sana tzuyu'ye mektup göndereli bir buçuk ay olmuştu ama sevgilisi hala cevap vermemişti.
normalde 1 ay içinde cevap veriyordu ama bu sefer 2 hafta gecikmişti.
belki postahaneler çok yoğun olduğu için böyle olabilirdi ama yine de merak etmeden duramıyordu.
kapıyı çalıp yuta'nın odasına girdi.
" yuta, sence neden hala cevap vermedi?"
"bilmem ki belki hala ulaşamamıştır."
"2 hafta gecikti bu normal değil. endişelenmeye başlıyorum.."
"sakin olun, sadece yoğunluktan geç ulaşmıştır."
"yok yok ben dayanamayacağım. tekrar çin'e gidiyoruz."
"ama–"
" hadi hemen hazırlanalım!"
*
[1 ay önce çin/pekin]
sicheng postahaneden mektubu almış saraya dönerken bayan chouyla karşılaşınca birden paniklemişti.
mektubu cebine sokmaya çalışırken kraliçe kaşlarını çattı.
"ne saklıyorsun sen? o elindekini hemen bana ver."
"önemli bir şey değil efendim. pazardan aldığım ıvır zıvırlar işte."
tabiki de kadın buna inanmamıştı ne sakladığını merak ediyordu.
"olsun yine de görmek istiyorum" dedi sinir bozucu bir ses tonuyla.
sicheng ne yapması gerektiğini bilmiyordu, karşısında koskoca kraliçe vardı ama bir yandan da prensesinin sırrını açığa vurmak da istemiyordu. o mektubu kesinlikle ona veremezdi.
böyle bir ülke iki kızın birbirini sevmesini hiç de hoş karşılamazdı, hatta sırf bu yüzden idam bile edilebilirdi.
"efendim beni bağışlayın ama size bunu veremem" diyip tam arkasını dönmüştü ki kraliçe sert bir şekilde kolunu tuttu.
"yoksa sen o ruslar için mi çalışıyorsun? burda duyduklarını onlara mektupla mı taşıyorsun?!!!"
"efendim öyle bir şey yok ben sadece--"
"öyle bir şey yoksa elindekini ver çabuk yoksa ajan olduğun tahmininde bulunup idamını isteyeceğim!"
sicheng ne yapacağını bilmiyordu. mektubu verse sanayı çok zor bir durumda bırakacaktı ama vermezse de ondan bir şeyler sakladığı için bayan chou onun rusların ajanı olduğunu sanacaktı.
kadın ona hala sert sert bakmaya devam ederken dudağını ısırdı gözünü açıp kapattı ve en sonunda da derin bir nefes alıp elindeki mektubu titrek elleriyle ona uzattı.
*
bayan chou sana ve tzuyu'nin arasındakileri öğrendikten sonra sinir krizi geçirip tzuyu'ye bağırıp çağırmıştı. böyle bir şeyi nasıl yaptığını ve ondan iğrendiğini söyleyip durmuştu.
o sırada da tzuyu gözleri dolu bir şekilde annesinin söylediklerini dinliyordu. kadın en sonunda soluklanmak için sustuğunda tzuyu ona bunun onun suçu olmadığını ve sevdiği kişiyi kendisinin seçemediğini söylediğinde kadın iyice delirmişti.
en sonunda bulduğu çözüm ise bu olaydan kimsenin haberi olmayacaktı, kadın ona evleneceği birini bulana kadar da odasından çıkmayacaktı.
bu onun için cehennem demekti. aşık olduğu biri varken göz göre göre başkasıyla evlenecekti!
peki onun başkasıyla evleneceğini duyduğunda sanaya ne olacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
difference // satzu
Fiksi Penggemar"seni sevdiğim için onlardan farklı değilim, onlar bu kadar aptal olduğu için bizden farklılar" ↬ sana x tzuyu
