dear god

145 23 14
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözümün önünde dans edip varlıklarını yüzüme haykıran sarılıklar benim dikkatimi onlara yöneltmeme yetmiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözümün önünde dans edip varlıklarını yüzüme haykıran sarılıklar benim dikkatimi onlara yöneltmeme yetmiyordu. Dikkatimi çekebilen tek şey ayçiçeklerinin arasında öten kuşlarla oyun oynayan köpeğimizdi. Köpeğimiz bile bizle birlikte yaşlanmaya başlamıştı. Yıllar beklemekten yorulmuş ruhumu sonu olmayan bir boşluğa çekiştirmişti. Ellerim tutunmaktan zedelenmişti artık, hayata tutunamıyordum.

30 yaşındayım, koskoca 7 yıl geçti umut barındıran mektubumu toprağa yad ettiğimden beri. Bize söz vermiştim, gün geçtikçe umudum da katlanarak artacak diye. Yapamadım. Beynim ruhumu kemirirken olduğum yerde takılı kalmaktan başka bir boka yaramadım.

Zamanın yüklediği hasarın belli olduğu parmaklarımın arasındaki sigarayı ağzıma yönlendirdim. Akciğerlerimi Yongsun burada olsaydı muhtemelen zıkkım olarak adlandıracağı zehirle doldurdum.

Öldüğünü, bu sefer kendi cennetinde meleklik yaptığını düşünmeye başlamıştım. Sanırım komşuların söylediği şeyler gerçekleşmişti, delirmiştim.

Canlı bir şekilde ayçiçek tarlamızın altına gömülmek istiyordum. Seni kurtaramadığım gerçeğinin çektirdiği işkenceden daha az ezerdi en azından bedenimi ayçiçekleri. Belki boğazımdaki acı yumru en büyük günahımı hafifletirdi de cennette yerimi alırdım. Yerim elbet senin yanın olurdu.

Güçsüz kalan nefesimin boğazımda kısılmasıyla karnım kasıldı ve öksürmeye başladım. Sigara beni öldürecekti zaten, kendimi gömmem gereksiz gözükebilirdi, duyduğum ölümcül istek dışında.

Omuzlarım sarsılırken öksürüklerim beynimin loblarını zonklatıyordu. Köpeğimiz panikle bana doğru koşmaya başlamıştı. Öksürük krizine her girişimde tepkisi böyle oluyordu yaşlı ufaklığın. Ortalıkta olmayan annesi gibiydi o da, tertemizdi şeffaf kalbi.

Yanıma ulaştığında bacaklarımın üstüne kirli patilerini koydu ve yüzüme doğru uzanırken pantolonumu daha çok pisletti. İki büklüm olmuş benim yüzümü aceleyle yalamaya başladığında gözyaşlarımın arasından gülümsedim. Sigarayı yere koydum ve boşta kalan elimi kafasına koydum. Okşarken arada bir kesilen sesimle konuştum.

sunflower field ;; moonsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin