2.Bölüm "i don't feel anything"

53 8 18
                                    


** Şarkı önerisi  Falling-Trevor Daniel**

Yazardan

Gözlerini açtığında ormanın ortasında beyaz bir yatakta yatıyordu. Yavaşça doğruldu önce kendine baktı. Vücudunda herhangi bir yara, kan lekesi, ıslaklık yoktu. Ölmenin bu kadar kolay olabileceğini bilmiyordu. Düşünceleri bir kenara bıraktı ve etrafına bakındı. Burası bir ormandı.İçinden' Ölmüş olmalıyım.' diye geçirdi. Ayağa kalktı ve çıplak ayaklarıyla ormanda yürümeye başladı. Nereye gittiğini bilmiyordu önemsemiyordu da zaten. Öylece yürümeye devam etti.

Bir süre yürüdükten sonra ormanın derinliklerinden iki farklı ses duyuldu. Birisini tanıyordu. 'Buradayım' diyordu ses. Sesin geldiği yere doğru koşmaya başladı. Bu kez yapabilirdi. Ona koşabilirdi. Bir süre daha koştu ama bulamıyordu sesi. Sanki oğlan ona yaklaştıkça ses ondan uzaklaşıyordu. Bir saniyeliğine durdu ve etrafına baktı. Artık ses ondan daha da uzaklaşmıştı.

Düşünmeye başladı 'Neredeyim ben?'. Ayaklarında bir acı hissediyordu. Gözlerini ormandan çekip ayaklarının kan içinde kaldığını fark etti. Sadece ayakları değildi kanayan. Bacakları kolları da kanıyordu. Kıyafetleri yırtılmıştı ve her tarafında kan vardı.

Orada ne kadar kaldığını bilmeden öylece durdu. Ne kadar zaman geçmişti, neredeydi... Kafası sorularla doluyken o tanıdığı ses tekrar duyuldu. Tekrardan koşmaya başladı. Koştu, koştu... Artık sese daha yakındı. Fakat onu gördüğü anda  ayaklarını hareket ettirememeye başladı. Yeniden ve yeniden denedi. Ama olmuyordu. Ona seslenmeyi düşündü. Ve bütün gücüyle bağırdı ''BURADAYIM!. BURAYA BAK!.''. Ne yaparsa yapsın onu duymuyor ve görmüyordu.

Ayakları hatta tüm vücudu ona ihanet ediyordu. Bir anda bir şeyin onu geri geri çektiğini fark etti. Ve geri geri gitmeye başladı. Bir süre daha geri geri gittikten sonra artık o tanıdığı sesin sahibini göremiyordu ve hatta bir süre sonra o sesi duyamıyordu.

Fakat bu sefer başka bir ses duymaya başlamıştı. Bu ses bir erkeğe aitti ve o sesi tanımıyordu. Uyandığı yere yaklaşmaya başladığı zaman başında şiddetli bir ağrı ve uğultu hissediyordu.

Uyandığı yatağa daha da yaklaştığında başındaki ağrı ve uğultu iyiden iyiye şiddetlenmişti. Hiçbir şey duymuyor, göz kapaklarını zorlukla açık tutuyordu. Başındaki ağrı kafasının patlayacakmış  gibi hissetmesine neden oluyordu. Sonunda yatağına vardıklarında etraf karardı. Göz kapaklarını bir açıp bir kapamaya çalışıyor uykuya yenik düşmemek için savaşıyordu.

Ne yaparsa yapsın olmuyordu vücudu yeniden ona ihanet ediyordu. Artık savacak gücü de kalmamıştı. En sonunda bu savaşı vücudunun kazanmasına izin vermişti. Göz kapakları yavaşça kapanırken son gördüğü şeyi hayal meyal de olsa hatırlıyordu. Onun gibi beyaz giyinmiş bir erkek siluet görmüştü. Bu siluet ondan uzun ve yapılıydı. Ağzını oynattı ve ''Buradayım'' diyordu. Bunları hayal meyal olarak gördükten sonra derin bir uykuya daldı...

Uyandığında ormanda değildi. Atladığı uçurumun biraz ötesine duruyordu. İlk aklına gelen şey ailesiydi. Kim bilir kaç saattir ortalarda yoktu belki de günler geçmişti. Doğruldu telefonunun ve özel eşyalarının olduğu kaya doğru yürümeye başladı.

Kalktığı anda midesi alt üst olmuştu. Bir de buna baş dönmesi de eklenince kusmaktan başak bir şey yapamamıştı. En yakınındaki kayaya gidip içini dökmüştü. Kustuktan sonra kalktı. Mide bulantısı ve baş dönmesi geçmişti. O sırada gözleri bedenine takıldı. Herhangi bir yerinde bir yara yoktu ve kıyafetlerinde kan lekesi yoktu. Kollarına baktı onlarda da hiç bir çizik yoktu.

Fakat gözüne bileklerindeki dövme çarpmıştı. Sağ bileğinde siyah oldukça küçük bir melek kanadı, sol elinde ise beyaz aynı boyutlarda bir melek kanadı. Neydi bu? Ne zaman olmuştu? Ailesi görse ne derdi? Belki de fark etmezlerdi. Telefonunu ve özel eşyalarının olduğu kayadan eşyalarını aldı. Yandan açma tuşuna bastı ve saate baktı. Şaşkın gözlerle telefon ekranına baktı. Aynı  gün içindeydi. ve daha ancak 15 dakika geçmişti. Bunun biraz garip olduğunu düşündü. Ayakkabılarını giyip kulaklıklarını taktı. Spotify'den çalma listesine girdi. Ve ''ÇAL'' tuşuna bastı. Kafası düşüncelerle doluydu. Ne yapmalıydı?

Kafasının içi düşüncelerle doluydu. Her şey üst üste gelmişti şu ana kadar. Bunlardan kurtulmak için ölmek istemişti zaten. Ama şimdi yine bir sorunu vardı. Hayatı sanki bir çıkmazda değilmiş gibi bunlara bir yenisi eklenmişti. Kurtarması gereken bir gibiydi sanki? Ya da o oğlanı kurtaracaktı. Belki de ikisi birlikte uçurumdan atlayacaktı. Bu daha iyiydi.

Sadece yürüyordu. Nedensiz? Bedensiz? Ruhsuz? Ruhundaki acı ne artmış ne de azalmıştı. Öylece duruyordu tam göğsünün ortasında. Ona acı vermek istercesine

Taehyung uçması, ölüme uçması gereken bir melekti.  Ruhundaki acı ise onu ölüme götüren kanatlar.

Duyduğu korna sesi onu düşüncelerinden ayırıp gerçek dünyaya ışınlamıştı. Karşıdan karşıya geçiyordu. Fakat yanlış zamanda. Başıyla gergin bir şekilde özür diledi. Ve koşarak karşıya geçti. Yeniden dalmamak için düşüncelere sadece dinlediği şarkının sözlerini tekrar etti kendi kendine...

Uzun bir yürüyüş ve  sonrasında artık kapının önündeydi. Zili çaldı. Kapıyı açan küçük kardeşi idi. Abisinin yüzüne bakmadan içeri girdi. Taehyung kendi kendine 'Ne güzel karşılanıyorum!' dedi.

Bir an durdu ve oradan atladığında neler olabileceğini düşündü. Oğlan saatlerce eve gelmeyecekti. Önce annesini endişelenecek, annesi babasına söylecekti. Babası annesinde daha çok endişe  korkuya sebep olmamak için 'Biraz sonra gelir.' diyecekti. Ama onunda içi içini yiyecekti. Saatler geçecek Taehyung'un bedeni suyun altında bir denizerkeği misali yatarken annesi ağlamaktan oğlanın bedeninin yatacağı bir deniz oluşturacaktı. Babası daha sonra evden çıkacak, yakınlarından yardım isteyip oğlunu bulmaya çalışıcaktı. Çabaları fayda etmeyince polise gidecekti. Polis ona 24 saat zırvalığından bahsedecek babası bunun üzerine daha da sinirlenecek ve muhtemelen sorun yaratacaktı. En sonunda polisi dinleyip tam 24 saatin geçmesi bekleyeceklerdi.
O bir gün herkese büyük bir zulüm gibi gelecekti. 24 saatin sonunda polisler oğlan için arama prosedürlerine başlayacaktı. En son gittiği yer bulunacak, aramalra günlerce aylarca belki de yıllarca sürecek. Çoğu kişi umudu kesecek ama ailesi hep umutlu olacaktı. Bişr zaman sonra polis kapıya gelip ebebeynlerine oğullarının cansız bedeninin bulduğunu söyleyecek ya da yıllar geçse bile bulunamayacaktı...

Hikayenin sonunda kimse hiç bir şey hissetmeyecekti...

Her neyse umarım beğeniyorsunuzdur?

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin!

Stigma ananız sizi seviyor💜🍎

Hayalet okuyucu olma!
⬇️
⬇️

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 06, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Wings Of Love 'tk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin