Jason'dan devam...
Percy'nin daha önce anlattıklarına göre Luke melez kampına ihanet etmiş bir melez olmasına rağmen aynı zamanda da bir kahramandı. Onun el becerilerine ve yeteneklerine ihtiyacım olacağına emindim. Zoë ise babasıyla savaşırken cesurca hayatını kaybeden bir artemis avcısıydı. Dünya'da uzun süre bulunup yaşamış yarı bit titan. Kendi dostlarımla olan grubum her ne kadar daha iyi olsa da bu grup da fena sayılmazdı.
Luke gözlerini kısarak beni süzdü. "Sen de kimsin?"
"Ben -"
"Seni hain! Seni öldüreceğim!" Avcı kız bir anda Luke'a saldırmaya girişince Luke'un önüne geçtim."Sakin ol Zoë ve elsiyumda gördüklerini hatırlamaya çalış."
Kızgın gözlerini bir süre daha Luke'tan ayırmadan düşündü. "Ahh!" Bir anda elini başına götürerek yere çömeldi. Aynı şey Luke'a da oldu. Elsiyumdan ilk çıktığımda aynı şey bana da olmuştu. Oradayken diğer dünyayı izleyebiliyorduk ve her şeyden haberdardık fakat oradan çıkınca hafızalarımız değişiyordu. Eğer Hades isterse de bir süre sonra geri geliyorlardı. Tabii kesin bir baş ağrısı eşliğinde.
"Her şeyi... hatırlıyorum. Sen Jason olmalısın."
"Evet Zoë o Jason ve lütfen bana saldırmaktan vazgeç."
Onların ayağa kalkmasına yardım ettikten sonra olanları anlattım.
//////////////
İlk yorum yapan Luke oldu. "Bir tanrıça kaçırılıyor ve ölülerden yardım istiyorlar ha?"
Zoë başını sallayarak "Bu ilk kez olmuyor. Persephone, Zeus ve Demeter'in kızı ve kaçırıldığını duyarlarsa Hades'i suçlarlar. Bu da yeni bir savaş başlatır. Yaşayan melezler bu göreve giderlerse de tanrılar bu durumdan işkillenirler. Ölülerinse..."Cümleyi devam ettirdim, "büyük avantajları var. Canlı sayılmazdığımız ve bir parçamız yeraltına bağlı durumda olduğu için ne canavarlar kokumuzu alabilirler ne de diğer canlılar bizi sezebilirler."
"O zaman ilk ne yapmamız gerekiyor?" diye Luke herkesin merak ettiği soruyu sordu. Bir süre ortalığa sessizlik hakim sürdü. En nihayetinde Zoë korkuyla olanları dillendirdi.
"Tekrar ölmemiz gerekiyor."