1_Çantam Kayıp!

419 19 6
                                    

Cuma günü tören sonrasını bilirsiniz. Herkes servislere doğru hücum eder ve genelde ben herkes gibi koşamadığımdan arada ezilirim. Çoğunlukla tören öncesi servise kaçmayı tercih ederim o yüzden. Öğretmenler beni fark etmezse sorun olmuyor çoğu zaman. O cuma da erkenden çantamı ve çıkıştaki dolaptan telefonumu alıp tuvalete gidiyorum diye sınıftan kaçtım. Dersteki öğretmen bayan olunca çantayla tuvalete gitmemi o kadar da garipsemedi zaten. Ben de servise gittim ve çantamı arka koltuklara doğru fırlattım. Telefonumu da cebime koyup servisten indim. Servisçi ortalarda görünmüyordu. Benim de acilen tuvalete gitmem gerekiyordu. Saate baktım. Tören başlayana kadar servise geri gidebilir miydim bilmiyordum ama denemeye değerdi. Koşarak tuvaletlere kadar geldim. Kızlar tuvaletine girdim ve içeride yalnız olmadığımı gördüm. Ceren ve Gözde kıkırdıyorlardı.

-Hey!

-Aaa, naber Sinem?

-Neden buradasınız? Dersten kaytaracağınızı sanmam.

-Hiiiiiç.

-Ya bir gidin söyleyecek misiniz, söylemeyecek misiniz?

-Ya şu mal fenci karı bizden seni takip edip gerçekten tuvalete gidip gitmediğini öğrenmemizi istedi. Biz de o maksatla dersten kaytarıyorduk.

-Ya, ben de onu bir şey sanırdım. Arkamdan iş çevirmiş pislik.

Yine kıkırdamaya başladılar. Gülmedikleri bir şey var mıydı acaba, diye düşünürken hemen tuvalete girip servise gitmem gerektiği aklıma geldi.

-Aaaa, benim hemen servise gitmem gerek. Gidip fenciye tuvalette olduğumu ve çok gerekirse ishal olduğumu söyleyin.

Yine gülüşerek tuvaletten çıkıp gittiler. Ben de hemen tuvalete girdim ve çıkınca ellerimi yıkayıp üstüme sildim. Bozuk peçeteliği çekecek halim yoktu. Dışarı çıkıp servise ulaştığımda nefes nefese kalmıştım. Servise girdim ve... Çantam? Yoktu! Ben ne yapacağım diye dövünürken servisçi amcanın geldiğini gördüm.

-İsmail abi, çantamı servise bırakmıştım ama şimdi yok, dedim ağlamaklı bir sesle.

-Ben bilmem kızım, daha yeni geldim, dedi bana. Ağlayacak gibiydim. Her şeyim o çantadaydı. Fencinin ödevleri, ev anahtarlarım ve günlüğüm... Bir dakika! o günlükte benim kankamın bile bilmediği şeyler yazıyordu. Onu hemen bulmazsam ve biri okursa kimse öğrenmesin diye o kişiyi öldürebilirdim bile. Peki ya ev anahtarlarım? Annemler evde olmayacaktı. Eve de giremezdim. Ayrıca anahtarları bulan kişi, aynı zamanda çantayı çalan kişi oluyor, beni tanıyorsa evimize bile rahatlıkla girebilirdi. Of, şimdi tam anlamıyla sıçmıştım. Öğretmene de gidemezdim çünkü dersten tuvalete gideceğim diye ayrılmıştım. Okula döndüm ve etrafımı aramaya başladım. Bulamayınca ümitsizlikle servise döndüm. İsmail abi bana,

-Kızım niye daha dikkatli bakmıyorsun çantan servisteymiş, dedi. O sırada zil çaldı. Az sonra da istiklal marşı okundu ve servis dolmaya başladı. Ama benim yanıma kimse geçmek istemiyordu. Ben de çok da tın diyerek telefonumu, yani iphone umu-ne kadar havalıyım değil mi, çıkarıp müzik dinleyerek wattpad okumaya başladım. O sırada önümdeki ikili koltukta oturan iki kız konuşmaya başladılar.

-Whatsapp a baktın mı?

-Aaa, iyi hatırlattın sana söylemem gereken bir şey vardı. İstiklal Marşı okunurken whatsapptan bir kaç mesaj geldi. Bir kaç günlük fotoğrafı, bir kızın günlüğü. Adı da Zeynep miş. Böyle ergen şeyleri, ay ne taş çocuk ve sapık şeyler(:D) falan da vardı. Kız bizim okuldanmış.

-Ben de sana onu diyecektim işte. Kız şu arkada oturan kız. O mesajları atanın kim olduğunu bilmiyorum ama arkaya oturmamızı istemememin sebebi o kızın orada olmasıydı. Kız tescilli sapık. Tipe baksana. Diğer kız güldüğünde bile hala o şoku üzerimden atamamıştım. Hemen çantama baktım. Günlüğüm yoktu. Az sonra Naz aradı, sonra da Nadide. İkisi de bana neler çevirdiğimi sordular. Niye onlara Mete'yi(eski hoşlandığım çocuk)anlatmadığımı sorup atarlanarak telefonu suratıma kapattılar. Hah, bir bunların düşman kesilmesi eksikti zaten. Bu kadar pislik olduklarını bilmiyordum. Sevisten inerken liseli çocukllar bana tip tip bakıyordu. Biri,

-Oğlum kız güzel günlüğüne bakılırsa deneyimli de bize de gelir mi lan? dedi ve hepsi öküz gibi gülmeye başladı. Günlüğüme şaka yollu da olsa Mete (eskiden hoşlandığım çocuktu ama yani belki hala hoşlanıyor olabilirim)hakkındaki kötü(ne kadar fesat ya da kötü olabilir ki!) amellerimi yazmıştım. Offf, günlüğümün resimlerini çekip herkese atanın olduğunu bulmalıydım. Hem de olay annemlere ya da öğretmenlere gitmeden önce. Eve suratım aşırı asık bir şekilde girdim. Annem bana ne olduğunu sordu. Odama çekilmek istediğimi söyledim. Sonra da odamda uyuyakalmışım.

...

Berbat Bir YılHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin