~Luhan minik kasabasında bir çiftçi olarak çalışıyordu~
Luhan'ın ailesi öldükten sonra evlatlık olarak ona bakmak isteyen aile yanına almıştı.
Birgün kaçırılınca Luhan hayatının hatasını yapmıştı.
Kral Kim Junmgyeon'un çocuğu olan, Prens Oh Sehun'...
Oylamayı ve yorum atmayı unutmayın ve Sınır koyucam ona göre yb aticam yoksa kalbimi kııyorsunuz
20 yorum~ 20 vote~
Istiyorum geldiği an hemencik aticam bölümleri
Sizleri seviyorum şimdi geçelim (yanlışım varsa kusura bakmayın) ❣️
-Luhan-
Yavaşça Prens Sehun'un odasına doğru yol almıştım. Biraz tedirgindim açıkçası. Kapının önüne vardığımda, 2 kere tıkladım ve içeriden ses gelmesini bekledim. Içeriden 'gir' sesi duyduğumda tedirgin bir tavırla kapıyı açmıştım. Içeri girdiğimde kapının önünde durup Prens'in ne diyeceğini bekliyordum.
-Yazardan devam ke-
Luhan kapının önünde durup Sehun'un ne diyeceğini merak ediyordu. Neden çağırmıştı ki yanına onu bile bilmiyordu. Sehun yatağında oturmuş tavana bakarken konuşmuştu.
"Demek geldin. Aslında seni buraya çağırmamın bir nedeni yok o yüzden istediğini yapmakta özgürsün"
Luhan duygusu şey ile şaşırıp kalmıştı.
Ne demek buraya çağırmasını bir amacı yoktu?
Sadece kapının önünde durup Sehun'u izliyordu. Sehun ise yanındaki kitabı alıp kaldığı sayfadan okumaya başlamıştı.
Küçük oğlan Prens'in büyüsüne kapılıp onu izliyordu sadece. Yakışıklıydı kabul ediyordu ama kendisine fazla soğuk davranıyordu.
Sehun'da küçüğüne karşı hisleri vardı. Kabul ediyordu.
O küçük dudakları, kızlardan daha güzel yüzü, kendisinden kısa olması bunlar Sehun'un istediği ideal tipteki biriydi.
Gizlice gözleriyle küçüğüne bakıp o mükemmel yüzünü inceliyordu.
Bu son noktaydi artık. Sehun yerinden kalkıp küçüğünün yanına yaklaştı.
Luhan, korku içinde soğuk terler düşüyordu çünkü Sehun'un ona birşey yapma korkusu ile duruyordu
Sehun küçüğünün çenesinden tutup kendisine bakması için yavaşça kafasını kaldırmıştı.
Luhan korku dolu ile Sehun'a bakarken, Sehun dudakları birbirine değerken konuşmuştu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Artık dayanamıyorum Luhan... Seni ne kadar arzuluyorum biliyor musun? Lütfen bana karşılık ver. O zaman cevabımı almış olucam."
Diyip tamamen aradaki boşluğu kapatmıştı. Luhan 1-2 saniye şaşkın şaşkın Sehun'a baktıktan sonra oda Sehun'a karşılık verip dudaklarını emmeye başlamıştı.
Sehun öpüşmelerinin arasında sırıtırken, elleri Luhan'ın beline dolamıştı.
Luhan elelrini Sehun'un boynuna atarken öpücüklerinin arasına dillerini sokunca ortam daha sıcak olmaya başlamıştı bile.
Sehun ellerini Luhan'ın gömleğinin içinden geçirip bel kısmını yavaşça okşayıp kendine daha çok bastırıyordu.
Luhan ise ellerini Sehun'un saçlarına geçirip arada bir inleyip duruyordu.
İkisi aynı ayna ayrıldıklarında Sehun hala Luhan'ın dudaklarına minik minik öpücükler konduruyordu.
Luhan kıkırdayıp konuşmaya başlamıştı.
"B-biz şimdi n-neyiz?"
Sehun soru karşında sadece kahkahasını bırakmıştı.
Luhan anlamaz bakışlar ile Sehun'a bakarken, Sehun dudaklarına son öpücük kondurup konuşmuştu.
"Birkaç ay sonra kocam olmak ister misin?"
Luhan soru karşında durup düşünmeye başlamıştı bile. En sonunda bilemeyip konuşmuştu.
"B-ben bilmiyorum S-Sehun. Baban buna ne der onu bile bilmiyorum ki benim ailem ne der onu bile bilmiyorum"
Son cümlelerde gözleri dolarken, Sehun küçüğüne sarılıp sakin olmasını söylemişti sadece.
İkili ayrılıp birbirlerine bakarken Luhan tedirgin bir şekilde konuşmuştu.
"Ar-arkadaşlarımın yanına gidebilir miyim?"
Sehun kafasını evet anlamında sallayıp, son bir öpücükten sonra konuşmuştu.
"Yarın bırakmam seni ona göre"
Luhan utanıp kapıya doğru gitmişti ki kapının önünde durup konuşmaya başlamıştı.