Multi: Pine (Kumrulu Çınar)
-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
Bunu kaçıncı defa belirtiyorum, bilmiyorum ama bizi KOYUN sanıyorlar! Daha okulun ilk günü ve ben şimdiden sıkıldım.
Sabah, yaptıkları ilk şey, aşırı yüksek sesli megafonlarla bizi uyandırmak oldu. Neyseki kolay kalkanlardanım. Kalmayanların üzerine su döküldü. Cidden!
Şu anda yine 'koyun nizamında' yürüyorduk. Ben P-1 sınıfındayım. Sanırsam, t-shirtlerimize verilen numaralarda burdan kaynaklanıyor (benimki P-135) ve işte hayatımın yeni başlangıcı olan (!) gri duvarlı siyah sıralı sınıfımız...
-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
Bize 20 soruluk bir test yaptırdılar, ilgi alanlarımızın ve yeteneklerimizin ne olduğunu bulmak için ve benimki psikoloji çıktı. 2 gündürki tek iyi olay. Lin'e ise, tıp çıktı -bunu zaten biliyorduk, o çok iyi bir şifacı- ve Jo'ya da tabikii askerlik çıktı.Toplam beş katagori var ;
1- Tıp
2- Psikoloji
3- Askerlik
4- Polislik
5- Bilim ve silah üretimi
En çok askerlikte, en az psikolojide öğrenci vardı. Hadi başlayalım!
-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
'BOOOM!'
İki yan sınıfımızdan gelen patlama ile hepimiz savrulduk. Bir çok kişi çığlık atarken -ben atmadım- bir çocuk da gülüyordu.
Sınıfımıza giren birkaç kişi kalkmamıza yardım etti-ki ben kalkmıştım ve bizi sınıftan çıkardılar-ben zaten çıkmıştım.
Açık gri koridorda, patlamanın ters istikametine yürütülürken, patlamanın merkezinden gelen sesleri dinlemeye başladım: "Yaralanan?", "Yok, başkanım!", "Patlamanın sebebi ne?", "İşte şu, başkanım!"
Gerçekten merak etmiştim. Zaten oraya gitmek için bahane arayan görevliler, oraya gitmeme birşey demediler.
Patlamanın olduğu sınıfın komşusu oln sınıflar orta derecede hasar almıştı. Asıl sınıfta ise herşey savrulmuş ve kırılmıştı. Delinmiş duvarları saymıyorum bile. Ve işte asıl suçlumuz(!) Benden en fazla bir yaş büyük olabilecek genç adam -ki yaşıtızdır muhtemelen- başını öne eğmiş, arada sırada sınıfı inceleyen adama bakıyordu. Yüzünde memnun bir ifade olan yaşlı adam, genç adama döndü ve: "Kendini pişman hissediyor musun?" dedi. Vay an*sını, ben daha sert bişi bekliyordum. Genç, 'evet' anlamında başını salladı. "Olmamalısın, olma!" Cidden mi? Ağzımdan bir ıslığın çıkmasına engel olamadım. Bu hareketim, (normalde kapının olması gereken yerde duran) beni farketmesini sağladı. Yaşlı adam, küçümseyici bakışlarını benden ayırıp :"Evet, yanlış duymadın evlat! Pişman olmam- a hadi kaldır kafanı!" sonlara doğru yükselen sert sesi beni bile ürkütmüşken, bu korkak görünümlü çocuk ise anında kafasını kaldırdı ve kaldırır kaldırmaz gözleri beni buldu.
Hmm, koyu gri olduğunu tahmin ettiğim gözleri, sınıftaki beyaz aydınlatmalar yüzünden açık gri olmuştu. Bir anlık bakışmamız, yaşlı adamın, gencin önüne geçmesiyle son buldu. 'Fazla pısırık' diye geçirdim.
Yaşlı adamın sırtını inceledikten sonra bu adamın, dün gördüğümüz adam olabileceğini düşündüm. "Bu patlamayı büyütmeyi ve geliştirmeyi başarabilirsen, önün açık..." yaşlı adam sözünü bitiremeden "Olmaz! Bu patlama aşırı derecede radyasyon içeriyor ve ve... İnsanların ölümüne... Demek istediği-" "Sana isteyip istemeyeceğini sordum mu? Hayır. Hem ayrıca, bazı radikallerin ölmesi gerekir." dedi ve arkası dönük olmasına rağmen bana belli belirsiz bir yaz bakış attı. Sonra da çıkıp gitti. Radikaller...
Genç adam, arkasında tuttuğu ellerini serbest bıraktı ve ellerinin titrediğini fark ettim. Ellerine baktığımı gören genç, hızla bana doğru yürümeye başladım. Evet, bir korkağım! Ama bunu belli etmeme gerek var mı? Olduğum herde durdum ve dikleştim. Yanıma geldi ve ağzını açıp kapadı. Belli ki birşey diyecekti. Demedi, gitti. Beni dışarı itekleyen -ve neden konuşmadıklarını anlamadığım- görevliler, yarısı yıkılmış sınıfın etrafına sarı bir bant çekmeye başladılar. Olayı uzaktan izleyen (izlemiyormuş numarası yapan) öğrenciler, olayın bittiğini anlamış olacak ki fısıltılar eşliğinde merdivenlerden inmeye başladılar.
Koridorda Len ve Jo'yu ararken, hala ismini öğrenemediğim genci gördüm ve yanına koştum. "Hey!" Ona doğru koşarken, Jo'yu görmüştüm ama umursamadım."Efendim?" derken kafasını bana çevirdi ve birden göz bebekleri büyüdü. "S-selam." dedi. "Sen hep böyle ultra-kibar mısındır yoksa bilerek mi yapıyorsun?" dedim. "Tamam! Unut gitsin. O patlama neydi?" dedim heyecanla. Çok tehlikeli bıdı bıdı, radyasyon bıdı bıdı, hepimiz bıdı bıdı, atomların elektronları bıdı bıdı gibi bir yığın bilimsel şey söyledikten sonra, ona böm böm bakmamdan hiç bir şey anlamadığımı anlamış olacak ki "Anlamadın sanırım." dedi. "Fark ettimde, hep gözlerini kaçırıyorsun. Yalan mı söylüyorsun?" dedim bize çarpıp geçen öğrencileri yok sayarak. "Sen psikoloji öğrencisisin, değil mi?" "Konuyu değiştirmek istediğini açıkça söyleyebilirdin seni küçük sı-" lafımı " Pine!" diyerek kesti. "Ne?" dedim şaşkınlığımı gizlemeden. "Adım Pine, tanıştığımıza emnun oldum Willow." dedi ve ona 'İsmimi nerden biliyorsun?' diyemeden, kibarca el sallayıp, hızla uzaklaştı.
"Hey, hemen yeni bir sevgili mi buldun?" diye bana takılan Jo, durmadan bizi kibar ve saygılı olmaya zorlayan Lin'le birlikte odalarımıza gittik. Patlamadaki radyasyon, yemekhaneyi de etkilemişti. Bir de yemekhanede 'koyun nizamına' girmek istemiyordum ve Pine işimi kolaylaştırmamıştı.
Sanırım bu gece annemin defterini okumak yerine onu ve beni nerden tanıdığını düşünecektim...
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
Son sıkıcı bölüm
Bu arada 'Pine aşırı yakışıklı değil' diyebilirsiniz ama kim ilk başta Peeta'yı yakışıklı buldu ki? Bence çok tipsizdi ama o kadar tatlı bir roldü ki onu yakışıklı görmeye başlıyorsunuz.
Bölümün Sözü (favorilerimden)
Küp şeker ister misin?
-Finnick Odair
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Açlık Oyunları: Yeni Umut
AdventureKatliamı önlemek isteyenler, katillerle karşılaşırsa... Direnmeli veya kaçmalı... Not: Açlık Oyunları'nı okumamış ve bilmeyenler de okuyabilir.