0.1

47 5 5
                                    

2|Kovulduğu cennete sığınmak için çabalayan melekler cezalandırılır.

"Yukarıda sizi bekliyor. Sabahtan beri sinirliydi, dikkat edin lütfen." Karşımdaki kadına içten olmasını umduğum bir gülüş sunarak kapıdan içeri girdim.

"Sorun değil, alışığım onun bu hallerine." Söylediklerim onu rahatlatmış gibi görünmüyordu yine de daha fazla zaman kaybetmemek adına hızlıca bir selam verip adımlarımı üst kata yönlendirdim.

Adımlarım her zamanki kapıya ulaştığında derin bir nefes aldım, göreceğim manzarayı az çok tahmin edebiliyordum. Kapının ardında duran kişi tüm arzulu bakışlarıyla beni izleyecek, bana dokunması için ona yalvarmamı sağlayacaktı.

Kaçmanın bir faydası olmayacağını bildiğimden gerçekliğime ilk adımımı attım. Kapıyı açtığımda gözlerim önce yatağında çıplak hâlde yatan Pamir'e takıldı, ardından yan tarafına bıraktığı tuvalde resmettiği beden hedefim oldu. Beni çizmişti, ah bu adam!

Yatağına oturduğumda gözlerini bana çevirmedi, başını bir an bile oynatmadan tavanı izlemeye devam etti.

"Bana dön."

Sert çıkan sesimle beraber kısılmış gözleri beni buldu ardından yatakta oturur pozisyona gelerek tebessüm etti, ona karşı gelmemi istiyordu.

"Onu öldürdüm."

Dudaklarımın arasından çıkan iki kelime onu uyandırmış gibiydi. Koyulaşan gözleriyle beraber üzerimdeki gömleğe uzandı, ona yardım etmek için öne doğru atılmamla keskin bakışları beni buldu, hareket edemedim.

"Nasıl öldürdüğünü anlat."

Bu kısmı sevmiyordum, her şeyi anlatmamı ister ve sonrasında bana ne yapacağına karar verirdi. Karşımdaki adamın kiralık katiliydim ama bu adam benden daha fazla can almış bir insandı, bense sadece aşık olduğu insana sahip olmak için her şeyi kabul eden aciz yaratıktım.

Bu durum sadece onunlayken gerçekti, onun yanında değilken bir iblis oluyordum. Benim Tanrım oydu ve ben onun cennetinden kovulmuş melektim.

"Bara kadar takip ettim ve ardından onu bir gece geçirmek için ikna ederek evine götürdüm."

Derin bir nefes alarak devam etmeye başlayacaktım ama gömleğin tamamen çıkmamış olmasından rahatsız olan Pamir gözleriyle üstümü işaret ettiğinde susmak zorunda kaldım.

Titreyen ellerime lanet ederek gömleğin son düğmesini açarak üzerimden sıyırdım. O ise memnun olmuş gibi tekrardan gülümsemeye başladı.

"Nasıl ikna ettin?"

"Zaten sarhoştu, onun bu halinden yararlandım."

Uzun parmakları göğsümde bulunan piercingi çekiştirdiğinde tısladım, "Detay ver."

"Kucağına oturdum ve hareket ettim, o sırada teklif ettim." Tatmin olmuş bir ifadeyle gülerken devam etmem gerektiğinin farkındaydım.

"Evinde, yatak odasında göğsüne sağladığım çakıyla öldürdüm onu. Ayrıca yaptıklarını kabul etti."

"Biliyorum bebeğim."

Biliyordu, o hayatımın her anında görünmez bir misafirdi. Onsuz bir dakikam bile geçmiyor gibi hissederdim ve bu doğruydu.

Elleri pantolonumun üzerinden penisime baskı yaptığında kendime sakin olmam gerektiğini fısıldıyordum, bu adama karşı durmam gerekiyordu.

"Sana dokunmamı istiyor musun?" Bu soru öylesine sorulmuş bir soru olsaydı eğer umursamadan cevap verirdim lakin değildi. Her şeyi hesaplayan bu adam ona olan aşkımı kullanmaktan çekinmiyor, acı çekmemi sağlıyordu. Ve bu acı ruhsal olarak baskın olsa bile onun tekliflerinde her zaman fiziksel acıya dönüşüyordu.

"İstiyorum."

İstediği cevabı verdiğimi biliyordum, ona bedenimi sunmamdan mutluluk duyuyordu, bir kurbandım onun için.

Elleri pantolonum içine girdiğinde beni saran parmaklarını hissettim, irkildiğimde gülmeye başladı. Tekrardan ciddileşen ifadesiyle beraber kulağıma nefesini üflerken iplerin elimde olmadığının farkındaydım.

"Daha başlamadık."

Kurduğu cümlenin ardından penisime saplanan tırnaklarıyla acı bir haykırış döküldü dudaklarımdan, "O adama dokunduğun, öptüğün için seni temizlemeliyim."

O konuşurken nefesimi tuttuğumu dudaklarıma kapanan dudaklarıyla beraber fark edebildim, nefes alamıyordum.

Benden ayrıldığında geri çekilmeden soluklanmamı bekledi, dudaklarımın üzerinde dilini hissetmemle ona biraz daha eğildim ama bundan rahatsız olduğunu belli ederek tekrardan penisime tırnaklarını geçirdi.

"Ah, gözlerine bak! Dolu dolu bakıyorsun, sevgilim şimdi asıl sona geliyoruz."

Sevgilisi değildim, hoşuma gittiğini bildiği için kurduğu bu cümlenin canımı yaktığını hissediyor olsam bile acizce bir kere daha aynı kelimeyi söylemesi için yalvaracak haldeydim.

Birkaç dakika yalnızca gözlerime bakmış ardından kafasını iki yana sallayarak gülmüştü. Pantolonumla beraber iç çamaşırımı çıkardığında hissettiğim soğuk ürpermemi sağlamıştı.

Hızlı bir şekilde kucağına çektiği bedenimle beraber birazdan yapacağı şeyin ona verdiği zevki şimdiden hisseder gibi sıkça yutkunuyordu.

"Bunun o adama yaptığın her şeyin bedeli olduğunu biliyorsun. Seni yalnızca ben kirletebilir,"

Cümlesini tamamlamadan penisine oturmamı sağladığında acıyla bir çığlık attım, canım yansın istiyordu, canımı yakmayı başarmıştı. Şu an geberecek gibi hissediyordum.

"ve ben temizleyebilirim." 

Cümlesini tamamlayıp hareketlerini hızlandırdığında bu acının geçmesini bekliyordum, ne kadar zaman geçerse geçsin alışamayacak gibi hissediyordum.

Sonunda boşaldığında sakince göğsüne sokularak mırıldandım. "Pamir, seni seviyorum."

O ise ufak bir kahkaha atarak kurduğum cümleleri tekrar etti. "Ben Tanrı değil, iblisim." Susup derin bir nefes alıp tek bir kelime söyledi.

"Amor."

Biliyordu, onun cennetinden neden kovulduğumu o da biliyordu ama beni yanında tutmaktan vazgeçmiyordu.

Kısıkça mırıldanırken aklıma doluşan anılardan kaçmak için gözlerimi kapattım.

"Özür dilerim."

"İkimizin günahı, özür dileme."

Merhametliydi, özür dilediğim şeyleri tekrar etmesem belki de affedilecektim ama o, tekrar etmemi istiyordu.

Onun cennetine bir daha kabul edilmeyecektim.

görünmeyen misafir | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin