Kolyenin sırrı

85 4 0
                                    

Her yere baktık ama kolyem yoktu. Bu konuyla daha sonra ilgilenmeye karar verip okula gittim. Kimse kalmamıştı artık etrafımda Cris hariç. Yıllardır tanıyor gibiydim.

-Hey yüzündeki o aptal gülümseme de neyin nesi

Nik nasılsın. (Cris gelince aklıma gerçekten aptal gibi göründüğüme eminim artık.)

-Ben iyiyim sen değilsin sanırım neler oluyor.

Sana güveniyorum. Ama ters giden birşeyler olduğuna da eminim. Ne kadar sürerse sürsün bir sonuca ulaşacağıma eminim.

Son ders zili çalmak üzereyken defterimin arasına sıkıştırılmış bir kağıt dikkatimi çekti. Okul çıkışı spor salonu yazıyordu.. Zil çalar çalmaz toparlanıp koştum. Kimse yoktu on dakika kadar sonra Jannet girdi içeri. Onu son gördüğüm kıyafetler vardı üzerinde.

Seni aşağılık orospu kimsin sen. Üzerine atlayacakken sanki bir güç kollarımdan tutuyordu. Öyle çivilenmiştim ki olduğum yere bacaklarım uyuştu.

-Sakinleştiysen artık konuşabiliriz.

Seninle konuşacak birşeyim yok yalancı pislik.

-Seni korumaya çalışıyordum milena ve buna devam etmek için kolyeye ihtiyacım var.

Sen ne kolyesinden bahsediyorsun. Blöfümü yutmasını umarken aklıma geldi. Kolye jannette değilse kimde.

-Milena oyun oynamıyoruz evet senden bir çok şeyi sakladım ancak açıklarsam hak vereceksin.

Onun sesine bile tahammül edemiyordum öyle sinirlenmeye başladım ki sanki gece yarısı oldu jannettin gözlerinden başka bir şey göremiyordum ve yine o sıcak duygu..

-Milena yeter. Kolye nerde hemen söyle.

Cevap veremiyordum. Beni sarsarken kollarının arasından kurtulup en sonunda bende değil çalındı dedim.

-Yalan söyleme küçük şeytan.

İçimde bir kıvılcım çaktı sanki. Tanıdık gelen bir sıfat.

Jannet ben neyim deyiverdim birden. Ama arkamı döndüğümde kimse yoktu. Kendi kendime sorduğum soru ve alamadığım cevaplarla eve gittim. Cris mutfak masasına tünemiş birşeyler okuyordu. Soru sorar gibi mi bakıyordum bilmem araştırıyorum dedi. Odama yönelirken:

Aynı evde yapamaya mı başladık ucube seni burda istemiyorum.

-Birşeyler bulmaya çok yakınım.

Jannetle konuştum dedim birden. Neler oluyor bana cris denen çocuğu tanımıyorum bile beni ona çeken bu saçmalıkla hiç uğraşamicam.

-Nerde? Nasıl? Sen iyi misin?

Evet. Kolyeyi sordu bende yok dedim ve soru sormama fırsat vermeden gitti.

-Bu kolye çok önemli olmalı. Eskiden baş kahinin böyle bir kolyesi vardı ve geleceği değiştirmek için kullanırdı. Annenin bunu çaldığını varsayarsak jannette bunu neden bırakmış olabilir. Jannette kahin mi. Yada başka bir amaç içinde kullanılabilir mi bu kolye. Araştırmaya devam etmeliyim. Yalnız kalabilir misin?

Evet sorun değil. Hatta sen etrafta olmayınca çok daha iyiyim denilebilir.

-içindeki güce hayranım… Özle beni küçük şeytan şafak sökmeden dönerim.

Bu çocuk tam bir gerzek ancak aşırı yakışıklı.. Ne diyorum ben…. Gece boyunca tüm gizli bölmeleri, evrakları, mektupları ve fotoğrafları inceledim. Elle tutulur pek bir şey bulamadım. Jannet gerçekten annemle arkadaştı. Babamla ilgili hiç birşey yok. Uyku ağır ağır gözlerime çökerken bir fren sesiyle irkildim. Cama koştum ve Crisin arabası birine çarptı. Sanki karşı kaldırımdan evimi izliyor gibiydi. Hiç bir şey olmamış gibi kalktı ve koşarak uzaklaştı. Criste peşinden gitti…

Yakalayamadın sanırım.

-oldukça sakin olmanın sebebini öğrenebilir miyim.

Korkmuyorum artık. Hiç bir şey beni endişelendirmiyor. Sebebini bilmiyorum her ne oluyorsa sanırım iyi geliyor.

-Ben hiç öyle düşünmüyorum. Birşeyler buldum. Aslında aklımda tek bir soru işareti ile gitmiştim. Annenle ilgili bilgilere çok kolay ulaşılırken babanla ilgili bilgiler neden gizli yada hiç yok. Sıradan bir insan olmadığına dair içgüdülerim beni uyarıyor milena.

Hiç şaşırmam açıkçası. Hayatımda sıradanlığa dair hiç bir şey yok. Annem bir kahinmiş, teyzem bildiğim kadın bir koruyucu, yakın arladaşım kötü ruhlu, hoşlandığım çocuk bir melek, babbamda bir şeytan çıkarsa pek şaşırmam doğrusu J 

-Dur bir dakika sen ne dedin..

Aptal ben ne demiştim gerçekten. Bu ucube için hoşlandığım çocuk mu demiştim. Hiiçç Hiiçç bişey demedim..

-Milenaa

Yüzünde hoşnut olmayan bir ifadeyle bakarken sevdiğim dediğimi fark etmedi sanırım. Peki hangi kelimeye takıldı bu aptal.

-Evet evet neden olmasın çok mantıklı.

Ne diyorsun sen biraz açsan diyorum.

-Şeytan dedin. Neden olmasın. Onlar hakkında pek kayıt tutulmaz aslında tutulur ama kahinlerden başkası ulaşamaz. Üstelik sen geleceğe dair giç bir şey göremiyorsun belki de babanın güçleri geçmiştir sana.

Şimdi gerçekten geriliyorum. Ne yani ben gerçekten küçük bir şeytan olabilir miyim? Bu nasıl mümkün olur. Hayır kabul edemem bunu nasıl söylerdin.

Henüz sabah olmamıştı. Cris hala bazı tezlerde bulunurken ben ısrarla reddediyor ve yine tartışmaya başlıyorduk. Kapı çalınca ikimizde sustuk ve ilk ayağa kalkan cris oldu.

Dur ben bakarım. Kapıyı hiç tereddüt etmeden açtık ve kollarıma yığıldı. Ağırlığıyla sendeleyerek bende düştüm. Cris yaklaşıp üstümden çekerken fark ettik ki bu jannetti. Üstü başı  çamur ve kan içinde. Onu güçlükle tanıdım aslında buna yardım eden sağ elinden hiç çıkarmadığı alyansıydı.

-Milena.

Crisin uyarısıyla  fark ettim ki jannetin avucunun içinde sıkıca sardığı kolyem duruyordu.

-Milena kaç. Geliyorlar.. Gücünü de al özür dilerim..

Kim geliyor jannet duyuyor musun beni jannet kendine gel.

-Nefes almıyor milena.

Bir dakika bana kolyeyi gösterip gücünü al geliyorlar dedi ne demek bu kim geliyor. Neler oluyor cris Jannet kimden kaçarken öldü. Benim için kolyeyi çaldı mı yani benim yüzümden mi öldü bu nasıl olur.. Göz yaşlarımı silerken telefonum çaldı.

-Bu saate kim olabilir.

Cris anlıyorum endişeleniyoruz ama ver telefonumu derken telefonu açtı bile

-Evet kim arayor..

Derken elinden kaptım telefonu. Alo

-Kızım sakın çaktırma benim tina. Cris e güveme tehlikedesin. Hiçbir yere ayrılma ama ondan kurtul. Seni tekrar arayacağım..

Donup kalmıştım. Cris soru soran gözlerle bakarken eğilim jannetin elinden kolyeyi aldım ve koşarak odama çıktım. Cris peşimden koştu ancak kapımı bile çoktan kilitlemiştim..

Ben şimdi ne yapıcam..

Şeytanın KehanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin