Vanessa'dan | 2

2 0 0
                                    


Josh ile beraber uzun bir yolculuk yapmıştık. Daha nereye gideceğimizi bile bilmiyorduk. Karşımıza çıkan ve biraz da uzak olan bir yer bizim için en uygun yerdi. Yani burası... Wish Mahallesi. Tam bizlik bir mahalleydi burası. Wish...

"Bu mahalle gayet güzel sanırım. Burada kalabiliriz bir süreliğine." dedi Josh.

"Aynen. Peki... Nerede kalacağız?"

"Gerçekten bilmiyorum Vanes. Gerçekten bilmiyorum."

Etrafa boş boş bakınmaya başladık. Nerede kalabilirdik hiçbir fikrimiz yoktu. Josh, kısa bir sessizlikten sonra bir şey bulmuş gibi bana döndü usulca.

"Yani..." dedi Josh omzunu silkerken. "Bence... arabada kalabiliriz. Benim için... hiç sorun yok."

Yine saçma sapan bir fikirle karşıma çıkmış olması aslında şaşırtıcı değildi. Alışkındım artık bu saçmalıklara...

"Delirdin mi Josh?"

"Delirmedim Vanes."

Gözlerimi devirdim abartılı bir şekilde. Gerçekten bu söylediğine inanamıyordum. Arabada kalacak olamazdık. Değil mi?

"Arabada mı kalacağız?"

Josh, omzunu silkerken bir yandan da ellerini cebine soktu. "Sorun olacağını sanmıyorum."

"Ama... ama. Tamam... sanırım haklısın."

Haklı olabilirdi. Sonuçta herhangi bir otele veya pansiyona para vermek en son yapmamız gereken şey bile olamazdı.

"Her zaman haklıyım."

Yavaşça arabaya doğru ilerledi ve kapıyı açıp arka koltuğa geçti. Arka koltukta usulca yayılırken ona sadece kaşlarım çatık bir ifadeyle baktım. Kısa bir süre sonra da gözlerini yumdu. Josh, gerçekten delirmişti...

Arabanın camını tıklattım yüksek bir ses çıkartmaya özen göstererek. Josh, yavaş yavaş yumduğu gözlerini araladı. Gözlerini aralarken ben de yüzüme en sahici gülümsememi takındım.

Josh camı açtı. "Ne diye beni uykumdan uyandırdın? Bence gir, sen de uyu. Yarın ilk iş senin şu bulman gereken adamlardan birini buluruz. Ama şimdi uykum var, tatlım."

Gözlerimi devirdim ama haklıydı. Uyumak, en iyi seçenek olabilirdi. Ön koltuğun kapısını açtım ve koltuğa yerleştim. Kapıyı arkamdan serçe kapattıktan sonra da arabayı kilitledim.

Ve gözlerimi kapattım yavaş yavaş. Uykuya dalmak istiyordum ama bir türlü uyuyamıyordum. Bir süre sonra uykuya daldım ama hemen uyandım. Topu topu yarım saat kadar uyuyabilmiştim.

Ben de en sonunda kapüşonlu ceketin cebinden sigara paketini çıkarıp bir dal aldım ve arabadan indim.

Çakmakla sigarayı yakıp çakmağı cebime geri koydum. İlk nefesi çektikten sonra sigarayı iki parmağımın arasına sıkıştırdım.

Rüzgar yüzünden önüme gelen saçımı arkaya savururken bir yandan da yola bakmaya başladım. Çeşit çeşit insanlar geçiyordu önümden.

O an aklıma kardeşim Madison geldi. O tatlı gülüşün ardındaki endişe aklıma geldi ve durduk yere sinirlendim. Sigarayı yere atıp ayakkabımın ucuyla sigarayı ezdim.

Arabaya geri dönerken bir adamın gür sesini duydum. Sesin geldiği yere doğru döndüm ve adamı aradım. O sırada adam tekrardan bağırdı.

"Lan! Sana demedim mi? Doğru dürüst gir şu markete çal, diye! Bir boku beceremedin."

Adamın bu sözlerine karşılık kaşlarımı çattım. Adamın bulunduğu yeri gördüğümde karşısında duran aynı benim yaşlarımda veya biraz daha küçük birinin olduğunu gördüm.

KAYIP~VanessaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin