Km→1

115 2 0
                                    

Robin o günün akşam saatlerinde Ash ile birlikteyken saadet içinde öldü. Ormanlık allana kurdukları kamp allanının ortasındaki ağaca Robin'in ismini kazıdılar ve dininin gerektirdiği gibi cesedini yaktılar. Ash ile Bora mezarı kabul ettikleri ağacın yanında biraz daha durup ağladılar. Aslı Borayı ağlarken görmeye dayanamadığı için çadırına gitti. Profesör kafasını dağıtmak için ormana dağru yürüyerek uzaklaştı. Robin ile pek muhabbeti olmayan Jasper , Rose ve Emmet odun toplamaya, Emma ağladığını kimsenin görmesini istemediği için yemek yapıcağım bahanesi ile mutfak çadırına gitti. Yaklaşık yarım saat sonra Amy de ağlamak için gittiği çadırından çıkıp Emma ya yardıma gitti. İki gün önce - onlardan başka yaşayan kimsenin olup olmadığını öğrenmek için çıkmadan önce - tutukları balıkları iki ince uzun ve soğanla temizledikleri ağaç dalına taktılar. 40-45 dakika sonra ellerinde kuru dallarla Emmet, Rose ve Jasper geldi. Ateş yaktılar ve balıkları pişirmeye başladılar. Balıklar pişmeden 10 - 15 dakika önce Profesör geldi. Balıklar pişince Bora oldukça isteksiz bir şekilde yaktıkları ateşin etrafına oturdu ve yemeğini yemeye başladı ancak Ash yemek yemek istemedi zaten yemek ve yememek arasında pek fark yoktu çünkü doymak için değil yaşamak için yiyorlardı. Çadırlarına gitti Robinin bir kazağını aldı ve kokladı sonra Robin'in çakısını aldı ve ismini yazdıkları ağaca kazıdı:
'' İyi bir eş, İyi bir savaşcı ve herşeyden önce iyi bir insandı. ''

... ... ... ... ... ...

Aslı Ertesi sabah erken kalkmıştı. Dört kişi kaldıkları -Emma , Aslı, Bora ve Jasper- ortalama bir oda büyüklüğündeki çadıra göz gezdirdi. Bora dışında her şey yerindeydi. İçini buruk bir endişe kaplamıştı. Nerede olabilirdi ki ? Çadırın dışına çıktı. Yavaş hareketlerle mutfak çadırına baktı, kimse yoktu. Yavaşca gözlerinde yaşlar süzülmeye başladı. Yere çöktü sesizce ağlamaya devam etti.

Bora avlanmaya gitmişti.  Pek iyi isabet alamazdı ancak denemek istemişti.  Gözüne bir geyik kestirdi yavaşca yayı gerdi, derin bir nefes aldı ve gerdiği yayı bıraktı. Ok geyiğin bacağına gelmişti. Bir an için hayvancağıza acıdı zorunda olmasa asla avlamazdı onu. Sonra bir kez daha isabet aldı ve oku fırlattı. Bu sefer ok tam kalbine gelmişti. Hayvan inleyerek yere düştü. Bora hayvana doğru koşmaya başladı. Hayvanın yanına geldiğinde okları çıkardı ve hayvanı taşımaya çalıştı.

Son bir kez etrafına baktı Aslı. Ormandan gelen Borayı gördü. Hemen göz Yaşlarını sildi ve aptal Boraya baktı. Haber vermeden avlanmaya gitmişti. Normalde çok kızardı ancak şu anda onun yaşıyor olması daha önemliydi. Diğerleri de uyanmıştı. Profesör Geyiği görünce yarı heyecan yarı mutlulukla Emirler vemeye başladı. Ashley, Emma, Rose, Amy ve Aslı meyve aramaya çıktılar. Jasper, Emmet, Bora Geyiğin derisini yüzüp duman tütsüsü ile hızlıca kurutup bastırmaya başlayan kış için kalın kıyafetler dikeceklerdi. Profesör ise yaklaşmakta olduğunu düşündüğü saldırı için plan yapmaya başlayacaktı. Şehit vermemek imkansızdı - en azından Profesör öyle olduğunu düşünüyordu- zaten amacıda çok fazla şehit vermemekti.

Kızlar elerinde -kaliteli ve de fazla miktarda- meyvelerle dönmüşlerdi. Emmet elinde meyvelerle gelen ikizi Emma ya baktı,  ne kadar da zeki bir kadındı. Zekâsının yanı sıra güzeliği ve davranışlarıyla da tam bir Portekiz kadınıydı. Kendisi ise sarı saçları ve yamuk yüz hatları ile bir Portekiz beyefendisinden daha çok bir uzaylıya benziyordu - ki uzaylı denemeyecek kadar iyi kalpliyidi- .

Kıyamet'ten SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin