Kulaklarımı tırmalayan iğrenç bir ses duyuyordum. Sokakta her adım attığımda beynime işlenen çığlık benzeri uyarıcı ses. Bir süre sonra aklıma kaybetmeme sebep olacak derecede yüksek ve tiz. Dayanamayacağımı hissediyordum.
Yağmurun habercisi olan kara bulutlar yavaş yavaş görebildiğim her yere yayılıyordu. Yanımdan koşuşturarak geçen insanlara omuz atmamak için kendimi zor tutuyordum. Ses yüzünden insanlar kulaklarını kapatıp binaların içine saklanıyordu. Duyulan şey o kadar kötüydü ki kulak kapatmak veya bina içine saklanmak işe yaramıyordu. Caddeye çıktığımda boş bir bank aradım. Beynim patlayacakmış gibi hissettiğimden dinlenmem gerekiyordu. Burnumu kapatan maske yüzünden nefes alamadığım yetmiyormuş gibi bir de bu sesle uğraşıyordum. Ülkede bir şeyler dönüyordu ama anlamlandıramıyordum.
Bulduğum ilk banka oturdum. Maskemi çenemin altına indirip nefes almaya çalıştım. Kalbim boğazımda atıyor gibiydi. Birkaç dakika sonra sakinleştiğimde oturduğum yerden kalkıp yürümeye devam ettim. Yanlarından geçtiğim köpekler havlıyordu. Rahatsız olmuş gibiydiler. Gördüğüm her canlı tuhaf davranıyordu.
Adımlarım beni bir bankanın kapısına getirdiğinde kafamı kaldırıp tabelasına baktım. Doğru yerdeydim. Kapıyı açıp içeri girdim. Kullandığım banka hesabını kapatıp yeni bir tane açtıracaktım. Vezneye doğru ilerledim. Şimdilik sadece bilgi alacaktım. Bugün böyle bir şey yapamayacağımı öğrendiğimde moralim bozulmuştu. Bugün halletmem gerekiyordu. İyi günler dileyip arkamı döndüm. Kapıya ilerlerken kolonun önünde yatan köpeği gördüğümde gülümsedim. Bir örtünün üzerinde kıvrılmış uyuyordu. Sokaktakilerin aksine şanslıydı, sıcak bir yuvası olmuştu hemde yüzlerce insanın girip çıktığı bir binada.
Bankadan çıkıp bir ara sokağa girdim. İnsanlar koşuşturmaya devam ediyordu. Hava gittikçe soğuyordu. Üzerimdeki cekete birazcık daha sarıldım. Tek başıma yürürken rüzgar arkamdan esiyordu. Açık olan ensemi yalayıp geçerken daha çok üşüyordum. Sonra birden senkronize bir şekilde yaklaşan adım seslerini duydum. Arkama baktığımda silahlı askerleri bana doğru gelirken gördüğümde kalbim tekrar boğazımda atmaya başladı. Adımlarımı hızlandırırken kulaklarımı dolduran bağrışma seslerini duydum. Neredeyse caddeye gelmiştim. Kafamı sola çevirip baktığımda binalardan sürüklenerek çıkartılan insanları gördüm. Kafalarına silah dayanmış, kollarından tutulup sürükleniyorlardı. Koşmalıyım diye düşündüm. Hemen eve gitmem gerekiyor. Ama düşündüğüm gibi olmadı. Arkamdan koşarak biri geldi ve kolumdan sürükleyip onun temposuna yetişmem için zorladı. Göz ucuyla bakabildiğim kadarıyla onu tanımıyordum.
"Bakmayı kes ve koş!" Dediğini yaptım. Onun gibi koşmaya başladım. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Onu takip ediyordum. Gittikçe nefesim daralıyordu. Zemin ayaklarımın altından kayıp giderken kendi adımlarım dışında duyduğum şey uzaklaşan senkronize ayak sesleriydi. Bittiğini düşündüm. Uzaklaşmış mıydım askerlerden?
O, yavaş olduğumu düşünüp kolumdan tuttu.
"Daha hızlı!"
Koşarak girdiğimiz sokak bir yerden tanıdık geliyordu. Birden yavaşladı ve durdu. Etrafına bakındı.
"Zaman yok. Burada saklanmalıyız."
Dükkana daldık. Mekanı şimdi tanımıştım. Burası sadece siyahi insanların çalıştığı kafeydi. Burayı üç ay öncesine kadar sık sık ziyaret ederdim. Daha sonra kısıtlandık, sokağa çıkmamız ve hatta sosyal medya kullanmamız yasaklandı. Ben düşüncelere dalmışken tanıdık bir ses duydum.
"Renjun yukarı çık."
Beni buraya kadar koşturan çocukla merdivenlerden koşar adımlarla tırmandık. Garson kadının adını hatırlamıyordum. Tavandan bir kapak açıp çıkmamızı işaret etti. Onu dinleyip yukarı tırmandım. Burası karanlıktı. Hiçbir şey görünmüyordu ve çok dardı. Emekleyerek çıkıp oturur pozisyona geldim. Bacaklarımı karnıma çekip oturdum. Kambur duruyordum. Aşağıdan gelen ufacık bir ışık süzmesi vardı. Beni buraya getiren çocuk da yanıma gelince kapak kapandı ve o ışık süzmesi yok oldu. Bu kadar dar yerde oturmayı bırakın nefes almak bile zordu. Sıkıştığımı hissediyordum.
Neden buradaydım?
Bilmeden suç mu işlemiştim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAUDADE | NOREN
FanfictionSaudade, portekizce bir kelime. "Bir zamanlar kaybettiğin bir şeyin sonsuza dek kaybolduğunu ve bir daha asla senin olmayacağını anladığın an yaşadığın bir his." anlamına geliyor. Tıpkı Renjun'in hissettiği gibi... 8.7.20 başlangıç tarihi. 25.5.21 b...