Her insanın geçmişi pek de temiz değildir, geride bırakmaya çalıştığı acılar, saklamayı başaramadığı sırları vardır.O yüzden insanlar hep geçmişini unutup yeni bir sayfa açmayı ister ama bilmiyorlardır ki acılarını temelli unutamazsın.Kimse unutamaz belki bir şakının nakaratında, belki de bir şiirin sözlerinde hep onu hatırlatacak şeyler bulursun.Benim bunların hiçbirine ihtiyacım yoktu çünkü o anı hatırlamak için ne bir şarkıya, ne de bir şiire ihtiyacım vardı o an zaten 8 yıl boyunca aklımdan hiç çıkmadı.Vicdan azabı denilen şeyin ne olduğunu bu 8 yıl içerisinde fazlasıyla iyi anlamıştım.Bu sırrı kimseye anlatmamak zor ama bundan daha zor olan şey neydi biliyor musunuz?.Onlar yoktu, yanımda olmadıkları her saniye kalbimdeki o boşluk git gide daha da büyüyordu.Ne anneme ne de babama anlatabildim olanları.Kızlarındaki bu ani değişimlerin farkındaydılar tabi ama böyle bir olay yaşadığım akıllarının ucundan bile geçmemiş olacak ki beni direkt bir psikoloğa yönlendirdiler.Gerçi bunun pek de işe yaradığını düşünmüyorum.Her gece kabuslarımdan uyanıp kimseye çaktırmadan gizlice ağlayanlardanımdır ben.En çok da Mert'in o bakışlarını, gülüşünü,ayı gibi gülmesini özledim.Ve şimdi gidiyorum elimde valizim uçağa doğru yol alıyorum.Nereye mi gidiyorum? Çocukluğum geçtiği, hayatımı alt üst eden, beni dostlarımdan ayıran o yere İzmir'in o eski sokaklarına.Eski Ece olsaydı oraya gitmek için can atardı ama o eski Ece o gün o toprağa ruhunu gömdü ve şimdi sıra 8 sene sonraki Ece Akan'da.
Uçağın iniş yapmasına çok az vakit kaldı.Kafamı bir kez daha cama doğru çevirdim, elimde tuttuğum sıcak kahvenin elimi yaktığının farkında bile değildim.Bir yandan göz yaşlarım pıt pıt akarken ,diğer yandan da neden bunu yaptı diye düşünmeden kendimi alıkoyamıyordum.Evet intihar eden kişi Deniz...Belki de aramızdan en masum olan oydu, o polisi aramayı istemişti ama biz onu reddetmiştik.Hostesin bana seslenmesiyle uçağın iniş yaptığını anladım ve çıkışa doğru ilerledim.İzmir'in topraklarına ayak bastığım an içim titredi.Eskiden yuvam olan yer belki de şimdi mezarım olacaktı kim bilir.Havalanından bir taksi tutup Deniz'in annesinin evini tarif ettim.Geçtiğimiz sokakları dün gibi hatırlıyordum o sokaklarda deli gibi dans edişimizi, kaldırımlarında oturup pamuk şeker yiyişimizi.Oysaki biz ne masum çocuklardık işte hayat bizi bu hale getirdi.Bedenen yaşım şuan 25 olabilir ama ruhen 80 yaşındayım.Sırf hapse girmemek için bunu onca yıl saklamamıza inanamıyordum.Eğer hapse girsek emin olun çok daha az vicdan azabı çekerdim.Taksi yavaşlayınca geldiğimizi anladım ve parayı verip taksiden valizimi alıp bahçe kapısının önünde beklemeye başladım.Ayaklarım resmen geri geri gidiyordu.Öylece durmuş bekliyordum.Neyi beklediğimi, kimi beklediğimi bile bilmiyordum.Kulaklarımda yine o geceki gibi aynı uğultu var, ben orada durmuş beklerken birinin bana seslenmesi üzerine sesin geldiği yöne doğru baktım.
"Ece?" Bu Can'dı.Ona baktığımda ne kadar çok değişmiş olduğunu fark ettim.O sarı saçlarına şimdi de turuncumsu kıvırcık sakalları eklenmişti.Bu ona kötü bir görünüm değil aksine daha havalı göstermişti.Aramızda en az 5 metre vardı ve buradan bile gözlerinin dolu dolu olduğunu görebiliyordum.Benden önce davranıp koşarak boynuma sarıldı.Ne yapacağımı bilemezken ellerimin olması gereken yerde değilde havada asılı kaldığının farkına vardım.Ona sıkıca sarıldım,eskisi gibi...Düşündüm sadece düşündüm ya bunca şey olmasaydı şimdi eskisi gibi bir arada olur muyduk diye ama her ne kadar istese de insan geçmişini değiştiremiyor.Bunca yıl böyle büyük bir sırrı saklamak nedir bilir misiniz?Bir gün gelir hiç bırakamam dediğiniz insanları ardınıza bile bakmadan terk etmek zorunda kalırsınız.İşte hayat böyle , acımasız.Can ağlayarak benden ayrılınca o kıpkırmızı olmuş suratına baktım.O hep böyle duygusaldı kimi insanlar onun bu özelliğinin farkında bile değillerdi, onu umursamaz , duygusuz sanarlardı ama o tam aksine yeni doğmuş bebek gibi her şeye ağlardı.Bu özelliği kimi zaman canımızı sıksada yapacağımız bir şey yoktu."Sen neden ağlıyorsun kız?" dedi bir ses.Tam arkamdan gelen bu sesi gayet iyi tanıyordum, Ata. Can'ın yanından ayrılıp koşarak Ata'ya sarıldım.Sanki bunu bekliyormuşcasına hemen kollarını açtı.O benim hep ağabeyim gibi olmuştur bana akıl veren, yol gösterendi .En küçük şeyde bile kendisini benim önüme atandı."Aaaa tamam ama yeter bu kadar ağlaklık.Sen görmeyeli iyice duygusallaşmışsın ufaklık."İşte yine aynı Ata hiç değişmemiş.Gülerek kendimi geri çektim.İkisinin yüzünde aynı ifade özlem.Düşünsenize seni sen yapan dostlarından ,kardeşlerinden yıllarca uzaktasın.Bunca yıl sanki bir asır gibi geliyor insana."Hadi sahile gidelim belli ki hepimiz için zor bir gün olacak.Araba sokağın köşesinde oraya doğru ilerleyin."Bize seçenek bile sunmadan yine kendi bildiğini okuyan bir adet Ata.Valla bu teklife kim hayır der bilemem ama ben tabiki de evet diyeceğim.Sokağın köşesine doğru yürümeye başladık.Yürürken bile kafamdaki soru acaba o gelecek mi? Sanmıyorum en son duyduğuma göre İngiltere'ye okumaya gitmişti.Geri dönmez bir daha zaten kim ister eskiyi tekrar hatırlamayı.Düşüncelerimi bölen arabadan gelen korna sesi oldu.Can ve Ata çoktan binmiş bile beni bekliyormuş.Bende arabaya binince yola koyulduk.Yolumuz çok uzun sürmedi 10 dakika içerisinde sahile vardık.Her şey hatırladığım gibiydi tabi bazı yeni binaları saymazsak.Sahilin kenarında hemen yerimizi aldık.Öylece kumlara oturmuş denizi izliyorduk.Biliyorum onlar da şuan aynı şeyi düşünüyor, Deniz'i.Hala aklım almıyor bunu yaptığına.Neden demeyeceğim çünkü sebebini çok iyi biliyorum.Tahminimce aramızda hedefine ulaşan tek kişi oydu.En çok suçu kendisinde bulduğunu biliyordum ama asıl suçlu benim, orada olmasam hiçbiri yaşanmayacaktı.Dünyamız tepe taklak olmayacaktı... "Yiyecek bir şeyler almaya gideceğim gelen var mı?" Kimseden ses çıkmayınca el mecbur tek başına gitmesi gerekiyordu Can'ın.Ata" Aha bu gerizekalı cüzdanını bile almamış neyle ödeyecek acaba.Dur ben şunu verip geleyim."Koşarak Can'a yetişmeye çalışan Ata'nın arkasından gülerek bakıyordum.Ata "LAAANNN " diye bağırıp bir yandan da ona yetişmeye çalışıyordu.Gözden kaybolunca bakışlarımı denize çevirdim.Düşündüm her zaman yaptığım gibi. "Neye güldün bu kadar ?" yanıma oturan kişiyi görünce gözlerim hayretle açıldı.Mert.
EVEEET CANLAR BÖLÜM SONUNA GELDİK BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇIK DOSYA
Teen FictionBiz İzmir'in sokaklarında büyüyen 5 arkadaştık.Hayatlarımız, gençliğimiz gayet güzel ilerlerken işte o olay oldu.O korkunç olay.Kimsenin yaşamak dahi istemeyeceği olay.O günden sonra hiçbirimizin hayatı asla eskisi gibi olmadı.Bir daha görüşmemek üz...