"Byul, orası da neresi?" diye sordu Yongsun, meraklı ve büyük gözlerini benimkilerle buluştururken. Pencerenin dışındaki, uzaktaki bir yer dikkatini çekmişti. Sapsarı gözüken bir yeri işaret ediyordu küçük işaret parmağıyla. Gösterdiği yeri kaşlarımı çatıp incelemeye çalıştım. Böyle bir yer daha önce görmemiştim. Sarılarla donatılmış bir cennete benziyordu.
"Ben de bilmiyorum ki Yongsun. Nineme soralım mı?"
Yongsun'un gözleri parladı, suratında bir gülümseme yeşerdi ve hızla kafasını salladı. Benden önce mavi minderimizden fırladı ve kahkahalarla alt kata doğru koşmaya başladı.
"Yongsun, düşersen ninem ikimize de çok kızar!" Ninemin kızmasından çok, düşerse canının acıyacağı gerçeği endişelendiriyordu beni.
Ama beni umursamamıştı. Umursamazlığı bazen başımıza dizlerindeki yara izleri gibi kanlı belalar açabiliyordu.
Ayaklarını gürültüyle yere vura vura koşarak benden önce ninemin yanına ulaşmıştı. Şimdi de merdivenden daha yeni inmeye başlayan bana bakarak şımarıkça dil çıkarıyordu.
"Önce ben geldim, her şey düzeldiğinde bana dondurma almak zorundasın Byul!"
Duyduğum şeyle sahte mızıkçılığım ortaya çıktı.
"İddiaya girmemiştik ki! Kendi kafandan şeyler uydurup durma."
Dudağını sarkıttı ve bir kere olduğu yerde tepindi. Merdivenlerden hızla inip yanına geldim ve yumuşak, sarı saçlarını karıştırdım. O söylenerek benden kurtulmaya çalışırken bizi huzurla izleyen ninemle konuşacaktım ki radyomuzdan çıkan bir ses üçümüzün de dikkat kesilmesine sebep olmuştu. Yine o ciddi ve sert ses konuşuyordu. Radyonun içindeki seslerden korkuyordum ama Yongsun'u da korkutmamak için bunu en büyük sırrım gibi saklıyordum.
"Güney Kore'de sürmekte olan kıtlık yüzünden doğum yeri Güney Kore olmayan herkesin ülkeden atılmasında yönetim kesin karar kıldı."
Radyodaki korkunç adamın ne dediğini anlayamamıştım. Korku ve aklımdaki soru işaretleriyle Yongsun'a baktım. Onun da anlamadığı yüzünden okunuyordu. Benim anlamadığım şeyi o da anlamazdı zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sunflower field ;; moonsun
Fanfic"ayçiçeği tarlamızı güzelliğiyle besleyen bir güneştin sen yongsun. ama seni benden kopardılar."