Sabah alarmın sesiyle uyandım. İlk defa insan gibi uyanmıştım. Hemen yatağımdan kalkıp banyoya gittim ve duş aldım. Sonra odama gelip gardrobumu açtım. İçinden bir kıyafet çıkardım. Kırmızı bir elbiseydi. Ve yanınada hasır şapkamı aldım. Hafif bir makyaj yapıp lisayı aradım.
Lisa: alo
Jennie: lisa siz neredesiniz ben yanınıza gelicez.
Lisa: biz jisoo lardayız.
Jennie: hmm tamam o zaman ben sizi rahatsız etmeyeyim.
Lisa: ne rahatsızlığı, saçmalama. Evin konumunu atıyorum sana.
Jennie: peki.
Lisa konumu atınca hemen evden çıktı ve taksiye bindim. Taksiciye konumu söyleyip arkama yaslandım. Ve kulaklığımı takıp müzik açtım. Ve en sevdiğim müziği açtım. Don't let me down slowly. Bu şarkıya bayılıyordum.
.
Yarım saat sonraTaksici durduğunda geldiğimizi anlamıştım. Taksiciye parayı verip taksiden indim. Ve lisanın konumunu attığı evi bulup içeri girdim. Burası bir villaydı. Jisoonun zengin olduğunu bilmiyordum. Kapının önüne gelip kapıyı çaldım. Kapıyı hizmetçi açtı.
H: hoşgeldiniz efendim.
Jennie: hoşbulduk.
H: buyrun içeride sizi bekliyorlar.
Garip hissetmiştim. İlk defa bir zenginin evine gelmiştim. İçeri geçtiğimde jisoo rose ve lisa oturuyorlardı.
Jennie: selamlar.
Jisoo: selam.
Lisa: nasılsın kankam benim?
Jennie: iyiyim, siz nasılsınız?
Chaelisasoo: iyiyiz.
Bende onların yanına gidip oturdum.
Jennie: eee neler yapıyorsunuz?
Jisoo: hiççç, öyle oturuyorduk bizde.
Jennie: hmm, tamam.
Hiçmetçi geldi.
H: efendim birşey ister misiniz?
Jennie: su alabilirim.
H: tamam efendim hemen getiriyorum.
Jennie: rose ve lisa nasıl hissesiyorsunuz hem çocuğunuz olacak hemde evleneceksiniz.
Rose: ben çok heyecanlıyım ve çok mutluyum.
Lisa: bende.
Jennie: sizin adınıza sevindim.
Rose: teşekkürker jennie.
Jennie: rica ederim rose.
Benim suyum gelince ben suyumu içtim ve kızlarda kahvelerini içtiler.
Jennie: kızlar benim çıkmam lazım. Düğün için elbise alıcam.
Lisa: beraber alalım.
Jennie: yok hayır olmaz. Rose hamile yorulmasın şimdi.
Lisa: oda doğru şimdi ben roseyide tek bırakamam.
Jisoo: ben gelirim senle jennie.
Jennie: gerek yok zahmet olur.
Jisoo: ne zahmeti ya,zahmet filan olmaz.
Jennie: iyi tamam o zaman.
Jisooyla beraber evden çıktık. Ve jisoonun arabasıyla alışveriş merkezine gittik.
Jisoo: nasıl birşeyler istoyorsun.
Jennie: pantolan tarzı süslü bir şeyler alıcam.
Jisoo: hmm tamam. Bak şu mağazaya girelim.
.
İki saat sonraAlışverişimiz bitmişti. Kot pantolon ve beyaz bir bluz aldım.
Bence çok hoş olmuşlardı. Şimdi jisooyla sahil kenarında oturuyorduk.
Jisoo: jennie sana birşey söylemek istiyorum.
Jennie: söyle.
Jisoo: ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
Jennie: nasıl birşey söyliyeceksin.
Jisoo: sanırım buldum.
Jisoo bana doğru dönüp bir süre yüzüme baktı. Ve elini yanağıma koyup dudaklarımızı birleştirdi. Gözlerimi reflex olarak katıldım. Oda dudagımı öpüyordu. Ve en sonunda bende ona karşılık verdim. Dudakları çok güzeldi. Ve ben ona artık aşıktım. Böyle daha mutlu hissediyordum. Ve dudaklarımızı ayırdık.
Jisoo: seni seviyorum.
Jennie: bende seni seviyorum.
Bu bölümde burada bitti. İnşallah beğenirsiniz. Hepinizi seviyorum ve morluyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
only you, jensoo.
FanfictionRose ve Lisa'nın evlenme kararıyla birbirlerini tanıyıp aşık olurlar... Kim Jennie x Kim Jisoo