Bölüm:1

721 277 805
                                    

Merhaba
 
Buraya başladığınız tarihi ve saat' i yazın bakalım😘
 
Keyifli okumalar❤


Yüzüme vuran ışıkla gözlerimi araladım. Tam kendime gelince yatakta oturur pozisyonuna gelip komidinin üstündeki tokayı aldım. Ve dağınık saçlarımı toparlayıp ayağa kalktım. Mutfağa doğru ilerleyip bir bardak su içip bardağımı tezgâha bırakıp banyoya ilerlerim. Suyu açıp elimi ve yüzümü yıkarken aynada kendimle göz göze geldim. Son 20 gündür beynimde susmayan sesler vardı. Yüzümü inceledim bir süre Göz altlarım morarmış, Dudaklarım çatlamış, yüzüm çökmüştü. Aynada kendimle bakışmayı kesip yatağıma ilerleyip tekrar bedenimi yatağa attım.
 
Haftalardır içimden uyumaktan başka hiçbir şey gelmiyordu. Son zamanlarda sol yanımda büyük bir boşluk hissediyorum. Hiç kapanmayacak derin bir çukur gibi git gide büyüyordu. Bugün bana yazmadığı 20.gündü koskoca 20 gün benimle hiçbir şekilde iletişime geçmedi. Ona o kadar çok alışmıştım ki sanki o yokken zaman durmuş gibi artık düşünmeyi bırakmalıydım.
 
Ağrıyan başımı ovarken gözlerim komidinin üstündeki telefonuma takıldı. Uzanıp telefonumu aldım ve onla olan son konuşmamıza girdim.
 
Bay Fransız: Beyza ben bir süre olmayacağım. Kafam biraz allak bullak ve Derslere yoğunlaşmam  gerek bir sene daha kaybedemem kendine iyi bak görüşürüz.
 
Hüsna Beyza: Peki. Sende kendine iyi bak görüşürüz.
 
Sadece "peki" diyebilmiştim. Bana söylemese de benimle konuşmak istemediğini konuşmalarıyla belli ediyordu.
 
Dolan gözlerimi kırpıştırıp gelmek isteyen gözyaşlarımı yolladım. Kafamı dağıtmak için interneti açıp whatsappa girdim.
 
Mesaj olmadığını görünce durumlara göz attım. Karşıma çıkan
 
"-Gidemem ki ben bir kere kal desen
 
Sönemem ki ben kül olup yan desen
 
Yapamam ki yarına uyan desen
 
Yaktın bizi yaraların izi geçmiyor..."
 
Şarkının sözleri o kadar anlamlı ve güzeldi ki hemen şarkının ismini yazıp indirdim. "Ömer öz" şarkıyı söyleyen sanatçı yeni çıkmış sanırım ve Korelileri andıran bir tipi vardı. Ben bunları düşünürken şarkı inmişti. Şarkıyı açıp dinlemeye başladım.
 
"Yaktın bizi yaraların izi geçmiyor"
 
Zaten ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Bu sözlerden sonra gözlerimde yaşlar dinmedi. Kaç saat ağladım, şarkıyı kaçıncı dinleyişimdi bilmiyordum. Şarkının sözleri içimi o kadar yakıyordu ki...
 
En son ağırlaşmış gözlerimin kapanmak için direndiğini hatırlıyorum bende fazla zorlamadan kapattım sonrasıysa karanlık..
 
                       ~~~~~~~~~~
 
Gözlerimi açtığımda havanın karardığını gördüm. Ayağa kalkıp ışığı yaktım ve telefonumu aramaya başladım. Komidinin üstünde baktım yoktu yorganın üstünde de olmadığını görünce yorganı kaldırıldım telefonu yatağın köşesinde bulunca elime alıp saate baktım 21:12 geçiyordu. Uzun süre uyumuştum. Mutfağa geçip birşeyler atıştırdıktan sonra tekrar yatağıma girdim.
 
Elime telefonu alınca aklıma "Ömer öz" geldi. Hemen İnstegrama girip arama kısmında ismine girdim. Çıkan hesaba tıklayıp fotoğraflara ve farklı şarkılar seslendirdiği videoları izlerken o kadar çok dalmıştım ki saate bakınca saat 00:49 geçiyordu. Uzun zamandır kitap okumadığımı düşünüp kitap okumaya karar verdim.
 
Wattpad'den "Doğruluk mu Cesaretlik mi?" adındaki bana her duyguyu yaşatan kitabı açıp okumaya başladım. Saatin 1:52 olduğunu görünce son kez gelen bildirimlere bakmak için interneti açınca,
 
Omerozofficial bir canlı video başlattı.
 
Ömer'in canlı yayın bildirimini görünce hemen bildirimin üstüne basıp canlıya girdim.
 
Ömer yeni açmıştı. 25 kişi toplanınca
 
"Merhaba herkese"
 
"Merhaba"
 
Yazdım bende karşılık olarak ondan sonra Ömer yorumları okumaya başladı.
 
"Ömer abi Gidemem ki şarkısını söyle"
 
"Ömer Nalan'ı söyle"
 
Diye yorumlar gidince Bende yorum atmak istedim.
 
"Ömer ben Gidemem ki şarkısını arkadaşımın paylaşımından duyup indirdim. Ve indirdiğimden beridir nerdeyse bin defa dinledim ama şarkı o kadar güzel ki insan bıkmıyor dinlemekten çok güze bir sesin var"
 
Yorum yazıp atınca okuyup,
 
"Teşekkürler"
 
Diyerek gülümsedi. Ya konuşması bile çok tatlıydı. İzleyiciler çok "Gidemem ki" şarkısını isteyince Ömer şarkıyı hem gitarla çalıp hem de söylemeye başladı.
 
Şarkıyı duyunca bile içim yanıyordu. Hemen gözlerim doldu. Yorumlara bazıları
 
"Yine duygulandım"
 
"Ah be aşk acısı çok kötü"
 
Bende karşılık olarak,
 
"Aynen çok kötü birde karşılıksız aşksa daha kötü"
 
Gözlerimden birer birer yaş akarken ömer şarkıyı bitirdi.
 
"Ömer dershane deyince aklıma hep Gidemem ki geliyor"
 
Ömer gülüp,
 
"Bilmeyenler için Gidemem ki nasıl bestelendi anlatayım. Dershanede birtane kızdan hoşlanıyordum ama nasıl hoşlanıyorum var ya kıza bir defter dolusu şiir yazıyorum her gün dershanedeki herkes de bunu biliyormuş. Bir gün cesaret ettim kıza açılacaktı. kızın karşısına  geçtim ama hiç bir şey söyleyemedim. Dilim tutulmuş resmen neyse işte ondan sonra bir daha da o dershaneye gitmedim."
 
Ömer sen ne kadar güzel seviyorsun öyle Yorumlarda,
 
"O zaman bu şarkı o kıza gitsin"
 
"Ömer gibi sevip bize şarkı besteleyen yok ki"
 
"Ömer abi çok güzel seviyorsun"
 
Gibisinden bir sürü yorum geliyordu.Şarkı istekleri devam ederken
 
"Ömer fikrimin ince gülünü söyler misin? "
 
İsteklerimizi önemsediği için seslendirdi. Yayın boyunca Ömer’in samimiyeti sıcaklığı yakınlığı onu daha çok sevmeme neden olmuştu. İlk defa dinleyicilerini bu kadar önemseyen bir sanatçı gördüm.
 
Gözüme bir yorum takıldı.
 
"Ömer abi grup kursak ve seni eklesek cevap verir misin"
 
"Tabi ki ekleyebilirsiniz gruba cevap veririm arada"
 
"Gruba girmek isteyenler bana özelden mesaj atsın"
 
Bende mesaj attım. Gerçi pek alacaklarını zannetmiyordum.
 
Canlı yayın bitince gözüm saate kaydı 03:21 ov baya geç olmuş. Instegramdan çıkmak üzereyken gelen grup mesajıyla çok mutlu oldum. Çünkü beni Ömer’le olan gruba eklemişlerdi.
 
Hesna_akar sizi "Ömer’in Canları" grubuna ekledi.
 
Hemen gruba girip,
 
"İyi geceler" dedim. Onlar da karşılık verdi. Ömer görüldü attıktan sonra
 
"İyi geceler canlar"
 
Dedi. Saat geç olduğu için mesajı beğendim. Telefonu kapatıp komidinin üzerine bıraktım. Yüzümde uzun zaman sonra küçük bir gülümseme oluştu.
 
                    ~~~~~~~~~~
 
Sabah gözümü açınca her şey yine aynıydı. Hâlâ Bay Fransız'dan haber yoktu. Yatakta biraz gerindikten sonra komidine uzanıp telefonumu aldım. Saat 11:58'e geliyordu.
 
İnterneti açınca "Ömer'in canları" grubundan mesaj olduğunu gördüm.
 
"Günaydın"
 
Yazıp telefonu tekrar komidine bırakıp ayağa kalktım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa ilerledim. Buzdolabını açıp içini inceledim. Nerdeyse bomboştu. En kısa sürede alışveriş yapmam gerektiğini aklıma not ettim.
 
Mutfak dolabına yönelip bir paket makarna aldım. Ketıla su koyup kaynamasını bekledim. Su kaynayınca tencereye ekleyip ocağa koydum makarna paketini açıp kendime göre içine makarna, tuz ve yağ  ekleyerek pişmesini bekledim.
 
Masada oturup makarnanın pişmesini beklerken yine Bay Fransız' ı düşünmeye başladım. Ne yapıyordur acaba 21 gün oldu. Bi anda gelen sesle başımı kaldırıp ocağa baktım.
 
Makarna taşmıştı. Ocağın altını kapattım. Her yer mahvolmuştu. Şuan temizleme isteğim olmadığı için boş verip makarnanın suyunu süzdüm. Bir tabağa makarna doldurup bir bardak da su doldurdum.
 
Doyduğumu anladığımda ayağa kalıp oturma odasına gittim. CD'ye "Bizim Filmimiz" olarak adlandırdığımız -Su ve Ateş- filmini açtım. Bu film ikimizin de sevdiği bir filmdi. Konusu biraz bizi anlatıyor gibiydi. Çünkü biz de tesadüf eseri tanışmıştık. Bunlar aklıma gelince yine içimde bi' boşluk oluştu. Nefes alamaz gibi olunca CD' yi kapatıp odama geçtim.
 
Üzerime siyah bir düz bir kazak ve kot bir pantolon giydim. Saçlarımı açıp daha düzgün bir şekilde düzelttim. Üstüme montumu ve botlarımı giyip evden çıktım.
 
Sahile inip bir banka oturdum. Biraz daha rahatlamıştım ve kafam boşalmıştı. Telefonu cebimden çıkarıp kulaklığı taktıktan sonra Ömer'in seslendirdiği şarkılardan birini açtım. Kulağıma gelen o eşsiz sesiyle şarkıyı dinlemeye başladım.
 
Peki nasıl istersen öyle olsun
 
Tutamam, tutamam gideni
 
Belli ki kırmak istemiyorsun kalbimi
 
Kıyamam, bir de kıyamam iyi mi?
 
Giden gitmiştir zaten
 
Kesemem, kesemem yolunu
 
Hani satın alınan sevgiye alıştırılmış
 
Bir çocuğun her oyuncağa çabucak doyumu
 
Bende yoluma giderim
 
Ezdirmem kendimi
 
Ama gezdirmem de gönlümü 
 
Gider acımı çekerim...
 
Telefonumu elime aldığımda bir mesaj geldiğini fark ettim. Hemen telefondan gelen mesaja baktım. Oracıkta mutluluktan ağlayacaktım. 1 yıldır benim her şekilde yanımda olan, bana hep destek çıkan, gözümden tek bir damla yaş bile akmasına asla izin vermeyen, mutluluğumun sebebi olan insanın beni bırakamayacağını biliyordum.
 
Bay FRANSIZ: Nasılsın?
 
Hüsna Beyza : iyim kaç gündür konuşamadık. Sen nasılsın?
 
Sorumu cevaplamadan çevrimdışı oldu. Artık benden bütün bağını koparmıştı. Onun için ben önemsiz biriydim. Ona fazla bağlanmamalıydım.
 
Ben onun için bir hiçtim.
 
Ama o benim her şeyimdi.
 
Bana hep sen benim dünyamsın ben senin güneşin derdi. Ne zaman dünya güneşin yörüngesinden çıkarsa o zaman biz de ayrılırız derdi.
 
Ve Dünya güneşten ayrıldı. Hep karanlığa mahkum oldu.
 
Gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. Eve nasıl gittiğimi bilmiyordum. Kapının önüne gelince kapıyı açıp kendimi içeri attım. uyumak istiyordum. Botlarımı bir köşeye montumu da bir köşeye fırlatıp kendimi yatağa attım. Yorganıma sıkıca sarıldım. Gece lambasını kapattım ve ağlamamak için gözlerimi sıkıca kapattım, kapattım ki göz yaşlarım daha fazla akmasın ama nafile ben engel olmaya çalıştıkça iyice gözlerimden yaşlar geliyordu.
 
Hızlıca yataktan kalktım ve balkona çıktım kafa mı dağıtıp düşünmemem lâzımdı hava almalıydım.

Evet 1.Bölümün sonuna geldik.
 
Ortak olarak yazdığımız bu kitabı inşallah beğenirsiniz.
 
Oy ve yorumu unutmayın. desteklerinizi bekliyoruz.
 
Yeni bölüm en yakın zamanda gelecektir.
 
Seviliyorsunuz❤

 

GECE YARISI TESADÜFÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin