Bölüm 2

497 40 20
                                    

Annem her ne kadar güzel avutsa da hiç bir şey içten içe yanan hırsımı yenemez. Annem için alışılması zor bir konu olacaktı ama olacaktı. ''Anne ben onu söylediklerinde haksız çıkarmak istiyorum evleneceğim ve onun dediklerini ona yutturacağım ! '' dedim son derece kesin ve net kararlılıkla.

Annem once uzun uzun baktı sanırım hala ciddiyetimi kavrayamamıştı. "Bir şey demiyorum sana. Ne halin varsa gör! "Deyip yanımdan kalktı ve mutfağa girdi.

"Morarilini az da olsa düzeltecek bir şey var,  bugün en sevdiğin yemekleri yaptım . Ondan sonra senin en sevdiğin ağlayan pastayı yaparım. "

"Hep senin o lezzetli yemeklerin yüzünden ben böyle kilo aldım. Ondan belki beni sevmedi. " demem ile başını kapıdan araladı.

"Boş yapma, kalk üstünü çıkar duş al cok korkunç gözüküyorsun. " diyen anneme sinirli sabit gözlerle bakarken " Böyle daha korkunç oluyorsun. " deyip kahkaha atmasıyla bende zorda olsa tebessüm ettim ve yerimden kalktım.

Size artık gözyaşlarımdan bahsetmiyorum çünkü her an vardılar şu an oldukları gibi. Dolabımın alt çekmecesinden iç çamaşırlarımı alıp banyoya girdim ve üzerimi çıkartıp kendimi ılık suyun altına attım.

Hâlâ aklımda olayın şoku vardı. Beni nasıl aldattı? Diye yüzlerce kez sordum kendime. Yere çömelip ellerimi dizlerime koydum başımı da üzerine.

"Yapamam ben, yapamam ki. " deyip suyun altında belli olmayan göz yaşlarımı elimde olmadan daha da çoğaltmıştım.  Kapıya vurma sesleri gelince başımı dizlerimden alıp kapıya doğru baktım.

"Esiinn? "

"Kızım cevap versene? Esin? "

Kapıya daha hızlı vurmaya başlayan korkudan hemen hemen gözleri dolan annemin karşısında bornozlu durunca derin bir iç çekti.

"Çok korktum" diyen anneme uzun uzun  baktım " Korkma. Benim gibi bir salağın kendine bile zararı olmaz. "

Annem bu kadar üzülmeyi hak etmiyordu. En azından benim bir başkası için üzülmemi görmeyi hak etmiyordu. Sen gel 9 ay karnında taşı o gelsin elin oğlu için kendini heba etsin.

Üzgünüm annem... Özür dilerim hem senden hem kendimden. Ama konu o olunca ne kendime ne de duygularıma hakim olabiliyorum. Bu sefer farklıydı ayrılığın tadı biraz acı biraz umutsuzluk vardı ucunda. Ama artık o uçta ne Kadir ne de ben vardım. Bornozumla yatağımın üzerinde oturmuş hiç kalkmak istemiyordum.

Annemin  "Esin baban geldi. Hadi gel sofra hazır.  " Demesiyle yerimden istemeyerek kalmıştım aslında hiç de yiyesim yoktu. Ama anneme kıyamadım sonuçta kadın o kadar hazırlamıştı. Üzerime rahat pijama takımımı giydikten sonra oturma odasındaki yemek masasına oturdum.

"Hoş geldiniz Esin hanım. "  diyen hoşnut olmayan gözlerle bana bakan babama uzun uzun baktım ve "Hoşbulduk babacığım, ben evlenmek istiyorum. " Dedim .

Gözleri fal taşı gibi açık "Tövbe estağfurullah. " Deyip gözlerini gözlerime odaklayan babam aynı zamanda annemin sus der gibi olan bakışları karşısında utanmam  gerekiyordu değil mi ? Ama yok ben hiç utanmıyorum. Evlenmek istiyorum...

"Ne diyorsun kız sen ? "

"Evlenmek istiyorum baba koca istiyorum. "

"Aysel bu kız ne diyor ateşi çıkmış bunun ! "

"Ateşim falan çıkmadı. " Deyip elimi anlıma götürdüm, ateşim yoktu.

Avcumu babama doğru açıp "Hayır ateşim falan yok . " Deyip  avcumu gösterdim. Sanki ateş olsa orda duracak...

~ KörAşk ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin