+ Erdemli Kim Ve Gandhi+

68 6 56
                                    

             - Temmuz 1978-

Ten kavurtucu, bedeni adeta dayanıksız bir plastik parçasıymış gibi zorlayan dehşet derecede bu sıcak havada, dışarıya tezat bir şekilde serinlik temsili malikanede,birbirinden nazik kadın kıkırtıları adeta naziklik savaşına girişilmiş gibi bunlatıcı havada yükseliyordu.

Evin hanımının yine ve yeniden kendinden taviz vermediği tutumunu gösterdiği muntazam güzellikteki bu masanın, hizmetliler tarafından özenle hazırlandığı belliydi.Üstlerine en mükemmel elbiselerini hoş bir şekilde geçirmiş beş kadın masaya yerleşmiş oturuyorlardı.

Sosyetenin ileri gelen kişilerinden oluşan bu küçük ama tesiri büyük olan masa sakinleri, sanki bahsettikleri insanlar hakkında konuştukları konuları 'dedikodu' kavramı altına sığdırmazmış gibi üzerlerinde aşırı bir beğenmişlik mevcuttu. Gel gelelim ki evin küçük beyi annesi  tarafından zorla bu konuşmayı dinlemeye tabi tutulmuş lakin hiçbir şekilde konuşmasına izin verilmemişti.

Küçük çocuk daha sekiz yaşında olmasına rağmen görgü kurallarına uyacak şekilde,  konuşmanın geçtiği masadan hafif uzaktaki; bedeninden epey büyük bir sandalyenin üzerinde oturmuş. Yaşından beklenilmeyecek derecede dik duruşu, ellerini baldırları üzerine iç içe geçmiş bir şekilde bırakışı ve başını hafif önüne eğişiyle  ne kadar iyi eğitildiğini  gösteriyordu.

Sıkılmış bir vaziyette hafifçe  başını kaldırmış ve annesine küçük bir bakış atmıştı. Annesinin ısrarla kendinin olduğu tarafa bakmaması onu iyice bezdirmişti. İçinden çığlıklar atıyordu lakin dışından çıtı çıkmıyordu. Annesinin ona  kuralları  nazikçe  tekrar tekrar anlatmasını o da istemiyordu.

Yavaşça  yerinden kalkmış ve masaya doğru ilerlemişti, evin hanımı yan bir bakışla tıpkı "yerine otur"  der gibi bir bakış atmış lakin yerinden kalkıp onu oturtmak için bir girişimde bulunmamıştı. Oradaki herkes bunu küçük düşmemek için yaptığını biliyordu. "Çocuk dahi olsa düşüncelere değer veririm." lafının arkasında durmalıydı.

Jungkook küçük adımlarla ve küçük yaşının aksine saygılı bir tavırla masanın yanında bitmiş ve masadakilere küçük bir gülümseme sunmuştu. Annesine doğru " İzninizle anneciğim bahçeye kadar çıkmam mümkün mü acaba?" Bunu sorarken öyle ürpermişti ki bunun tesiriyle bir adım geri çekilmişti.

Masadaki kadınların gözleri evin hanımını bulup herkes  bir cevap beklerken -aynı zamanda bu davranışı küçümsemişlerdi- aralarında homurdanıyorlardı.
Evin hanımı ateş saçan gözlerini ve o gözleri örtpas etmek ister gibi takındığı gülümsemesiyle: " Tabi kıymetli oğlum gidebilirsin."demişti.

Çocuk herkesin karşısında teker teker  yavaşça eğilmiş ve aynı yavaşlıkta bahçeye geçmişti.Ağaçların olduğu gölgelik kısma doğru yürürken dışarıdaki bu cehennem sıcağından bir an önce  kurtulmak ister gibi içerdeki adımlarına tezat hızlıca yürümüştü. Lakin arkasından bir kol onun kolunu dirseğinden tutup durdurunca beklemek  durumunda kaldı.

Evin hanımı küçük çocuğu çekiştirip kendine döndürmüş ve " Burda bekle şayet bir adım dahi  atarsan olacakları benden iyi bildiğini düşünüyorum. Nasıl beni küçük düşürecek bir hareket sergilersin! Nasıl benim oğlum olabilirsin!. Dediklerimi yap, bunu sonra konuşacağız."

Aheste aheste geldiği gibi geri gitmişti evin hanımı. Jungkook ikinci bir saygısızlık daha yaparsa sonunun olacağını bildiği için orada bahçenin tam ortasında, o cehennem gibi sıcakta tamı tamına beş saat beklemişti. Onun üzerine ise bitkin bedeni akşam annesi  tarafından azarlanmış ve kendini soğuk suyun altına atıp saatlerce ağlamıştı. Bir kaç saat sonra ise cılız bedeni daha fazla bunu kaldıramamış ve gözlerini uyumak üzere yummuştu.

JustHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin