giriş

14 1 0
                                    


Aylardan eylül, havada bir huzursuzluk umutsuzluk... Bizde böyle bir günde tanışmamış mıydık zaten. bütün havanın kasvetine rağmen ikimizinde yüzünde tatlı bir gülümseme vardı hiç unutmam o gün giydiğin simsiyah takımını. ilk başta düşünmüştüm yüzündeki gülümsemeyi gizleyen bu güzel siyah takımı neden giydiğini. daha sonradan anladım.

Bugün yine düştün aklıma. aslında benim kurduğum cümlelerin hiçbirinde senden yine diye bahsetmek doğru olmaz.Çünkü sen hep olansın. hiç gitmeyen.. belki bıraksan biraz beni, düşüncelerimi hislerimi sonra tekrar gelsen 'yine' derdim senin için. Ama sen hep buradasın. hiç düşmüyor ellerin yakamdan, bırakmıyor sensizliğin acısı peşimi. Acaba acım taze diye mi böyle hissediyorum. Yalnız tazeden kastım aradan geçen yıllar değil, yalnızca hislerim

Sonra başka bir eylül çaldı kapımı. sensizlik hazırlıksız yakaladı beni. Doğum ayımdı eylül benim. Çok severdim bu yüzden. Kasvetini soluk renklerini. Senin beni terk edişin hapsetti beni bu aya. Ne ileri gidebildim ne de geriye. İşte o çok sevdiğim sonbahar ayım son bahar ayım oldu.

Sen değiştin, her şey değişti,

Daha güzeldi, daha incelikli,

Zaman yoktu örneğin saçlarında,

Beni sevmiştin hatta.

Eylül geldi sonra, bir anda,

Sensiz oldum, siyah oldum,

Hem yandım hem kayboldum.

Eylül geldi sonra, bir anda,

Sorular sordum, yoruldum,

Hem yıllandım hem çocuktum.

  Ne güzel söylememiş mi Emre Aydın? Ben içinde hep kendimden bir parça bulurum mesela.Kafamda onlarca soru var ama sanırım tek bildiğim şey bende kalan senin senden daha güçlü olduğu. Çünkü sen bir kaç yılda sildin beni ama içimdeki sen hep bende kaldı.

  Aşkımın hala alev alev yandığı, yüzünün her zerresini hafızama kazıdığım adamın yanını düşledim son bir kez. Geçmişimi düşledim. Bu satırları okuyan kişi için, kendim için, bizim için....

Eylül'ün vavelyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin