Bu duruma sevinsin mi üzülsün mü bilemedi. Bi yanda kocasını kaybetmesinin hüznü diğer yanda da karnındaki o minicik canlı. Duygudan duyguya sürükleniyordu. Evet kocası onu bırakıp gitmişti ama yalnız bırakmamıştı onu. Uyuyakaldı bunları düşünürken, yorgun beni daha fazla kaldıramadı bu durumu.
Fazla uyumamıştı ama ruhu ve bedeni su kısacık uykuda dinlemişti. Doktor kendisinin taburcu olacağını söyleyince de iyiden iyiye sevinmişti. Nefret ederdi hastahanelerden. Kokusundan mı havasından mıdır bilinmez hoslanmazdi o ilaç kokan yerden.
Taburcu olup çıkar çıkmaz kocasının defin işlemlerini halledecekti. Bi an önce huzura kavuşmasını istiyordu. İşlemler tamamlandiktan sonra çıktı hastaneden. Yeniden doğmuş gibi hissediyordu kendisini ve tabi hala sol tarafı çok acıyordu. Çıkar çıkmaz defin işlemlerini halletti. Kocasının huzura kavuşması onu da rahatlatmisti.
Evine dönmek istemiyordu. Bi süre annesinin yanında kalmaliydi. Ki zaten anneside böyle olmasını isterdi. Eşyalarından ihtiyacı olanları aldı. Bi kaç t-shirt bi kaç pantolon ve ayakkabı. Annesinin yanına gitme zamanı gelmişti. Sanki bütün yaşantısını o evde bırakıyormuşcasına kapıyı yavaşça kapatti ve evinden uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhun ölümü
Teen FictionHayatı anlamaya başladığımda daha çocuktum. Annem ve babam yanımdaydı o zamanlar. Hep yardım ederler bir derdim olduğunda sorarlardi en azından. Bende anlatırdım durmadan olan her şeyi heyecanla. Sanki öyle heyecanlı anlatınca tekrar yasayacaktım a...