Gece karanlık ve ıssız, elimde kahvem oturmuş kitap okuyorum.Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktığımda yine o geceyi anımsıyorum.Yıldızlar sanki söyle,bağır çağır, artık içini dök,sessiz kalma diye oradalar sanki.Ben bu düşüncelerimde kaybolurken telefonum çalıyor bakmadan sessize alıyorum.Arayanın Berk olduğunu düşündüğüm için açmamak en doğru fikir gibi geliyor.Bir süre telefonum çalmıyor ama içimdeki ses o telefonu açmalıydın diyor.Ve telefonum bir kez daha çalıyor ,bu sefer açmayı düşünüyordum.Telefonun ekranına baktığımda kayıtlı olmayan bir numaranın aradığını görüyorum.İçimdeki ses aç diye bağırıyor ve onu dinleyip açıyorum.İnce bir kadın sesi beni karşılıyor.Kadının sesi her an ağlayabilirmiş gibi çıkıyor.İşte o duymak dahi istemediğim sözcükler dökülüyor ağzından."O İNTİHAR ETTİ".
GEÇMİŞ:
Biz İzmir'in sokaklarında büyüyen çocuklarız.Kendimi bildim bileli onlar hep yanımdalar Deniz,Ata,Can ve Mert.Bu çocuklar benim geçmişim , beni ben yapanlar.E tabi 4 erkeğin arasında tek kız olmak bazen beni yoruyor ama olsun beni her şeyden çok sevdiklerini bilmem buna yetiyor.Hepimiz aynı mahallede doğduk, aynı mahallede büyüdük.Hepsi benim kardeşim gibi ama sadece birini kardeşim olarak görmüyorum, Mert.Ona arkadaştan öte duygular besliyorum.Biliyorum o da bana karşı aynı duyguları hissediyor.Ben aşkını söyleyecek kadar cesur biri değilimdir.Ondan dolayı bugüne kadar ona bunu hiç söylemedim.Yine bir yaz akşamı hep berber dışarı çıkmıştık.Sadece tek bir fark vardı o da bugün Mert'in 18.yaş doğum günü olmasıydı..O yüzden bugünü kutlamaya şehrin dışındaki sessiz sakin bir restauranta gidiyoruz.Aslında hiç alışık olmadığımız şeyler bunlar ama Can başka bir sürprizi daha olduğunu söyleyince onu kıramadık.Arabada son ses müzik eşliğinde yolculuğumuza devam ediyorduk.Arabayı Ata sürüyor ve onun yanında da Deniz oturuyordu , e tabi geriye kalan bizlerde arkada sıkış tepiş oturuyorduk.Ata'ya arabanın tavanını açmasını söyledim o da hay hay diyerek onayladı.Tavan açılınca sert bir rüzgar esti buna aldırış etmeden bağıra bağıra şarkımı söylemeye devam ettim.Saçlarım rüzgarda birbirine girmiş olduğu için elimin tersiyle saçımı düzelttim.Rüzgarın şiddetinin azalmasıyla geldiğimizi anladım.Herkes yavaşça arabadan indi ve restauranta girdik.Yemek hepimiz kahkahaları eşliğinde devam etti.Sanırım hayatımda en çok eğlendiğim anlardan biriydi.Yemek sonrası deniz kenarına gitmeye karar verdik.Öyle kalabalık yerler bize göre değildi.Kimsenin olmadığı sessiz sakin bir deniz kenarına geldik.Hediyemi de alıp arabadan indim.
"Deniz kıyısı dedik de sen bizi uçuruma getirmişsin be abi. "Mert'in sesi kızgınlıktan daha çok alay eder gibi çıkmıştı.Zaten aramızdaki en güler yüzlü kişi hep Mert olmuştur.Onun kendisine has bir kahkahası vardır hep.Hepimizin hayran olduğu bir gülümsemesi.Gören herkesi büyüleyen bakışları...
"Tamam hadi boşverin hem böyle sessiz sakin olması daha iyi.Ne güzel işte biz bizeyiz." dedim ikna edici olmasını umduğum ses tonumla.Hep beraber uçurumun kenarına oturduk ve ayaklarımızı aşağı doğru sarkıttık.Hepimiz o kadar sessizdik ki kimse konuşma gereğinde bile bulunmadı.Olsun onların seslerini duymam için illa konuşmaları gerekmiyordu.Çocukluğumuzdan beri her fırsatta yıldızları izlemeye geliriz.Hatta küçükken herkes kendine bir yıldız seçerdi ve onları sanki insanmışçasına konuştururduk.Gece'nin sesi olmuştuk...
"Eğer bir gün intihar edecek olsam o yer kesinlikle burası olurdu.Ben kendi adımda ölmeyi isterdim." Bunları söylerken Deniz'in ciddi olmadığını biliyorduk o yüzden pek fazla aldırış etmedik.Çünkü hiçbirimizin hayatı kötü ve çekilmez değildi aksine hepimiz çok mutluyduk.
"Salak salak konuşma beğğğ." diye araya girdi Can.Her zaman grubun en komiği o olmuştur.Hala o iğrenç esprileriyle nasıl komik olduğunu anlayabilmiş değilim.
"Aaaaa yeter ama boşuna gelmedik dimi buraya hadi güldük eğlendik şimdi sıra hediyelerimi vermenizde."Herkes Mert'e tepkisiz bakıyordu.Sanırım kimse hediye almamıştı.Can hemen isyankar bir şekilde söze atıldı;
"O nasıl laf ya! O kadar yemeğe çıkardık, benzin parası harcadık.Sen daha fazla ne istiyor olabilirsin ki."
Mert yalancıktan üzülmüş gibi yapıp dudağını büzmüş ve kollarını iki yanında bağlamıştı.Herkes onun bu haline gülüyorken Deniz hediyesini çıkarıp verdi.Mert hediyesini çocuksu bir heyecanla açarken içinden en çok istediği basketbol final maçının 5 bileti çıktı.Mert tam yanındaki Deniz'in boynuna sarılacakken Can ondan öne davranıp;
"Ayhhh canım arkadaşım benim.Görün görün azcık örnek alın ,hepimize bilet almış. Ne gerek vardı ayol."dedi sesini kadın gibi incelterek.
"Ya bir dur ben sevineyim ilk baş.Sağ ol kardeşim en çok izlemek isteğim maçtı."deyip Deniz'e sıkıca sarıldı Mert.Ben onların sarılmalırının bitmesini beklerken çoktan hediyemi elime almıştım bile.
"E sıra bana geldi demek.Bu hediyeyi özel olarak vermek istiyorum Mert'e"dedim ne tepki vereceklerini bilmeyerek.Çünkü yanlış anlayabilirlerdi, benim ona karşı farklı hisler beslediğimi anlamalarını istemiyordum aslında bu konuda biraz da çekiniyordum onlardan.
Hepsi onayladıklarını belirten sesler çıkardı.Hatta Can öyle garip bir ses çıkardı ki bir an balgam atacak sandım.Mert'in kolundan çekiştirerek bizimkilerden biraz öteye götürdüm.Mert heyecanlı heyecanlı yüzüme bakıyordu.Onu daha fazla merakta bırakmak istemediğim için hediyemi ona doğru uzattım.Hediyenin pakedini yavaş yavaş yırtmadan açtı ve onu gördü.Sanki inanamıyormuş gibi bir yüzüme bir de elinde tuttuğu kar küresine bakıyordu.Bu Mert'in biz 7 yaşındayken kırıldığı kar küresiydi.Bu kar küresini 5. yaş doğum gününde babası ona almıştı ve 2 sene sonra en değer verdiği eşyası , babasından kalan son şey kırılmıştı.Mert günlerce ağladı sanki o kar küresi kırılınca babasının da ona olan sevgisinin bittiğini düşünüyordu.Babası Mert'in doğum gününden arabayla dönerken kaza yapmış.Arabanın içinde Mert ve annesi de varmış.O gün dördümüzün ailesinin de hastanede ne korkuyla beklediklerini hala dün gibi hatırlıyorum.Biz çocuk aklımızla olayları pek anlamamıştık ama sonra, zaman geçtikçe bir şeylerin farkına varıyor insan.O kazada ölen tek kişi Mert'in babası olmuştu.İşte o kar küresi kırılınca bende Mert'in o gözyaşlarına kıyamayıp kırılan parçalar ile beraber o kar küresini sakladım.Kendime hep söz verdim Mert'in 18.yaş doğum gününde o kar küresinin onarıp tekrar ona hediye edeceğime.Bakışlarımı Mert'e çevirdiğimde gözünden akan yaşların kar küresine bir bir damladığını gördüm.İçim burkuldu.Ona o anları hatırlatmak istemezdim.Mert kafasını hediyesinden kaldırıp gözlerime uzun uzun baktı.O konuşmasa bile bakışlarından ne demek istediğini anlayabiliyordum.Hiç beklemediğim bir anda beni kendine çekip sımsıkı sarıldı.Gözyaşlarının omzuma aktığını hissedebiliyordum.Tek sayıkladığı şey teşekkür ederim cümlesi olmuştu.Hiç durmadan aynı cümleyi sessizce söylüyordu.Onun bu haline daha fazla dayanamadım ve ondan ayrılarak gözlerinin içine baktım.Kalbim "lütfen artık ona aşık olduğunu söyle belki de bu son fırsatındır" diyor, mantığım ise" sakın yapma ya seni sevmiyorsa işte o zaman napıcaksın?Onun gibi bir arkadaşı kaybetmek istemezsin."diyor.Kafam çok karışık olmasına rağmen hayatımda ilk defa kalbimi dinlemeye karar veriyorum ama ne söyleyeceğimi hiç bilmiyorum."Hacı ben seni seviyorum" yok böyle olmadı."Ya ben senden çok hoşlanıyorum" yok ya bu da çok yapmacık oldu.Kafamın içerisinde bunlar dönerken hiç beklemediğim bir anda;
"Ben sana aşığım.Hatta deli gibi aşığım.Kendimi bildim bileli hep yanımdasın, biliyorum beni kardeşin gibi görüyorsun.Ben her gece yatmadan önce hep bu anın hayalini kurdum ve hiç de beklediğim gibi olmadı.Eğer beni o anlamda sevmiyorsan anlarım seni ama bana seni sevmemem gerektiğini söyleme.Çok denedim seni sevmemeyi çok denedim ama olmadı başaramadım."Bunları söylerken göz yaşlarımın da bana eşlik edeceğini hiç hesaba katmamıştım.
Tam ağzını açmış lafa girecekken işte o geldi, hayatımızı tam anlamıyla değiştirecek,gece gördüğümüz kabusların sebebi ve de en önemlisi bizi birbirimizden koparacak olan kişi.
ÖNCELİKLE MERHABA , BU BENİM YENİ HİKAYEM VE EN ÇOK İÇİME SİNEN , KONUSUNU EN ÇOK BEĞENDİĞİM HİKAYE BU OLABİLİR.GENELLİKLE HİKAYELERİMDE DAHA ÇOK AŞK VARDIR AMA BU HİKAYEMDE DAHA ÇOK MACERA, GİZEM VAR.UMARIM YENİ HİKAYEMİ BEĞENMİŞİNİZDİR.YORUM YAPIP BANA FİKİRLER VERİRSENİZ ÇOK MUTLU OLURUM.GÖRÜŞÜRÜZ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇIK DOSYA
Teen FictionBiz İzmir'in sokaklarında büyüyen 5 arkadaştık.Hayatlarımız, gençliğimiz gayet güzel ilerlerken işte o olay oldu.O korkunç olay.Kimsenin yaşamak dahi istemeyeceği olay.O günden sonra hiçbirimizin hayatı asla eskisi gibi olmadı.Bir daha görüşmemek üz...