"hayatımı alt-üst edeceğini bilseydim bunun için önlem alırdım, yani en azından ağlamamayı öğrenirdim."
-140720"
OY VERMEYİ UNUTMAYIN!
SINIR: 30 OY~
Ben Jeon Jeongguk; 21 yaşında, uluslararası hukuk bölümü öğrencisi -ama aynı zamanda da bölüm birincisi- genel olarak ortamda parıldayan kişiyim.
Yetenekli olduğumu biliyorum, mesela; yüzme takımı kaptanı ile birlikte okulun temiz ve geniş salonunda yüzme yarışı yapar, evimin yakınlarında maç için hazırlanan kızlarla birlikte antrenman yapıp karşı takımda -çoğu erkekten oluşan takımı- yerlebir ederdik.
Pahalı etekler, croptop'lar, gümüş ve gri zincirler, dövmeler, piercingler, en sevdiğim mavi renkte olan mavi lolipop'um ile -adını her zaman unutuyorum çünkü benim için önemli olan lezzeti.- belirli zamanlarda grubumuzla mesken edindiğimiz kaykay ve paten sürmek için yapılan alanın köşesinde duran kahverengi bank'a oturur, yurtdışından aldığım sigaramı dudaklarımın arasına yerleştirip daha önceden kavga ettiğimiz gruba çatık kaşlarımla bakardım.
Bunları düşünürken derin bir iç geçirmiş, ülkemi özlediğimi anlamıştım.
"Seni bu kadar düşündüren ve geren şey neymiş bakalım?"
Chungha'nın sesini duymamla bakışlarımı bulutlu gökyüzünden çekmiş, kaliteli uçağın siyah deri koltuğunda kıpırdanmıştım.
"Nerden çıkardın bunu? yok öyle birşey."
Dudaklarımı birbirine bastırmış, kaşlarımı indirip-kaldırmıştım.
Bordo ojenin rengine sahiplik eden tırnakları ile bana yanaşmış, benim büyük ellerime kıyasla küçük kalan ellerini yanağıma yerleştirerek dudaklarımın büzülmesini sağlamıştı. Bu hareketini sevmiyordum çünkü dudaklarım öne doğru büzülüyor ve tuhaf görünüyordum.
"Dudaklarını ısırıyor, kaşlarını çatıyor, bacağını sallayıp derin derin nefesler alıp-veriyorsun. Bir de orta ve işaret parmağınla baş parmağının kenarlarını zedeliyor, o yeri kanatıyorsun."
Ellerimle yanaklarımdaki ellerini ittirmiş, tensel temasımızı kesmiştim. Baldırlarımdaki kalın kitabı -akıl ve tutku- boş bölmeye bırakmış, üstümdeki beyaz tişörtü düzeltmiştim.
"Uçakta olduğumdan dolayı biraz stres yaptım sanırım. Onun dışında başka birşey yok, en azından seni ilgilendiren."
Söylediğim şeyle kırmızı saçlı arkadaşım birkaç dakikadan sonra söylenerek önüne dönmüş yeni kavga ettiği sevgilisini özlediğini söylemişti. Ben de derin bir nefes vererek baş parmağımla ağrıyan şakağımı kaşımış, okşayarak ağrımın gitmesini beklemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴄᴀʟʟ ᴏᴜᴛ ᴍʏ ɴᴀᴍᴇ :)
Fanfiction!slowupdate! :)) "Jeongguk Jeon, bu çocuk gizli bir cevher." diye devam etti yaşlı profesör... Aklından geçen onca kötü, ağır ve insanlık dışı şeye rağmen konuşmasına gözlüğünü düzelttikten sonra devam etti. "Jeongguk Jeon bizim hayat çizgimiz olaca...