Tae den
Jungkook un ismini duyunca başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ben yapamam, en yakın arkadaşımla yarışamam!
Ben boş boş pistte kayan jungkook a bakarken büyülenmiştim.
*O sırada Jin, hoseok, ve namjoon*
'Fısıldaşarak'
Hoseok: neden tae put kesilmiş gibi duruyor?
Namjoon: bu tae nin en yakın arkadaşı. Sanırım ona karşı oynamak istemiyor.
Jin: ama yapmak zorunda.
Hoseok: neden? Sonuçta... Bu önemli bir Yarışma değil. Yani her ay yapıyoruz bunu.
Namjoon: hoseok haklı. Ama zaten... Tae istese de kazanamaz.
Jin: ne?
Namjoon: bakın tae yi seviyorum, inanıyorum ama... Jungkook a karşı şansı yok. O fazla iyi.
Jin: aslında haklısın. Ama jungkook da duygusal düşünebilir. Yani demek istediğim...belki kayarken tae yi düşünür, ne biliyim hata yapar falan.
Hoseok: evet ama bu tamamen şansa olur.
Gabriel: demek yakın arkadaşı hm?
(gabriel=red shart ın koçu. Ama öğrencilerinden daha çok kendini düşünüyor.)
Hoseok: siz bizimi dinlediniz?
Gabriel: a hayır, sadece kulak misafiri oldum. Şu tavşan dişli tae nin en yakın arkadaşı mı?
Namjoon: evet, ne yapıcaksın?
Jin: yine tae yi başkalarına karşı mı kullanıcaksın?
Gabriel: AA, ben hiç öyle bişi yaparmıyım??
Herkez ona boş boş bakar.
Gabriel: tamam belki yapmışımdır. Ama bu onun iyiliği içindi. Ayrıca yarışmadan çekilebilir. Bu çocuğa karşı hiç şansı yok. Chen?
Chen: buyurun? (chen=Gabriel in asistanı)
Gabrial: şu çocuk hakkın da ne biliyoruz?
Chen: jung jungkook, 21 yaşında. Paten kaymaya 7 yaşında başlamış. Çok iyi bir patenci. Bir sürü ödülü var. Bir kaç kez uluslar arası kupayı kazanmış. Bu seneki dünya kupasında yarışmak için form doldurmuş. 3 ay kadar sonra, yarışma için Berline gidicek.
Gabriel: müthiş... Onu istiyorum. Ne yap et o çocuğu bizim klübe transfer et! O çocuk Bizi zirveye çıkarabilir.
Chen: peki efendim.
Hoseok: hey iyimisin dostum?
Tae: ...
Hoseok: tae?
Tae: huh ne?
Hoseok: burdamısın?
Tae: kusura bakma hoseok. Dalmışım...
Jin: çok iyi patenciymiş.
Tae: bana ne?
Namjoon: çok ta başarılıymış.
Tae: tae: bana ne?
Hoseok: şu ana kadar kimse ona karşı kazanamamış.
Tae: ya kardeşim siz
anlamıyormusunuz? BA-NA-NE!
jin: lan oğlum anlasana! Bu çocuğu yenersen, adın kristal taşlara yazılır!
Tae: TABİİ O SİZİN EN YAKIN ARKADAŞINIZ DİĞİL! EN DEĞERLİNİZ, EN KIYMETLİNİZ EN SEVDİĞİNİ-
namjoon: sevdiğiniz?
Tae: boş ver hyung...
Hoseok: eee? Napıcaksın??
Tae: yarışmadan çekilicem.
Jin: ne? Neden??
Tae: şimdi şöyle, diğelim ki ben kazandım, ki bu imkansız. Ya benle kariyerini çaldığım için küserse, yada ne biliyim arkadaşlığını bitirirse?
Hoseok: eğer en yakın arkadaşınsa bunu sana yapmaz.
Namjoon: aynen. Hem zaten, o kadar tehlikeli yada cüretkar gibi görünmüyor. Baksana çok tatlı.
Tae: bilmiyorum hyung. Hiç bişi bilmiyorum...
Jungkook un yaptığı hareketle ağzım açık kaldı.
Birden pistin Bi ucundan diğerine hızla geldi ve solcer yaptı.
(solcer= pistin sonuna kadar gelinip tam çarpacakken geriye doğru takla atıp dönmek)
Solcer mı? İyide bu hareket çok zordur!!
Kimse yapamaz!
Ama o yapmıştı. Ve bunu yapan kişi benim en yakın arkadaşımdı!!
Onunla gurur duyuyorum. Ama neden bu kadar özensiz yapıyor ki? Özensiz yapmasına rağmen salonda büyük Bi alkış kopmuştu tabii ki.
Bitirdiğinde yanımdan kayarak geçerken fısıldadı.
Jungkook: yen beni!
Tae: ne?
...
👉👉👉
