-Kapılara kilit vurun..acele edin dedi kral.Herkes şaşkın bir şekilde krala baktı ve aralarından bir çavuş krala:
+Kralım nereye gideceğiz..dedi.Bu Çavuş Bragaydı.(Babası Kralın eski yardımcısıydı Gözyaşı savaşında anglasaksonlar tarafından öldürülmüştü ve bu görev oğluna kalmıştı)
-Doğu,batı farketmez Braga,bu canavarla başa çıkamayız..
+Efendim ingilizler bu konularda rahiplere danışır ve onlardan yardım alırlar..
-İhtiyacımız olan bir rahip değil bir kahraman! Ve aramızda böyle biri yok,olsada izin vermem çünkü kendi emellerim için halkımdan birini bile ölüme göndermiyeceğime yemin ettim.
+Efendim o zaman izin verin ulaklarla dört bir yana haber salalım ve canavarın başına para koyalım
diye sözlerini bitirdi Çavuş Braga.
-Kimse onla başa çıkamaz.Onu daha çok sinirlendiririz ve bu sefer kurtuluşumuz olmaz.
+Efendim sizden ilk defa bana güvenmenizi istiyorum.Biliyorum henüz size kendimi kanıtlayamadım ama bu sefer olanlara bakmakla kalamam bana izin verin size iyi eğitimli bir kahraman bulayım.
Kral tatmin olmuş gözlerle Bragaya baktı ve-Tamam ama yinede malikane kapalı kalacak bu şeytan geberene kadarda çadır kuracağız..dedi
Braga aldığı cevaptan memnun bir şekilde kralını saygıyla selamladı, yinede içinde bir korku vardı;Kahramanı bulamama korkusu kral ona güvenmişti ve o bu güveni sarsmak istemiyordu babası gibi o da soylu ve becerikli biri olmayı istiyordu.