım kıyafetlere uzanmak için hamle yaptığımda bileğime sarılı eller tarafından durduruldum. Yüzüme bakmıyordu ama konuşması uzadıkça bileğimdeki ellerinin sıkılaştığını hissediyordum.

Bileğimi çekmeye çalıştığımda zorlamadan bırakarak konuşmaya devam etti. Kiminle konuştuğunu, ne konuştuğunu elbette merak ediyordum ama sormaya hakkım yoktu. Onun emrinde çalışan, istediği zamanlar altına aldığı bir katilden başka bir anlamım yoktu onun için. Bunu çoktan kabullenmiştim.

Bazı zamanlar üvey oğlu olduğumu hatırlar diye bekliyordum, hatırlamıyordu. Sözlerinin arkasında durup önceki hayatımızı unutuyordu, onun gibi yapmam gerekirken bunu yapamıyor, çaresiz bir biçimde eski anılar içinde yaşıyordum.

Kıyafetlerimi giyinmeyi bitirdiğimde kenarda duran tuvalin önüne geçtim, ona doğru göz ucuyla baktığımda sonunda telefonu kapattığını gördüm.

"Vücudunu izlememin sebebi her seferinde daha detaylı, kusursuz bir çizim yapmak."

Söylediklerine kulak verdiğimde bir kelimesini bile kaçırmak istemediğimi fark ettim.

"Ama olmuyor Sarper, istediğim kusursuzluğa ulaşamıyorum."

Pek samimi olmayan bir gülüşü misafir ettim dudaklarımda, "Kusursuz değilim."

O ise cevabımdan hoşlanmadığını belli eden bir yüz ifadesiyle ayağa kalktı, "Kusursuz değilsin, vücudunda yaralar var ya da işlememen günahları işliyorsun. Buna yalan diyemem ama benim zihnimde işler öyle işlemiyor."

Anlamadığımı belli eden bir şekilde ona döndüğümde arkama geçerek elleri belimi buldu, odanın içindeki boy aynasına ilerlediğinde ona hiçbir zorluk çıkarmadan adımlarına itaat ettim.

"Gördüğüm çocuk kusursuz. Korkak ama bunu gizlemek için cesur gibi davranıyor... Sana zarar veren kişi ben olursam sesini çıkarmazsın ama başkası sana dokunsa onları öldürmek istersin."

Ellerinden biri yüzüme çıktığında yavaşça kapandı gözlerim, aynaya daha fazla bakmak istemiyordum.

"Bu yüzden benim için kusursuz bir oyuncaksın."

Onun elinde bir kuklaydım ya da onun dediği gibi bir oyuncak. Bunu bilmeme rağmen ondan uzaklaşmamam da benim aptallığımdı.

Yüzümden ve vücudumdan çekilen elleriyle beraber üşüdüğümü hissetsem de ses çıkarmadan ona döndüm, yine bir şeyler söyleyecekti.

"Yeni işin bir kadınla, Evren Kara. Bu sefer onu öldürmek yerine kaçıracaksın, işimiz onunla değil."

"Böyle bir şey yapmadığımı biliyorsun, tek işim suçluyu öldürmek. Kimseyi yanımda taşımıyorum."

Hiçbir zaman böyle bir iş yapmamıştım, kimseyi kaçırmazdım. Suçlu birini öldürür ve bunun sayesinde rahatça uyurdum. Suçsuz bir insanı kaçırmak ya da öldürmek bana göre değildi.

"Sana ne yapman gerektiğini söylüyorum, tercihini sormadım."

Sert sesini duyduğumda dudaklarımı birbirine bastırdım, karşı çıkmamın hiçbir anlamı olmayacaktı. Pes etmiş bir hâlde odadan çıkarken ismimi seslenmesiyle adımlarımı durdurdum.

"Görünmez ol."

Yaklaşık üç saattir arkadaşlarıyla beraber kafede oturan kadının çıkmasını bekliyordum, sıkıldığımı hissediyor olsam bile evine giremeyeceğim için başka çarem olmadığının da farkındaydım.

Kafenin kapısından çıkan kadına bakarken gözlerimi kıstım, iyi giyimli bir kadındı, gördüğünüz zaman üzerindekilerin parasının dudak uçuklatacağını bildiğiniz cinsten. Gözlerimi devirmeme engel olamadan motoru çalıştırdım, biraz uzaklaşıp şu işi halletmek istiyordum.

Ormanlık yola doğru girdiğinde onu takip etmeye devam ettim, o ise arabasını kenara çekmişti. Arabadan inmeden onu izlemeye devam ediyordum ama bu bekleyiş uzadıkça sinirlerimin gerilmesini engelleyemiyordum.

Arabayı izlemeye devam ederken kadının kapısını açmasıyla ne yaptığını anlamaya çalıştım, bana doğru geliyordu. Bir dakika, bana doğru geliyordu! Kendime bunun kolay bir iş olduğunu, arabasının bozulmuş olabileceğini tekrarlıyordum ve bu durum biraz gericiydi.

Camıma vururken bağıran kadına baktım, "Ne zaman ineceksin?" Girdiğim saçma durumu boşverip aşağı indim, yüzüme gülerek bakıyordu.

"Pamir senden bahsetti, nereye gideceğiz?"

Pamir benden bahsetti? Pamir.

Ona arabaya geçmesini söylerken kadının arabasına ilerlemeye başladım, sinirliydim hem de çok! Haberim olmadan beni böyle bir durumun içine sokuyordu ve başıma ne geleceğini bile umursamıyordu. Hayvan herif.

Kadının arabasının kapısında beklerken derin bir nefes aldım, anlık bir acı olacak ve hemen geçecekti. Cebimdeki çakıyı avucumda sıkıştırırken gözlerimi kapattım, kana ihtiyacımız vardı. Yeterli olduğunu düşündüğümde koltuğun baş kısmına elimi sürdüm, kadının yaralı olduğunu düşünmeleri onları daha da çıkmaza sokardı.

Arabaya yürürken sakin olmam gerektiğini tekrar ediyordum ama arabada oturan kadın bana hiç yardımcı olmuyordu. Koltuğa oturduğumda yanımdaki kadına yandan bir bakış atarak mırıldandım.

"Pamir'i nereden tanıyorsun?"

O ise yapmacık olduğunu belli eden bir gülümsemeyle başını sallayıp telefonuna dönmüştü. İçimden küfrederken cebimdeki telefonu çıkarıp Pamir'in ismini buldum.

Ne yapmaya çalışıyorsun?
Bu yaptığın yüzünden,
bir şeyler ters gidebilirdi

Pamir: Gitmedi

Gidebilirdi

Pamir: Belki

Belki mi?
Siktir git

Pamir: onu dağ evine bırakıp eve gel

Onu cevapsız bırakarak derin bir nefes aldığımda kadının bakışlarının bana döndüğünü hissetsem bile görmezden gelerek sakinleşmeye çalıştım.

Eve gittiğimde hoş şeyler olmayacaktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 20, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

görünmeyen misafir | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin