yukarıya koyduğum şarkıları beğeniyor musunuz?
5 dakika içinde Kendimi müdürün odasın kapısında beklerken buldum.Acaba Finn'le ne konuşuyorlardı? Yani sonuçta sevgilim değil mi? Sahte olsa da.
Yine de arkadaşım olarak düşünelim ve okuldaki zamanımın çoğunu onunla geçiriyorum.Benim için değerli biri.Umarım bende onun için değerliyimdir.
Ve evet Finn çıktı ve onu ağlarken görmeyi beklemiyordum.Müdür de odadan çıkıp bana "Arkadaşına yardım et." Dedi.
Hala şoktayım.Sizde bimde falan.Şu durumda bile espri yapabiliyorum ya aklıma sıçayım."T-tamam hocam." Dedim ayağa kalkıp.
Müdür kapısını kapattıktan sonra koşarak Finn'e sarıldım.Ama o bana sarılmadı."NE OLDU?" Diye sordum bağırarak."B-babam...ölmüş!" Dedi Finn...nasıl yani? Ne dedi o? Ne?
"N-ne?" Dedim.Bu sefer daha şiddetli ağlayarak bana sarıldı.Bende onu sıkıca sardım.
"B-ben değer verdiğim herkesi kaybediyorum...Bela mıknatısıyım ben!" (karantina okuyanlar be like: •_•)
"Hayır saçmalama değilsin!"Diyip onu daha sıkıca sardım.Ağlaması biraz azaldı ama galiba boğuluyordu.Çocuğu o kadar sıkı sardım ki sesi çıkmıyor.Lan öldü mü yoksa!
Kollarımı biraz gevşetmek üzereydim ki o beni çok sıkı sardı! Allahım boğuluyorum! Ama güzel kokuyo ha! Sanki bu kokuyu daha önce koklamış gibiyim.
Finn'in kucağından ayrılıp yanağına bir öpücük kondurdum.Dudaktan beklemiyordunuz her halde? Yani o da olur yakına merak etmeyin.
"Hadi gel çantanı alalım..." dedim.Başını sallayıp elimi tuttu ve beraber sınıfa girdik.Çantasını alıp kimseyle konuşmadan çıktı.
Kapıya doğru sessizce ilerledik.Koridordaki insanların garip bakışlarını hissedebiliyordum.
Kapıya geldiğimizde tam ellerimizi ayıracaktım ki elimi daha sıkı tuttu ve beni de okuldan çıkardı.Sonda durdu ve "Sende gelsen..." dedi."T-tamam..." dedim.
Birlikte evlerine doğru ilerledik.Neyse ki evde kimse yoktu.Annesinin ağlayan suratıyla karşılaşmak istemezdim.
Finn'in odasına çıkarken resmen ışık hızıyla haraket ediyordu.Odasına girip kapıyı kapattığı gibi kapının dibinde oturdu.Bende yanına oturdum.
Elini başına götürüp masaj yapmaya başladı.Sonra ben onu teselli etmek adına kafasını kucağıma yatırdım ve saçlarını okşamaya başladım.
Galiba böyle bir iki saat falan oturduk.Arada ağladı arada güldü.Çocuk kafayı yedi! Ben olsaydım bende kafayı yerdim.Demek ki babasını çok seviyordu.Yazık ya bir an benim de ağlayasım geldi.
Finn kapı sesini duymasıyla ayaklandı.Sanırım biri gelmişti."Ş-şey sen burda kal annem şu an evde birini görmeyi pek istemez..." dedi."Neden ki?" Dedim."Israr etme!" Dedi.
"Ya benim ne zararım var hem anneni de teselli ederim yardım ederim,zavallı kadın şimdi ne kötü durumdadır..." dedim."P-peki sen b-bilirsin..." dedi.Birşeyden korktuğu çok belliydi.Annesi kız arkadaşı olmasına falan mı karşıydı acaba?
Aşağıya indiğimizde tanıdık bir yüzle karşılaşmayı beklemiyordum.Annesi gerçekten bana çok tanıdık geliyordu.Ve annesi beni görünce şoka girdi."S-sen?" Demesi ve bayılması bir oldu.
Annesine su getirmeye gittiğimde Finn bana sakince "Odama çık" dedi."Ya neden neden?" Dedim."Sana sonra anlatıcam sabrımı zorlama ve çık!" Dedi.
Eğer biraz daha zorlasaydım bana patlayacaktı ve bu yüzden yukarı çıktım ve beklemeye başladım.Aradan yarım saat geçtikten sonra sesler gelmeye başladı.
Bağırma sesleri...Annesi Finn'e,Finn de annesine bağırıyordu.Tek duyabildiğim "Hepsi sizin yüzünüzden!" ve "Beni ondan siz ayırdınız!" Sözleriydi.Sonra bilincimin kapanmasıyla uyuya kaldım.
beni ondan siz ayrıdınız...
bu ne demek şimdi...
Final yakın💗✨

ŞİMDİ OKUDUĞUN
lost souls | fillie
Фанфик[TAMAMLANDI] UYARI eger mental sagliginizi kaybetmek istemiyorsaniz okumayin. ---- "tekrar aklımı kaybetsem,tekrar sana aşık olurdum..." Annesi ve babası ayrı olan Millie yeni bir şehire tanışmıştır. Yeni okulu için çok heyecanlıdır. Yeni okulunda o...