İlk bölümleri yazdığım gibi atacağım ki keşfedenler kitabı daha iyi anlayabilsinler :)
Umarım beğenirsiniz.
Satır içi yorum yaparsanız çok sevinirim:)Kızın Ağzından
Gözlerimi aralamakta zorlanıyordum. Bedenimi hissetmekte zorlanıyordum. Bana ne olmuştu! Tanrım.. Gördüğüm o son gölge.. Organ mafyalarının elindeydim!
Gözlerimi aralamayı başardığımda etrafıma bakındım. Lüks bir otel odasında mıydım? Yoksa lüks bir evin yatak odasında mı, ayırt etmek zordu. Yattığım odanın kapısı kapalıydı, nerede olduğumu çözebilmem için ayağa kalkmam gerekiyordu. Bedenimi rahat yataktan ittirdiğimde uyuşan bedenim yataktan aşağı düştü.
"Ahh!" Sessiz olmak için kendimi zorluyordum. Kimlerle uğraştığımı bilmiyordum çünkü! Kendimi zorla kapıya götürdüm. Bedenim biraz daha açılmıştı. Kapıyı açtığımda buranın bir ev olduğunu anladım. Çok lüks bir evdi. Tanrım çok lükstü! Kapıdan çıkınca girişin olduğu salona geldiğimi farkettim. Televizyona karşı koltuktan oturan ve elinde tablet olduğunu gördüğüm bir adam vardı. Arkası bana dönüktü, anladığım kadarıyla beni duymamıştı. Etrafımda sert bir eşya aradım. Burdan çıkmam için bu adamı bayıltsam yeterdi.
Duvara sabitlenmiş rafın üstünde güzel bir vazo vardı. Elime aldığımda ağırlığı sayesinde işime yarayacağını düşündüm.
Adamın tam arkasında durduğumda kafasını isabet aldım. Vazoyu öyle sert sıkıyordum ki korkudan! Tam kafasına geçirecektim ki adam birden ayağa kalktı. Kulaklıklarını çıkardı, demek beni bu yüzden duymamıştı. Ayağa kalkıp biraz yürümüştü ki beni farketti.
Korkmuş, elinde ağır bir vazo tutan, çirkin beni farketti.. Yüzüne baktığımda ise elinin yüzünün düzgün olduğunu gördüm.
Hatta yakışıklı bile sayılırdı. Ne salaksam, konuşmaya hakkım yok benim!
"Bu kadar süre yattığını düşünerek öldün sanmıştım." Gülerek baktı bana.
"Kimsin sen?" Yanıma geldi, vazoyu elimden aldı, rafına geri koydu. Korkudan tir tir titriyordum. Vuracak bir şeyim kalmamıştı! Ya bana zarar verecekse.
"Hayatını kurtaran kişi, muhtemelen az önce hayatımı bitirecektin ama, olsun." Hayatımı mı kurtarmıştı ha ha ha.
"Ne hayat kurtarması! Organlarımı çalarak mı hayatımı kurtardın!" Bağırmaya başlamıştım ve elime geçen bibloları fırlatıyordum. Kapıya doğru koşmaya başlamıştım hatta.
"Aptal olma! Uyandığında aynaya bakmak hiç aklına gelmedi mi!" Sesini duymam için o da bağırmıştı.
"Aynalarla işim olmadığını tahmin etmiş olman lazımdı." Güldüm.
"Organ mafyası değilim. Ya da seni kaçırıp kötü işlerime alet etmeyeceğim. Dur ki konuşalım! Sen öldün!" Ne?
Bu da ne demekti.
"Dağ yolunda uçuruma yuvarlanan arabanın içinde ceset bulunmaması ile, yanan arabada cesedin de yandığı tahmin ediliyor. Araba sahibi P.S.'nin eve uzun süredir gitmediği komşuları tarafından onaylanmış." Elinde tuttuğu tabletten haber okuduğunu anlamıştım. Ekranı bana döndürdüğünde bir fotoğrafımı da koyduklarını gördüm. O kadar çirkindim ki utanmamak elde değildi.
"Anlayamıyorum ben.."
Elinde arkası dönük bir aynayla yaklaştı.
"Adın ne?"
"Pelin.""Demem o ki Pelin, sen benim ustalık eserimsin." Aynayı bana döndürdüğünde gözlerim dolmuştu.
Fazla kilolarım gitmişti. İnce ve güzel bir bedendeydim. Yüzüme baktığımda lekelerimin artık olmadığını farkettim. Aynaya yaklaşıp elinden aldım. Burnum ve dudaklarıma estetik yapılmıştı. Kilolarım gittiği için yanaklarım da gitmişti, boynum inceydi, kaşlarım şekilliydi.
Bedenim bir estetik cerrahının ustalık eseriydi. Ve aynada gördüğüm kız, hiçbir şekilde bana benzemiyordu. Çenem daha keskindi artık. Gözlerim daha büyük ve belliydi. Burnum da küçük ve şekilliydi. Dudaklarım dolgundu.
Saçlarıma dokunduğumda, hiçbir zaman bir kuaföre bu kadar bakım parası veremeyeceğimi farkettim. Ayrıca sarıya boyanmıştı. Yeni yüzüme çok yakışmıştı!
Bu kız ben değildim. Ama gördüğüm en güzel kızdım.
"Her şeyin bir sebebi vardır. Seni neden baştan yarattığımı merak etmiyor musun?"
"Etmiyorum. Beni ilgilendiren tek şey şu an ne kadar güzel göründüğüm. Eski benden eser kalmamış."
Tüm ilgim aynadaydı. Doktora sırtımı çevirmiştim. Dedikleriyle ilgilenmiyordum.
"Ama bu iyiliği nasıl ödeyeceğini konuşmadık."
"Ödeme yapacağımdan bahsetmemiştiniz! Hem benim param yok. Gerçekten yok!"
Doktor hayran bırakıcı bir şekilde gülümsedi. Paradan bahseden kim, onun aklında daha farklı planlar vardı, şimdi daha iyi anlıyordum.
"Bu plastik bedenin bana yardım etmesi gerek. Tüm yapman gereken, işim bitene kadar bana yardım etmek. Senden isteyeceğim başka bir şey yok. Ne para, ne başka bir şey.."
Az önce kalktığı koltuğun bir ucuna oturdum.
"Lütfen anlat bana. Ne yapmam gerekiyor, nasıl yardım edebilirim size?"
"Siz diye bahsetmeyerek başla. Benim adım Kaan. Estetik cerrahıyım. Şimdi seninle uzun uzun konuşmak zorundayız, evet, ama önce bir şeyler yemen lazım. Doğrusu, sen 4 gündür uyuyorsun. Bayıldığında seni buraya taşıdım. Dağ evimdeyiz bu arada. Bedeninin yaptığım işlemlere dayanamayıp öldüğünü düşünmüştüm hatta. Takip et beni." Kaan ayağa kalkınca ben de peşinden yürüdüm. Koridordan geçtik, mutfağa geldik. Zaten hazır birkaç yemek vardı.
Hamburgerleri gördüğümde gözlerim açıldı. Yemek istiyordum! Kaan elime bir tabak verdi. İki tane hamburger, bir dilim pizza ve üç tane ekler koydum tabağıma. Lüks mutfakta ben yemek masasına otururken Kaan sadece beni izliyordu. Gözleri şaşkın bir şekilde açılmıştı.
Arkamda bir tabak da kendine alıp doldurmaya başladı. Karşıma oturduğunda biraz tavuk ve sebze aldığını gördüm tabağına.
"Doyacak mısın o tabakla?" diye patavatsızca sordum.
Önümdeki tabağı ve kendi tabağını yer değiştirdi.
"Hayır sen doyacaksın." dedi gülümseyerek.
"Kusura bakma ama midenin küçültmesi için bir cerrah arkadaşımdan yardım aldım. Bütün o yağlarından ayrılmışken, kilolarını geri alma riskini alamazsın." Benim doldurduğum tabaktan pizzayı ve bir hamburgeri yerine koyarak kendisi yemeye başladı.
"Hadi ye. Ben senin için bu kadar çaba sarfetmişken böyle küçük hatalar yapmana izin veremem." Yemeğini yemeye devam ediyordu. Çok utanmıştım.
"Özür dilerim, daha dikkat edeceğim. Lütfen anlat sen."
"Uzunca konuşmamız gereken şeyler var. Hayatına benimleyken nasıl devam edeceğinle alakalı. Ve senden nasıl yardım alacağımla,"
Durdu, sonra devam etti.
"Yemeğini bitir ki bir yerden konuşmaya başlayalım. Hadi ye."
Tavuklarım bitmişti ve sebzelerime küçük bir çocuk gibi bakıyordum. Kaan'a baktım, sonra tabağıma geri baktım.
Eğer hayalimdeki hayata bir tabak sebze kadar uzaksam, ne anlamı kalırdı ki. Tabağımı bitirince gülümsedim.
"Dinlemek için sabırsızlanıyorum."
Yeni bölümü de yakında atacağım. Vote verip yorum atarsanız çok mutlu olurum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutu Bebek
Short Story"Her şeyin bir sebebi vardır. Seni neden baştan yarattığımı merak etmiyor musun?" "Etmiyorum. Beni ilgilendiren tek şey şu an ne kadar güzel göründüğüm. Eski benden eser kalmamış." Tüm ilgisi aynadaydı. Doktora sırtını çevirmişti. Dedikleriyle ilgil...